Philips'in yuruttugu Skin Probe adi verilen bir proje cercevesinde, elbisenin ic katmani icine yerlestirilen ve derideki fiziksel(isi ve tat) ve ruhsal(heyecan, korku,stres) degisim sonucu bioparametrelerde meydana gelen degisimi olcen sensorler sayesinde kumas rengi degiserek sizdeki degisimi aksettiriyor.
Firma calisanlarindan Ingrid Bal'in aktardigina gore elbisenin rengi istenirse programlanabilecek. Mesela sinirli iseniz kirmizi, sakinseniz yesil yapabilirsiniz. Boylece calisma arkadaslariniz hangi durumda oldugunuzu gorecek ve tedbirlerini alabilecekler. Gereksiz catismalar boylece onlenebilecek.
29 Aralık 2007 Cumartesi
85.000$ lik cep telefonu faturasi
Piotr Staniaszek isimli Kanada vatandasi cep telefonunu bilgisayarina modem olarak kullanirken, Bell sirketi tarafindan aylik 10$ karsiligi saglanan limitsiz baglanti sinirlari icinde kaldigini dusunuyordu. Kendisine 65.000$ lik fatura ulastiginda sirketi arayarak sikayetini bildirdi; borcu o anda 85.000$ a yukselmisti. Piotr muhtemelen abonman kontratinin icerigini incelememisti. Bu tur kontratlar sadece cep telefonu datasini kapsar, cep telefonunun bilgisayara modem olarak baglanmasi ise degisik bir trafiktir.
Bell Mobility sirketi hesabi 3.243$ a kadar indirmis olmasina ragmen Staniaszek hala savasmaya devam ediyor. Kendi tezine gore hesap yukselmeye basladigi zaman sirket onu uyarmaliydi. Eski abonmani sirasinda bir kez hesabin 100$ ustune cikmasi uzerine uyari telefonu almis, fakat bu kez binlerce dolara cikilmasina ragmen kimse zahmet edip onu uyarmamisti.
Ihtilaf yasayip binlerce YTL tutarinda faturalarla karsilasmak istemiyorsaniz siz siz olun, satin aldiginiz servisin hangi tur 'data' yi kapsadigini iyice arastirin. Hatta cep telefonunuzun borc tutarini servis saglayicinin web sitesinden sik sik kontrol ederek yeni bir bilinmeyen uygulamanin azizligine ugramayin.
Bell Mobility sirketi hesabi 3.243$ a kadar indirmis olmasina ragmen Staniaszek hala savasmaya devam ediyor. Kendi tezine gore hesap yukselmeye basladigi zaman sirket onu uyarmaliydi. Eski abonmani sirasinda bir kez hesabin 100$ ustune cikmasi uzerine uyari telefonu almis, fakat bu kez binlerce dolara cikilmasina ragmen kimse zahmet edip onu uyarmamisti.
Ihtilaf yasayip binlerce YTL tutarinda faturalarla karsilasmak istemiyorsaniz siz siz olun, satin aldiginiz servisin hangi tur 'data' yi kapsadigini iyice arastirin. Hatta cep telefonunuzun borc tutarini servis saglayicinin web sitesinden sik sik kontrol ederek yeni bir bilinmeyen uygulamanin azizligine ugramayin.
27 Aralık 2007 Perşembe
SPYWARE(CASUS YAZILIM) HAKKINDA
Sevgili Dostlar,
Spyware (casus yazilim) nedir?nasil calisir? nasil kurtulabiliriz?iste bu konuda bilmeniz gerekenler:
Bazen bilgisayarimiz o kadar yavaslar ki mesela siz bir hamburger yiyinceye kadar o ancak bir word dosyasini acar; iste bunun sebebi spyware olabilir.
Spyware bir bilgisayar programidir, sizin bilgisayarinizin isletim sistemine baglanarak sizin internet tercihlerinizi ogrenir ve/veya kendileri tarafindan host edilen bir siteye yonlendirir ve o siteye trafik saglar, size istenmeyen satis reklamlari gibi acilan pencereler getirir. Yakin zamanda yapilan tahminlere gore kisisel bilgisayarlarin 2/3 kadari bu casus yazilimlara maruz bulunmaktadir. Durun, umitsizlige kapilip olmayacak isler yapmadan once biraz daha bilgi edinin ve bundan nasil kurtulabileceginizi ogrenin.
Bazi kisiler casus yazilim ile virus'u karistirirlar. Virus bir programdir, ancak onun ozelligi sizin bilgi dosyalariniza, hatta hard diskinize zarar vermesi ve diger bilgisayarlara yayilabilme ozelligidir.
Spyware dedigimiz casus yazilimlar ise sizin izniniz/bilginiz olmadan bilgisayariniza girer ve arka planda calisarak sizin isteginiz disinda aramalar yapar ve size reklam pencereleri acar.
Casus yazilimlarin cogunun hedefi Windows isletim sistemidir. Onde gelen spyware firmalarindan bazilari sunlardir:Gator,Bondi Buddy, 180 Solutions, DirectRevenue, Cydoor, CoolWebSearch, Xupiter, XXXDial ve Euniverse.
Peki casus yazilimlar bilgisayariniza nasil giriyor? Bu genellikle sizin yapmis oldugunuz bir islemle olur:bir dugmeye tiklamak, yeni bir program paketi kurmak veya tarayicinizin islevselligini arttirmak amaciyla indirebileceginiz bazi programciklar v.s.....
1-Peer to peer diye anilan bazi dosya paylasim programlari (Kazaa gibi)
2-Bir web sitesi veya acilan bir pencere dogrudan bilgisayariniza bir program indirmeye calisir. Bu durumda sadece tarayicinizdan bunu yuklemek isteyip istemedigini soran bir mesaj alirsiniz.
3-Tarayici ekleri: bunlar tarayiciniza eklenen cubuk veya arama kutularidir.
4-En kotusu sizi casus yazilimlara karsi korumayi vaad ederek sizi inandiran ve boylece bilgisayariniza sizmayi basaran yazilimlar.
Bir kez yerlestikten sonra casus yazilim neler yapabilir?
Siz bilgisayarinizi acinca arka planda calismaya baslar, RAM inizin bir kismini isgal eder ve processorunuzu gereksiz isgal ederek yavaslatir. Kendi kendine acilan sonsuz sayida reklam pencereleri acarak tarayicinizi pratikte kullanilamaz duruma getirebilir. Baslangic sayfanizi degistirerek her acilista sizi baska bir reklam sayfasina veya bir siteye yonlendirebilir. Bazilari arama kutucuklarinizi kullanilamaz duruma getirerek sizi istedikleri taraflara yonlendirir. Bazilari internet baglantinizin zarar gormesini bile saglayabilir. Eger dial-up baglantiniz varsa bazilari sizin modem ayarlarinizi degistirerek pahali hatlari aramanizi ve yuklu faturalarla karsilasmanizi saglayabilir. Bazilari koruma duvari ayarlarinizi degistirerek istenmeyen misafirleri iceri alabilir.
Casus yazilimlara karsi bazi yasalar cikartilmis ve kullanicinin rizasi disinda casus yazilimlarin bilgisayarlara yuklenmesi yasayla yasaklanmistir. Ancak pratikte yasal yollardan sonuc almak cok zordur cunku hangi yazilimin hangi firmaya ait oldugunu belgelemek, hangi mahkemenin davaya bakacagini bulabilmek bile bazen cok zordur.
Peki bundan kendinizi korumak veya kurtulmak isterseniz neler yapmaniz gerekir?
Ad-aware, Spybot ve Microsoft AntiSpyware gibi ucretsiz proglamlari calistirarak tarayabilirsiniz. Anti-virus yazilimlari gibi calisarak casus yazilimlari bulur ve size haber vererek silmenize olanak saglarlar.
Eger guvenilir ve taninmis bir site degilse ve size bir program yuklemeyi empoze ediyorsa bundan sakinmalisiniz. Eger kendiliginden acilan pencere size Evet veya Hayir diye bir soru sorarsa pencereyi kapatmak icin Hayir dugmesi yerine X e basarak veya tarayicinizin pencere kapatmak icin kullandigi klavye kombinasyonunu girerek pencereyi kapatmayi tercih edin.
Casus yazilim ve viruslerden uzak gunler dilegiyle.
Spyware (casus yazilim) nedir?nasil calisir? nasil kurtulabiliriz?iste bu konuda bilmeniz gerekenler:
Bazen bilgisayarimiz o kadar yavaslar ki mesela siz bir hamburger yiyinceye kadar o ancak bir word dosyasini acar; iste bunun sebebi spyware olabilir.
Spyware bir bilgisayar programidir, sizin bilgisayarinizin isletim sistemine baglanarak sizin internet tercihlerinizi ogrenir ve/veya kendileri tarafindan host edilen bir siteye yonlendirir ve o siteye trafik saglar, size istenmeyen satis reklamlari gibi acilan pencereler getirir. Yakin zamanda yapilan tahminlere gore kisisel bilgisayarlarin 2/3 kadari bu casus yazilimlara maruz bulunmaktadir. Durun, umitsizlige kapilip olmayacak isler yapmadan once biraz daha bilgi edinin ve bundan nasil kurtulabileceginizi ogrenin.
Bazi kisiler casus yazilim ile virus'u karistirirlar. Virus bir programdir, ancak onun ozelligi sizin bilgi dosyalariniza, hatta hard diskinize zarar vermesi ve diger bilgisayarlara yayilabilme ozelligidir.
Spyware dedigimiz casus yazilimlar ise sizin izniniz/bilginiz olmadan bilgisayariniza girer ve arka planda calisarak sizin isteginiz disinda aramalar yapar ve size reklam pencereleri acar.
Casus yazilimlarin cogunun hedefi Windows isletim sistemidir. Onde gelen spyware firmalarindan bazilari sunlardir:Gator,Bondi Buddy, 180 Solutions, DirectRevenue, Cydoor, CoolWebSearch, Xupiter, XXXDial ve Euniverse.
Peki casus yazilimlar bilgisayariniza nasil giriyor? Bu genellikle sizin yapmis oldugunuz bir islemle olur:bir dugmeye tiklamak, yeni bir program paketi kurmak veya tarayicinizin islevselligini arttirmak amaciyla indirebileceginiz bazi programciklar v.s.....
1-Peer to peer diye anilan bazi dosya paylasim programlari (Kazaa gibi)
2-Bir web sitesi veya acilan bir pencere dogrudan bilgisayariniza bir program indirmeye calisir. Bu durumda sadece tarayicinizdan bunu yuklemek isteyip istemedigini soran bir mesaj alirsiniz.
3-Tarayici ekleri: bunlar tarayiciniza eklenen cubuk veya arama kutularidir.
4-En kotusu sizi casus yazilimlara karsi korumayi vaad ederek sizi inandiran ve boylece bilgisayariniza sizmayi basaran yazilimlar.
Bir kez yerlestikten sonra casus yazilim neler yapabilir?
Siz bilgisayarinizi acinca arka planda calismaya baslar, RAM inizin bir kismini isgal eder ve processorunuzu gereksiz isgal ederek yavaslatir. Kendi kendine acilan sonsuz sayida reklam pencereleri acarak tarayicinizi pratikte kullanilamaz duruma getirebilir. Baslangic sayfanizi degistirerek her acilista sizi baska bir reklam sayfasina veya bir siteye yonlendirebilir. Bazilari arama kutucuklarinizi kullanilamaz duruma getirerek sizi istedikleri taraflara yonlendirir. Bazilari internet baglantinizin zarar gormesini bile saglayabilir. Eger dial-up baglantiniz varsa bazilari sizin modem ayarlarinizi degistirerek pahali hatlari aramanizi ve yuklu faturalarla karsilasmanizi saglayabilir. Bazilari koruma duvari ayarlarinizi degistirerek istenmeyen misafirleri iceri alabilir.
Casus yazilimlara karsi bazi yasalar cikartilmis ve kullanicinin rizasi disinda casus yazilimlarin bilgisayarlara yuklenmesi yasayla yasaklanmistir. Ancak pratikte yasal yollardan sonuc almak cok zordur cunku hangi yazilimin hangi firmaya ait oldugunu belgelemek, hangi mahkemenin davaya bakacagini bulabilmek bile bazen cok zordur.
Peki bundan kendinizi korumak veya kurtulmak isterseniz neler yapmaniz gerekir?
Ad-aware, Spybot ve Microsoft AntiSpyware gibi ucretsiz proglamlari calistirarak tarayabilirsiniz. Anti-virus yazilimlari gibi calisarak casus yazilimlari bulur ve size haber vererek silmenize olanak saglarlar.
Eger guvenilir ve taninmis bir site degilse ve size bir program yuklemeyi empoze ediyorsa bundan sakinmalisiniz. Eger kendiliginden acilan pencere size Evet veya Hayir diye bir soru sorarsa pencereyi kapatmak icin Hayir dugmesi yerine X e basarak veya tarayicinizin pencere kapatmak icin kullandigi klavye kombinasyonunu girerek pencereyi kapatmayi tercih edin.
Casus yazilim ve viruslerden uzak gunler dilegiyle.
26 Aralık 2007 Çarşamba
24 SAATTE INSAN VUCUDU
İnsanoğlu 24 saatte 24 kez değişir.Hem ruh hali hemde vücud ısısı,tansiyon,kalp atımı,hormonlar sürekli değişim halindedir.
biyologlar,doktorlar ve farmakologlar bu olağanüstü duruma kronobiyoloji adını veriyorlar.
06.00
Kortizon salgılamasıyla organizma uyanır. Bu uyanma vücut için kendini yavaş kalkmaya hazırlama işaretidir. Metabolizma hareketlenir ve o günün işleri için enerji ve protein hizmete hazır olur.
07.00
Vücut hâlâ zayıf bir safhadadır. Bu nedenle bu saatte spor yapmaktan kaçının. Çünkü kalbe ve dolaşıma gereksiz yüklenmiş olursunuz. Spor yerine güzel bir kahvaltı edin, çünkü sindirim organları bu saatte iyi çalışır. Karbonhidratlar bizim için yararlı olacak enerjiye çevrilir (Geceleri ise yağlar).
08.00
Bu saat cinsel yaşaminız için en iyi zamandır. Çünkü bezler fazla miktarda hormon salgılarlar. Romatizması olanlar uzuvlarındaki ağrıyı gün boyu daha kuvvetli hissederler. Sigara tiryakileri için de durum farklı değildir. Kahvaltı sigarası damarları her zamankinden daha fazla daraltır.
09.00
Vücudun dinç, kuvvetli olduğu saattir. Herhangi bir hastalık için iğne olacaksanız bu en doğru zamandır. İğnenin ateş ve şişme gibi yan etkileri ender olarak görülür, vücudumuz röntgen ışınlarına karşı daha dirençlidir.
10.00
Organizma şimdi faaliyete, harekete hazır durumdadır. Fazla enerjiktir, vücut en fazla ısısına ulaşmıştır, verimliliğimiz en üst düzeydedir. 'Kısa süre belleği' iyi durumdadır. İnsan dinamik olur. Fakat dikkat edilecek nokta şudur; saat 10.00 ile 12.00 arası enfarktüs olaylarına sık rastlanır.
11.00
Vücudumuzun tam formunda olduğu bir saattir. Kalp ve dolaşım o kadar zinde durumdadır ki yapılan muayenelerde kalpteki bir bozukluk gözden kaçabilir. Verimli olmaya programlanmışızdır. Hazır cevaptır ve özellikle hesap işleri, matematik ödevleri rahat ve iyi bir şekilde, zorlanmadan yapılabilir.
12.00
Vücudun dinlenmeye ihtiyacı vardır. Dikkat azalır ve insanı uyku basar. Midedeki asit miktarı fazlalaşır (Hatta birşey yemesek bile). Beyindeki kan akımı azalır. Çünkü kan sindirim organlarını desteklemesi için mide tarafından kullanılır. Öğle uykusu uyuyabilen kişilerde istatistiklere göre enfarktüse %30 oranında az rastlanır.
13.00
Vücut formdan bir hayli düşmüştür. Verimlilik gün ortalamasının %20 aşağısındadır. Bütün organlar en alt düzeyde çalışır, sadece safra öğle yemeğini hazmettirmek için faaliyettedir.
14.00
Kendimizi bitkin hissederiz. Çünkü tansiyon ve hormon düzeyi düşmüştür. Diş doktorundan korkan kişi doktora bu saatte randevu almalıdır. Çünkü bu saatte acıyı daha az hissederiz. Lokal anestezi uzun süre devam eder (30 dk.). Sabahları bu süre 12 dk., akşamları ise 19 dk.'dır.
15.00
Yeni işlere hazır olun enerjimiz geri gelmiştir, belleğimiz tam formundadır. İkinci kez verimliliğe yaklaşırız ama bu verimlilik sabahkinden azdır.
16.00
Spor faaliyetleri için en iyi saattir. Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumdadır. Antrenmanlar için de en iyi zamandır. Asit önleyici ilaçların etkisi bu saatte çok iyidir.
17.00
Organların faaliyeti üst düzeydedir. Kuvvetimiz artar, oksijenin harcanması fazlalaşır. Böbrekler ve mesane özellikle çok çalışır. Tırnakların ve saçın en çabuk uzadığı zamandır. Fakat mide ülseri olan hastalar için durum kritiktir. Öğleden sonra geç saatlerde ve akşamın ilk saatlerinde midedeki asit miktarı fazlalaşır. Saat 17.00'ye doğru mide kanamasından dolayı hastaneye gelenlerin sayısı artar.
18.00
Akşam yemeği için iyi bir saattir. Pankreas bu saatte özellikle aktiftir.
19.00
Kan basıncı ve nabız genellikle bu saatte tembelleşir. Bu nedenle kan basıncı düşüren ilaçlar konusunda dikkatli olmalısınız, bu ilaçlar tehlikeli olabilirler. Sinir sistemi üzerinde etkili olan ilaçların tesiri de bu saatte fazladır.
20.00
Karaciğerdeki yağ düzeyi düşer ve kirli kan kalbe herzamankinden daha fazla akar. Alerjisi olanlar ve astımlılar ilaçlarını bu saatte almalıdırlar. Etkisi hemen görülür. Antibiyotiklerde az dozda alınsa bile etkileri en üst düzeyde olur.
21.00
Sindirim organlarının günlük görevi sona ermiştir. Davetleri sevenler dikkatli olmalıdırlar. Gelen herşey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalır ve bu durum tehlikelidir. Kalan yemekler barsak sahasındaki mukozaya hücum ederler. O yüzden bu saatte özellikle kilolu olanlar yemek konusunda dikkatli davranmalıdırlar.
22.00
Bu saatte vücudumuzun polisi akyuvarlar özellikle aktiftirler. Dozu azaltılması gereken ilaçlar için bu çok elverişli bir saattir. Bu ilaçlar yanlış zamanda alındığı takdirde enfeksiyon tehlikesi fazlalaşır. Sigara içenler de son sigaralarını içmelidirler Çünkü bu saatten sonra vücut nikotin gibi zehirleri daha zor atar.
23.00
Organizma gün boyunca aktif bir şekilde faaliyet gösteren strese hormonunun salgılamasını durdurur. Bu saatte sakinleşiriz, rahatlarız, gevşeriz. Tam dinlenme saatidir. Metabolizmanın faaliyeti en alt düzeydedir. Tansiyon, kalbin atımı ve vücut ısısı düşer. Gebelerde doğum sancıları çoğunlukla bu saatte olur. Çünkü sancıya neden olan gebelik hormonlarının salgılanması üst düzeydedir.
24.00
Uyuduğumuz sırada deri hücreleri durmadan çalışır, gündüz olduğundan daha sık bölünürler. İlk rüya safhası başlar, yarım saat içinde rüya görmeye başlarız.
01.00
Verimliliğimiz en alt düzeydedir. Bu saatte hâlâ çalışanlar hata yaparlar, dikkat son derece azalır. Çünkü vücut kendini uyumaya programlamıştır, kısa zamanda en derin uykuya dalınır.
02.00
Araba kullananlar bu saatte çok dikkatli olmalıdırlar. Çünkü görme zayıflar, tepkiler yavaşlar. Bu nedenle trafik kazaları bu saatte daha fazla olur. Vücut soğuğa çok hassastır, çabuk üşür. Fakat derimiz acıya karşı fazla hassas değildir.
03.00
Bedensel ve ruhsal olarak karanlık bir safhadır. Melatonin hormonunun salgılanması tembel ve kararsız yapar. İntihar edenlerin sayısı fazlalaşır.
04.00
Stres hormonundan enerji kazanırız. Enfarktus krizleri saat 04.00 ile 06.00 arasında özellikle fazladır. Çünkü kan basıncı oldukça yükselir, damarlar gerilir. Gebe kadınlar için de doğum yapma olasılığının en yüksek olduğu zamandır.
05.00
Bu saatte vücuttaki erkeklik hormonu salgılanması artar. Strese hormonun konsantrasyonu bizi faaliyete geçirmiştir. Bu hormon gündüz değerinin tam altı katına çıkar. Vücudumuz harekete geçer kaybolan enerji yeniden geri gelir. Artık yeni bir güne başlamak için hazırızdır.
biyologlar,doktorlar ve farmakologlar bu olağanüstü duruma kronobiyoloji adını veriyorlar.
06.00
Kortizon salgılamasıyla organizma uyanır. Bu uyanma vücut için kendini yavaş kalkmaya hazırlama işaretidir. Metabolizma hareketlenir ve o günün işleri için enerji ve protein hizmete hazır olur.
07.00
Vücut hâlâ zayıf bir safhadadır. Bu nedenle bu saatte spor yapmaktan kaçının. Çünkü kalbe ve dolaşıma gereksiz yüklenmiş olursunuz. Spor yerine güzel bir kahvaltı edin, çünkü sindirim organları bu saatte iyi çalışır. Karbonhidratlar bizim için yararlı olacak enerjiye çevrilir (Geceleri ise yağlar).
08.00
Bu saat cinsel yaşaminız için en iyi zamandır. Çünkü bezler fazla miktarda hormon salgılarlar. Romatizması olanlar uzuvlarındaki ağrıyı gün boyu daha kuvvetli hissederler. Sigara tiryakileri için de durum farklı değildir. Kahvaltı sigarası damarları her zamankinden daha fazla daraltır.
09.00
Vücudun dinç, kuvvetli olduğu saattir. Herhangi bir hastalık için iğne olacaksanız bu en doğru zamandır. İğnenin ateş ve şişme gibi yan etkileri ender olarak görülür, vücudumuz röntgen ışınlarına karşı daha dirençlidir.
10.00
Organizma şimdi faaliyete, harekete hazır durumdadır. Fazla enerjiktir, vücut en fazla ısısına ulaşmıştır, verimliliğimiz en üst düzeydedir. 'Kısa süre belleği' iyi durumdadır. İnsan dinamik olur. Fakat dikkat edilecek nokta şudur; saat 10.00 ile 12.00 arası enfarktüs olaylarına sık rastlanır.
11.00
Vücudumuzun tam formunda olduğu bir saattir. Kalp ve dolaşım o kadar zinde durumdadır ki yapılan muayenelerde kalpteki bir bozukluk gözden kaçabilir. Verimli olmaya programlanmışızdır. Hazır cevaptır ve özellikle hesap işleri, matematik ödevleri rahat ve iyi bir şekilde, zorlanmadan yapılabilir.
12.00
Vücudun dinlenmeye ihtiyacı vardır. Dikkat azalır ve insanı uyku basar. Midedeki asit miktarı fazlalaşır (Hatta birşey yemesek bile). Beyindeki kan akımı azalır. Çünkü kan sindirim organlarını desteklemesi için mide tarafından kullanılır. Öğle uykusu uyuyabilen kişilerde istatistiklere göre enfarktüse %30 oranında az rastlanır.
13.00
Vücut formdan bir hayli düşmüştür. Verimlilik gün ortalamasının %20 aşağısındadır. Bütün organlar en alt düzeyde çalışır, sadece safra öğle yemeğini hazmettirmek için faaliyettedir.
14.00
Kendimizi bitkin hissederiz. Çünkü tansiyon ve hormon düzeyi düşmüştür. Diş doktorundan korkan kişi doktora bu saatte randevu almalıdır. Çünkü bu saatte acıyı daha az hissederiz. Lokal anestezi uzun süre devam eder (30 dk.). Sabahları bu süre 12 dk., akşamları ise 19 dk.'dır.
15.00
Yeni işlere hazır olun enerjimiz geri gelmiştir, belleğimiz tam formundadır. İkinci kez verimliliğe yaklaşırız ama bu verimlilik sabahkinden azdır.
16.00
Spor faaliyetleri için en iyi saattir. Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumdadır. Antrenmanlar için de en iyi zamandır. Asit önleyici ilaçların etkisi bu saatte çok iyidir.
17.00
Organların faaliyeti üst düzeydedir. Kuvvetimiz artar, oksijenin harcanması fazlalaşır. Böbrekler ve mesane özellikle çok çalışır. Tırnakların ve saçın en çabuk uzadığı zamandır. Fakat mide ülseri olan hastalar için durum kritiktir. Öğleden sonra geç saatlerde ve akşamın ilk saatlerinde midedeki asit miktarı fazlalaşır. Saat 17.00'ye doğru mide kanamasından dolayı hastaneye gelenlerin sayısı artar.
18.00
Akşam yemeği için iyi bir saattir. Pankreas bu saatte özellikle aktiftir.
19.00
Kan basıncı ve nabız genellikle bu saatte tembelleşir. Bu nedenle kan basıncı düşüren ilaçlar konusunda dikkatli olmalısınız, bu ilaçlar tehlikeli olabilirler. Sinir sistemi üzerinde etkili olan ilaçların tesiri de bu saatte fazladır.
20.00
Karaciğerdeki yağ düzeyi düşer ve kirli kan kalbe herzamankinden daha fazla akar. Alerjisi olanlar ve astımlılar ilaçlarını bu saatte almalıdırlar. Etkisi hemen görülür. Antibiyotiklerde az dozda alınsa bile etkileri en üst düzeyde olur.
21.00
Sindirim organlarının günlük görevi sona ermiştir. Davetleri sevenler dikkatli olmalıdırlar. Gelen herşey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalır ve bu durum tehlikelidir. Kalan yemekler barsak sahasındaki mukozaya hücum ederler. O yüzden bu saatte özellikle kilolu olanlar yemek konusunda dikkatli davranmalıdırlar.
22.00
Bu saatte vücudumuzun polisi akyuvarlar özellikle aktiftirler. Dozu azaltılması gereken ilaçlar için bu çok elverişli bir saattir. Bu ilaçlar yanlış zamanda alındığı takdirde enfeksiyon tehlikesi fazlalaşır. Sigara içenler de son sigaralarını içmelidirler Çünkü bu saatten sonra vücut nikotin gibi zehirleri daha zor atar.
23.00
Organizma gün boyunca aktif bir şekilde faaliyet gösteren strese hormonunun salgılamasını durdurur. Bu saatte sakinleşiriz, rahatlarız, gevşeriz. Tam dinlenme saatidir. Metabolizmanın faaliyeti en alt düzeydedir. Tansiyon, kalbin atımı ve vücut ısısı düşer. Gebelerde doğum sancıları çoğunlukla bu saatte olur. Çünkü sancıya neden olan gebelik hormonlarının salgılanması üst düzeydedir.
24.00
Uyuduğumuz sırada deri hücreleri durmadan çalışır, gündüz olduğundan daha sık bölünürler. İlk rüya safhası başlar, yarım saat içinde rüya görmeye başlarız.
01.00
Verimliliğimiz en alt düzeydedir. Bu saatte hâlâ çalışanlar hata yaparlar, dikkat son derece azalır. Çünkü vücut kendini uyumaya programlamıştır, kısa zamanda en derin uykuya dalınır.
02.00
Araba kullananlar bu saatte çok dikkatli olmalıdırlar. Çünkü görme zayıflar, tepkiler yavaşlar. Bu nedenle trafik kazaları bu saatte daha fazla olur. Vücut soğuğa çok hassastır, çabuk üşür. Fakat derimiz acıya karşı fazla hassas değildir.
03.00
Bedensel ve ruhsal olarak karanlık bir safhadır. Melatonin hormonunun salgılanması tembel ve kararsız yapar. İntihar edenlerin sayısı fazlalaşır.
04.00
Stres hormonundan enerji kazanırız. Enfarktus krizleri saat 04.00 ile 06.00 arasında özellikle fazladır. Çünkü kan basıncı oldukça yükselir, damarlar gerilir. Gebe kadınlar için de doğum yapma olasılığının en yüksek olduğu zamandır.
05.00
Bu saatte vücuttaki erkeklik hormonu salgılanması artar. Strese hormonun konsantrasyonu bizi faaliyete geçirmiştir. Bu hormon gündüz değerinin tam altı katına çıkar. Vücudumuz harekete geçer kaybolan enerji yeniden geri gelir. Artık yeni bir güne başlamak için hazırızdır.
Air France Avrupa'da bir ilke imza atiyor.
Air France Fransiz hava yollari Avrupa kitasi icin bir ilke imza atarak seferlerinde sinirli(noktasiz) bir cep telefonu kullanimina izin veriyor.
Yolcular, bazi ucus hatlarinda, kisa mesaj gonderebilecek ve alabilecekler; eger telefonlari uyumlu ise internet uzerinden maillerine ulasarak mail alip gonderebilecekler.
Baslangicta yolcular sesli telefon gorusmesi yapamayacaklar; burada soz konusu olan durum konusmalardan diger yolcularin rahatsiz olabilecekleri endisesi.
Nasil gerceklestirecegini aciklamamakla birlikte Air France uc ay icinde yolcularin konforundan odun vermeden sesli telefon konusmalarina da baslanacagini acikladi.
Ucus sirasinda yapilacak iletisim icin ucak icinde bir baz istasyonu bilgileri uyduya aktariyor; uydudan yer istasyonuna giden bilgiler telefon sistemine aktariliyor. Bu hizmet Airbus firmasinin da sahipleri icinde bulundugu Onair firmasi tarafindan saglaniyor.
Cep telefonlarini kullanmak isteyen yolcular milletlerarasi arama yaparmis gibi ucretlendirilecekler, ama ucretlendirme konusu henuz tam bir acikliga kavusmadi.
Ucaklarda ne zaman cep telefonlarini kullanmanin serbest oldugunu gosteren isikli bir ikaz sistemi var. Ucak 10.000 feet uzerine ciktiginda yolcular ceplerini kullanabilecekler.
Servisin nasil kullanilacagini gosteren bir kilavuz bastirilarak yolcu koltuklarina konacak. Yolcular servisi kullandiktan sonra buraya memnuniyetlerini, sikayetlerini, isteklerini veya onerilerini yazabilecekler. Air France 6 aylik bir deneme doneminden sonra sistemi tum seferlerine yayginlastirmayi dusunuyor.
Yolcular, bazi ucus hatlarinda, kisa mesaj gonderebilecek ve alabilecekler; eger telefonlari uyumlu ise internet uzerinden maillerine ulasarak mail alip gonderebilecekler.
Baslangicta yolcular sesli telefon gorusmesi yapamayacaklar; burada soz konusu olan durum konusmalardan diger yolcularin rahatsiz olabilecekleri endisesi.
Nasil gerceklestirecegini aciklamamakla birlikte Air France uc ay icinde yolcularin konforundan odun vermeden sesli telefon konusmalarina da baslanacagini acikladi.
Ucus sirasinda yapilacak iletisim icin ucak icinde bir baz istasyonu bilgileri uyduya aktariyor; uydudan yer istasyonuna giden bilgiler telefon sistemine aktariliyor. Bu hizmet Airbus firmasinin da sahipleri icinde bulundugu Onair firmasi tarafindan saglaniyor.
Cep telefonlarini kullanmak isteyen yolcular milletlerarasi arama yaparmis gibi ucretlendirilecekler, ama ucretlendirme konusu henuz tam bir acikliga kavusmadi.
Ucaklarda ne zaman cep telefonlarini kullanmanin serbest oldugunu gosteren isikli bir ikaz sistemi var. Ucak 10.000 feet uzerine ciktiginda yolcular ceplerini kullanabilecekler.
Servisin nasil kullanilacagini gosteren bir kilavuz bastirilarak yolcu koltuklarina konacak. Yolcular servisi kullandiktan sonra buraya memnuniyetlerini, sikayetlerini, isteklerini veya onerilerini yazabilecekler. Air France 6 aylik bir deneme doneminden sonra sistemi tum seferlerine yayginlastirmayi dusunuyor.
Etiketler:
cep telefonu,
internet,
kisa mesaj,
mail,
sefer,
ucak
Arac muayene ucretleri hakkinda
Degerli dostlar,
2008 yilinda arac muayenesinde tahsil edilecek harclar konusunda gelir idaresi tarafindan bir sirkuler yayinlandi; sirkulere ulasmak icin sadece tiklayin:
http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1079&uid=c331GJHLUmOAHNnA&type=sirkuler
Iyi seneler.
2008 yilinda arac muayenesinde tahsil edilecek harclar konusunda gelir idaresi tarafindan bir sirkuler yayinlandi; sirkulere ulasmak icin sadece tiklayin:
http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1079&uid=c331GJHLUmOAHNnA&type=sirkuler
Iyi seneler.
25 Aralık 2007 Salı
Beyin Sagligi Icin

Yasantinizin kontrol ve yonetim merkezidir. Yaptiginiz her sey onun kontrolundedir. Nasil hissettiginizi, davranislarinizi, dusuncelerinizi, ne tip bir insan oldugunuzu hep o belirler. Beyniniz. Dusunebileceginiz beceri ve buyuklukten daha ustun ozellikleri vardir. Son yillarda yapilan PET, SRECT, fMRI ve QEEG ile ilgili bilimsel calismalar, beyin yapisi ve calismasi hakkinda daha dogru bilgilere sahip olmamizi saglamistir. Alkol, madde bagimliligi, sigara, fazla kahve tuketimi ve gereksiz ilac kullanimi, beyin kan akimini olumsuz yonde etkiledigi bildirilmistir. Ornegin sigarada bulunan nikotin, beynin dikkat, sabir, yargilama gibi ozelliklere sahip frontal (alin) bolgesini uyarmakta ve nikotin kanda oldugu sure icinde dikkati ve sabri artirmaktadir. Ancak bu arada frontal alana olan kan akimi azalmaktadir. Bu bolgenin ihtiyaci olan oksijen ve sekerin ulasmasi onlenmektedir. Sigara icimi bittiginde uyari ortadan kalkmakta , sabir, dikkat gibi ozellikler zayiflamakta ve asil onemlisi o bolgenin beslenememesi sonucu yapisi ve calisma duzeni bozulmaktadir. UCLA'da yapilan bir calisma, kokain kullananlarin kullanmayanlara gore beyin kanlanmasinda %23 oraninda azalma oldugu, sigara kullananlarda ise bu oranin %45 oldugu bildirilmistir. Esrar kullananlarda bu oran temporal (sakak) bolgesi icin %85'dir. Kahvede bulunan kafein ise beyin damarlarinin kasilmasi ve sonucta buzulmesine yol acarak kan akimini azaltir. Bir fincan kahvenin tabiki bu denli zarari yoktur ama asiri kahve, cay, kola ve hatta soda tuketimide bu sonuca yolacabilir. Azi yarar, ortasi karar, cogu zarar sozu bu gidalar icin cok gecerlidir.
Beyin'e toksIk olan bu maddelerden sonra faydali olan besinlere bakalim. Proteinler, kompleks karbonhidratlar, omega 3 balik yagi, badem, ceviz, zeytinyagi. Kahvaltida protein alinmalidir. Yumurta, salam gibi.. Hafif karbonhidratlardan uzak durulmalidir, sekerli yiyecekler, patates, simit vb.. Gun icinde bir kez multivitamin ve mineral tabletleri alinmalidir. Yesillik her sofrada olmalidir. Balik, ozellikle soguk suda yasayan buyuk baliklar tercih edilmelidir, somon ve ton baligi (cicek yagi icinde konserve olanlar yerine sade yada zeytinyagli olanlari tercih edin). Bu baliklarin hem omega 3 icerigi fazla hemde toksIk icerigi en azdir. (Her deniz urununde toksIk icerik az da olsa vardir. Denizlerimizde olan baliklarin toksIk icerigi soguk deniz baliklarina gore daha fazladir)
Ogle yemegi menunuzden hafif karbonhidratli gidalari ( ekmek, makarna, pirinc, sekerli besinler, patates) cikartirsaniz ogleden sonra zihninizin daha acik, enerjik ve zinde olacagini farkedersiniz. Karbonhidrat agirlikli beslenen insanlar daha cok duygulariyla hareket ederler, daha tembel, karar verme yetenegi daha az olurlar.
Dusunce biciminiz beyninizin calismasina, karar verme yeteneginize, dikkatinize yon verir. Olumsuz, sizi sinirlendiren bir olayi bir an once unutmaya calisin. Cunku, depresyon ve anksiyete zemininin en iyi yaraticilaridir. Bir de sorun olan konuyu unutmayip surekli beyninizde tekrar ederseniz hastaliklara davetiye cikarmis olabilirsiniz.
Hic kimse bir baskasinin dusuncelerini okuyamaz. Bu nedenle anlamli bakislardan rahatsiz olup beyninizi yormayin.
Gelecekle ilgili olumsuz dusunce, olumlu olacaklarin engelidir. Falciligi birakin.
Bir istediginiz gerceklesmesse ondan sonrakilerde gerceklesmeyecek anlamina gelmez. Asla, kesinlikle, herzaman, herkes gibi kesin yargi ve genellemelerden uzak durun.
Sucluluk duygusundan hemen kurtulun. Cunku yapacaginiz iyi seyleri engeller.
Kotu yonlerinizi bir kagida yazin ve onlari ezberleyin. Sizi etkileyecek dusuncenizden ve davranisinizdan once hatirlayin ve yapmamaya calisin.
Okuyun, ogrenin, bilgi acligini hep hissedin cunku her ogrenilen yeni bilgi beyindeki multimilyarlarca baglantiya yeni binler ekleyip cogalacak ve beyninizin, alternatif yol bulma olasiligi artacagindan, bozulmalara karsi direncini guclendirecektir. Ogrenme beyin kan akimini da artirir. Ogrenen degil ogrenmeyen beyin unutur.
Bir gazetede yurt disinda bir hekim ile ortak yazilar yazan meslektasimin makalesini okudum. 'Gereksiz bilgileri beyninizden atin' diyordu. Bilginin gereksizi olmaz. Onemli olan uygun yerde kullanabilmektir. Bunun icinde saglikli beyin gerekir. Beyniniz dogru calismiyorsa gerekli bilgi bile size fazla gelebilir.
Beyin vucudunuzu kontrol eder. Kolunuzu kaldirir, yurutur sizi yada aglatir. Damarlarinizi genisletip kasarak kan basincinizi (tansiyon) kontrol eder. Sizi karsi cinse yakinlastirir cunku sevismeye ihtiyaci vardir. Duzenli seks kadinlarda duzenli regl olmasina yardimci olur. Menapozu geciktirir. Ostrojen duzeyini artirir, yaslanmayi geciktirir. Ostrojen duzeyi dusuklugu beyin aktivitesini azaltir, hafizayi zayiflatir (UCLA yayini). Sonucta duzenli sex beyin icin iyidir. Tum bunlar duygusallik icinde yasanan cinsellik icin gecerlidir. Erkekler icin tatmin olmanin limbik sistem (duygularimizi kontrol eden en eski ve temel beyin bolumu) uzerinde faydasi oldugu bilinmektedir. Bu bulgular neden kadinlarda depresyon ve anksiyete bozukluklarinin daha sIk goruldugunu aciklar mi?
Rahat beden, acik zihin. Amacimiz bu muhtesem ikiliyi elde etmek ve tutmak olmalidir. Bunun icin oncelikle diyaframatik solunumu ogrenmemiz ve surekli uygulamamiz gerekiyor. Dakikada 6 nefes alacagiz. 5 saniyede ayni ve yavas hizda nefes alin ve 5 saniyede ayni ve yavas hizda verin. Egitim icin yere uzanin, gobeginizin uzerine kitap koyun ve nefesinizi anlatilan bicimde alip verin. Kitabin hareketini takip edin. Bu egzesizi gunluk hayatinizda her firsatta uygulayin.Bu sekilde nefes alip verebilen insanin gergin olmasi pek mumkun degildir.
Muzik, temporal lobun duzenli calismasina yardimci olur. 12 genc, 3 degisIk muzik tipi esliginde hafiza oyunu oynarken rap ve rock dinleyenler en zayif puan, klasIk muzik dinleyenler muzik dinlemeyenlere gore daha iyi puan almislar. Kaliforniya Universitesinde yapilan bir baska calismada Mozartin 2 piano icin sonatini dinleyen kisilerin gorsel zeka puanlarinin diger turleri dinleyenlere gore %10 daha fazla arttigi gosterilmis.
Televizyon izlemek beyni tembellestirir. Zaten cok TV izlemek tembellerin isidir. (Kisir dongu)
Beyin icin spor, bedeni yorgunluk ile birlikte, ayni anda beyni calistiran ozelligi de olmalidir. Bu nedenle beyin icin ideal spor masa tenisidir. Surekli dikkatin verilmesi gerektigi ender spor dallarindan biridir.
Menapoz ile ostrojen-kadinlik hormonu- duzeyi kanda azalir ve buna bagli yakinmalar ortaya cikar. Beyniniz ne kadar direncli ise yakinmalar da okadar az olacaktir. Menapoz tedavisinde ? amac beden direncini arttirmak olmalidir. (menapoz dogal bir olay, o nedenle tedavisi de anlamsiz) Halen tedavi amacli kalsiyum ve D vitaminli ilaclar yerine yuruyus ve gunes banyosu yeterlidir. Cunku almamiz gereken kalsiyum miktari gunluk 600 mg duzeyindedir ve gunluk besinlerden zaten bu miktar aliniyor. Besinlerle alinan kalsiyumun gunesten saglanan d vitamini ile etkin hale gelmesi yeterlidir. Ilaclarla alinan ve dogal olmayan kalsiyum damar, goz, kalp, bobrek gibi organlarda birikir ve dokunun calismasini bozar. Ostrojeni dogal olarak keten tohumundan alabilirsiniz. Taze tohumu ogutun, gunde 3 kez 1 tatli kasigi yutun. Bir kac gunluk alimi bir ise yaramaz, be nedenle sabirla uzun sure kullanin.
Dogadan ve dogal olandan uzaklastikca hastaliklar da artiyor. Basit ornegi hayvanlardir. Vucudun calisma ozellikleri acisindan insan ve omurgali hayvanlar arasinda bir fark yoktur. Dogal yasamlarinda hayvanlar insanlarda gorulen hastaliklara yakalanmazlar. Ancak insanlar tarafindan gelistirilen deney ortamina alinip dogal olandan ayrilirlarsa, insanlar gibi hasta olduklari gorulur. Bu nedenle besinleriniz olabildigince dogal olsun. Ornegin, patates dogada kabugu ile birlikte cig halde bulunur. Kabugunda sindirimine yarayacak vitaminler ve eser elementler bulunur. Kabugunu soyup yagda pisirirsek dogal ozellikleri kaybolur. Bu nedenle patates olabildigince az islenerek yenmelidir. Mumkun ise kabugunu soymadan, yag yerine suda pisirerek yiyin. Dogal yenmeyen besin maddeleri "sadece besleyici ozelligi kayboluyor" diye dusunmeyin. Vucudun giris kapisi sindirim sistemi ve akcigerdir. Buralardan vucuda giren her sey onemlidir. Yagli ve kabuksuz yenen patates sindirimi icin gerekli olan maddeleri kaybettiginden, bunlari vucudun diger bolumlerinden calar. Bu durum patatesle birlikte diger dogal olmayan besinlerle sureklilik gosterirse, hastaliklara iyi bir zemin ya da hastaliklarin ortaya cikisi ile sonlanir.
Hipertansiyon-tansiyon yuksekligi nedeni allostazdir. Dogal tedavisi icin gunde 2 adet muz yiyin. Muz yiyemiyorsaniz potasyumlu diger gidalara agirlik verin ( portakal suyu, patates, avakado, kayisi ve salgam).
Damar yapisini koruyan en onemli madde C vitaminidir. Damar sertligi, kalp krizi, beyin krizi (felc) ve diger damar hastaliklarindan korunmanin dogal yoludur. Ancak vucuda alindiktan sonraki etki suresi cok kisadir. Bu nedenle olabildigince sIk alinmasi gerekir. Gunde 5-6 kez 1 cay bardagi taze sIkilmis limon suyu icmek damar tikanmalarini onler, enfeksiyonlara direnci arttirir. Beyin ve kalp damar hastalarina siddetle oneririm.
Ogun aralarinda, acikinca badem, ceviz ve meyve yiyin. Biskuvi vb.. dogal olmayan rafine gidalardan uzak durun.
Gidalardan alinan kalsiyum, sanilanin aksine, oldugundan daha fazladir. Onemli olan alinan kalsiyumun vucut tarafindan dengeli bicimde kullanilmasini saglamaktir. Vucudun calisma dengesi bozuldugunda (allostaz) kalsiyum kullanimi da bozulur. bu nedenle fazla alinan kalsiyum vucutta birikir. Kalsiyumu en iyi dengeleyen madde magnezyumdur. Besinlerle alinan kalsiyum-magnezyum oraninin esit olmasi, fazla kalsiyum birikimini onleyecektir. Pet sise sularinin sertligini azaltmak amaciyla icerigindeki magnezyum orani azaltilir. Bu hatadir. Ictiginiz pet sularin uzerini kontrol ediniz. Kalsiyum magnezyum degerleri esit olan (ya da en yakin) sulari tercih ediniz.
Kara uzum cekirdeginin beyin on bolge duyarliligini azaltmada onemli etkisi vardir. Taze olarak gunluk oguttugunuz cekirdekleri bir miktar su ile gunde 3 kez 1 tatli kasigi yutun.
Elimde olsaydi Turkiyedeki 21 yas alti tum cocuklara kara uzum cekirdegi ile omega III dagitirdim.
24 Aralık 2007 Pazartesi
Wi-Fi arama tisortu


Bu yeni ve cok ozel tisort sayesinde 802.11b/g yayini yakinina geldiginizde tisortun gogus kisminda bulunan logo yaniyor. Tisortte 3 adet pil bulunuyor. Gogus kismindaki logo yikama icin sokulebiliyor. Bu tisort size networkun ismini veya sifreli olup olmadigini soylemiyor ama en azindan size orada bir Wi-Fi yayin bulundugunu haber veriyor. Tisortun fiyati simdilik 30$.
Bir diger haber de Amerika'da bazi havayollarinin ucaklarinda Wi-Fi erisim hizmetini saglamalari hususunda. JetBlue havayollari 11 Aralik itibariyla bu hizmeti vermeye basladi, ancak onlarin verdigi hizmet sadece Yahoo!mail, Yahoo Messenger ve Blackberry mail erisimi ile sinirli, diger bir deyisle web erisimi yok.
Virgin, Alaska ve American havayollari ise komple bir erisim hedefliyorlar fakat henuz su anda bir tesebbus yok. 2008 in ikinci ceyreginde her ucunun de en az bir ucaklarinda Wi-Fi saglanmis olacak ve eger iyi netice alinirsa 2009 sonuna kadar sistem butun ucaklara yerlestirilecek.
JetBlue'nun aksine diger havayollari bu hizmet icin ekstra bir ucretlendirme talep edebilir. Bu bilet fiyatina +10$ seklinde yansiyabilir.
Ayrica Skype ve benzerleri gibi VoIp hizmetlerinin de kisitlanip kisitlanmayacagi henuz tartisiliyor.
Kisacasi onumuzdeki yillarda yerden 10.000 metre yuksekte bile maillerimizi acip okuyabilecek ve cevaplandirabilecegiz. Yasasin teknoloji.
21 Aralık 2007 Cuma
FENERBAHCE'NIN RAKIBI BELLI OLDU: SEVILLA
Bugun Isvicre'de cekilen kuralar sonucu Fenerbahce'mizin rakibi Sevilla oldu. Su anda Ispanya liginde son puan durumu:
PT. PJ.
5 Espanyol 30 16
6 Racing 26 16
7 Valencia 25 16
8 Mallorca 21 16
9 Sevilla 20 16
10 Zaragoza 20 16
11 Almeria 19 16
12Recreativo 19 16
Asagida Sevilla'nin resmi internet sitesindeki bilgileri ispanyolca okuyabilirsiniz.
EL FENERBAHÇE, RIVAL DEL SEVILLA EN LOS OCTAVOS DE LA CHAMPIONS
Viernes, 21 de diciembre de 2007
El Fenerbahçe es el rival del Sevilla en los octavos de final de la UEFA Champions League, tras el sorteo celebrado en Nyon (Suiza). La ida se disputará en Fenerbahçe Sükrü Saracoglu, un infierno con capacidad para más de 50.000 espectadores, el 20 de febrero y la vuelta en el Sánchez Pizjuán el 4 de marzo de 2008.
El resto de emparejamientos es Celtic-Barcelona, Olympique Lyon-Manchester United, Schalke 04-Oporto, Liverpool-Inter Milán, Roma-Real Madrid, Arsenal-Milan y Olympiakos-Chelsea.
En duelo de eliminatoria, se encuentra el Sevilla a un equipo turco 27 años después, porque hace dos temporadas se midió al Besiktas en la fase de liguilla de la Copa de la UEFA. El Fenerbahçe es el actual campeón de la Liga de aquel país y ha hecho historia consiguiendo meterse por primera vez en octavos de final.
Al mando del Fenerbahçe está Arthur Antunes Coimbra, más conocido como Zico. El que fuera mejor futbolista brasileño de los ochenta es en la actualidad un entrenador de éxito en Turquía. En su primera campaña hizo campeón a los ‘canarios amarillos' y en ésta ha hecho la machada completando una fase de grupos brillantísima en Liga de Campeones y logrando un histórico pase a octavos de final. En casa ha ganado sus tres compromisos, incluso al Inter de Milán, y fuera aunque no ha logrado ninguna victoria, sólo ha hincado la rodilla en San Siro.
EL FENERBAHÇE, RIVAL DEL SEVILLA EN LOS OCTAVOS DE LA CHAMPIONS
Viernes, 21 de diciembre de 2007
El Fenerbahçe es el rival del Sevilla en los octavos de final de la UEFA Champions League, tras el sorteo celebrado en Nyon (Suiza). La ida se disputará en Fenerbahçe Sükrü Saracoglu, un infierno con capacidad para más de 50.000 espectadores, el 20 de febrero y la vuelta en el Sánchez Pizjuán el 4 de marzo de 2008.
El resto de emparejamientos es Celtic-Barcelona, Olympique Lyon-Manchester United, Schalke 04-Oporto, Liverpool-Inter Milán, Roma-Real Madrid, Arsenal-Milan y Olympiakos-Chelsea.
En duelo de eliminatoria, se encuentra el Sevilla a un equipo turco 27 años después, porque hace dos temporadas se midió al Besiktas en la fase de liguilla de la Copa de la UEFA. El Fenerbahçe es el actual campeón de la Liga de aquel país y ha hecho historia consiguiendo meterse por primera vez en octavos de final.
Al mando del Fenerbahçe está Arthur Antunes Coimbra, más conocido como Zico. El que fuera mejor futbolista brasileño de los ochenta es en la actualidad un entrenador de éxito en Turquía. En su primera campaña hizo campeón a los ‘canarios amarillos' y en ésta ha hecho la machada completando una fase de grupos brillantísima en Liga de Campeones y logrando un histórico pase a octavos de final. En casa ha ganado sus tres compromisos, incluso al Inter de Milán, y fuera aunque no ha logrado ninguna victoria, sólo ha hincado la rodilla en San Siro.
EL FENERBAHÇE, RIVAL DEL SEVILLA EN LOS OCTAVOS DE LA CHAMPIONS
Viernes, 21 de diciembre de 2007
El Fenerbahçe es el rival del Sevilla en los octavos de final de la UEFA Champions League, tras el sorteo celebrado en Nyon (Suiza). La ida se disputará en Fenerbahçe Sükrü Saracoglu, un infierno con capacidad para más de 50.000 espectadores, el 20 de febrero y la vuelta en el Sánchez Pizjuán el 4 de marzo de 2008.
El resto de emparejamientos es Celtic-Barcelona, Olympique Lyon-Manchester United, Schalke 04-Oporto, Liverpool-Inter Milán, Roma-Real Madrid, Arsenal-Milan y Olympiakos-Chelsea.
En duelo de eliminatoria, se encuentra el Sevilla a un equipo turco 27 años después, porque hace dos temporadas se midió al Besiktas en la fase de liguilla de la Copa de la UEFA. El Fenerbahçe es el actual campeón de la Liga de aquel país y ha hecho historia consiguiendo meterse por primera vez en octavos de final.
Al mando del Fenerbahçe está Arthur Antunes Coimbra, más conocido como Zico. El que fuera mejor futbolista brasileño de los ochenta es en la actualidad un entrenador de éxito en Turquía. En su primera campaña hizo campeón a los ‘canarios amarillos' y en ésta ha hecho la machada completando una fase de grupos brillantísima en Liga de Campeones y logrando un histórico pase a octavos de final. En casa ha ganado sus tres compromisos, incluso al Inter de Milán, y fuera aunque no ha logrado ninguna victoria, sólo ha hincado la rodilla en San Siro.
En este equipo sobresale sin lugar a dudas el centrocampista brasileño Alex. Ésta es su cuarta temporada en el Fenerbahçe y en todo este tiempo ha cuajado sensacionales actuaciones, marcando además una gran cantidad de goles. Es el puntal de los turcos, aunque también tienen dos delanteros a tener muy en cuenta, su máximo goleador, Semih Sentürk, que ha hecho en Liga nueve dianas en doce encuentros, y el también brasileño Deivid, cuyas actuaciones en Liga de Campeones han sido determinantes.
En cualquier caso, la línea más fuerte del Fenerbahçe está en la defensa. Dispone de dos defensas de garantías. Por un lado tenemos a Diego Lugano, central internacional uruguayo de gran cartel y excelente defensor, que además tiene llegada. Edu Dracena, brasileño, es otro jugador importante, aunque en la zaga el nombre de mayor postín es el de Roberto Carlos, titular indiscutible, que vive una segunda juventud en Estambul.
Otra de las caras conocidas del fútbol español es la del serbio Mateja Kezman, que sigue con la pólvora mojada y no ha podido recuperar el gol que comenzó a perder en Inglaterra cuando fichó por el Chelsea. En esta campaña es suplente y sólo suma un tanto. No podemos olvidarnos tampoco de de Marco Aurelio, otro brasileño más, aunque éste nacionalizdo turco, que es el eje sobre el que gira este equipo, ni tampoco al portero internacional Demirel, que ofrece un buen nivel.
Algunos de sus brasileños se han nacionalizado turcos e, incluso, han debutado con la selección: el centrocampista zurdo Gokçet Vederson y el versátil volante Mehmet Aurelio.
El Fenerbahçe es un club con tradición cosmopolita por el que han pasado en los últimos años gente del nivel del burrito Ortega, Anelka o Revivo.
Son excelentes argumentos los del equipo turco, que sobre todo se hacen fuerte en su estadio. La clave en esta eliminatoria está en salir vivos de Fenerbahce, barrio de la parte asiática de Estambul, del que toma nombre el conjunto con más títulos de liga turca, pero que en cambio a diferencia de su eterno rival, el Galatasaray, en Europa apenas ha firmado páginas a destacar. Sin ir más lejos, los ‘canarios amarillos' no jugaban competición europea después del parón invernal desde 1967. Ése será el gran punto a favor de los de Zico, la tremenda motivación que tendrán para intentar hacer una gesta histórica.
PT. PJ.
5 Espanyol 30 16
6 Racing 26 16
7 Valencia 25 16
8 Mallorca 21 16
9 Sevilla 20 16
10 Zaragoza 20 16
11 Almeria 19 16
12Recreativo 19 16
Asagida Sevilla'nin resmi internet sitesindeki bilgileri ispanyolca okuyabilirsiniz.
EL FENERBAHÇE, RIVAL DEL SEVILLA EN LOS OCTAVOS DE LA CHAMPIONS
Viernes, 21 de diciembre de 2007
El Fenerbahçe es el rival del Sevilla en los octavos de final de la UEFA Champions League, tras el sorteo celebrado en Nyon (Suiza). La ida se disputará en Fenerbahçe Sükrü Saracoglu, un infierno con capacidad para más de 50.000 espectadores, el 20 de febrero y la vuelta en el Sánchez Pizjuán el 4 de marzo de 2008.
El resto de emparejamientos es Celtic-Barcelona, Olympique Lyon-Manchester United, Schalke 04-Oporto, Liverpool-Inter Milán, Roma-Real Madrid, Arsenal-Milan y Olympiakos-Chelsea.
En duelo de eliminatoria, se encuentra el Sevilla a un equipo turco 27 años después, porque hace dos temporadas se midió al Besiktas en la fase de liguilla de la Copa de la UEFA. El Fenerbahçe es el actual campeón de la Liga de aquel país y ha hecho historia consiguiendo meterse por primera vez en octavos de final.
Al mando del Fenerbahçe está Arthur Antunes Coimbra, más conocido como Zico. El que fuera mejor futbolista brasileño de los ochenta es en la actualidad un entrenador de éxito en Turquía. En su primera campaña hizo campeón a los ‘canarios amarillos' y en ésta ha hecho la machada completando una fase de grupos brillantísima en Liga de Campeones y logrando un histórico pase a octavos de final. En casa ha ganado sus tres compromisos, incluso al Inter de Milán, y fuera aunque no ha logrado ninguna victoria, sólo ha hincado la rodilla en San Siro.
EL FENERBAHÇE, RIVAL DEL SEVILLA EN LOS OCTAVOS DE LA CHAMPIONS
Viernes, 21 de diciembre de 2007
El Fenerbahçe es el rival del Sevilla en los octavos de final de la UEFA Champions League, tras el sorteo celebrado en Nyon (Suiza). La ida se disputará en Fenerbahçe Sükrü Saracoglu, un infierno con capacidad para más de 50.000 espectadores, el 20 de febrero y la vuelta en el Sánchez Pizjuán el 4 de marzo de 2008.
El resto de emparejamientos es Celtic-Barcelona, Olympique Lyon-Manchester United, Schalke 04-Oporto, Liverpool-Inter Milán, Roma-Real Madrid, Arsenal-Milan y Olympiakos-Chelsea.
En duelo de eliminatoria, se encuentra el Sevilla a un equipo turco 27 años después, porque hace dos temporadas se midió al Besiktas en la fase de liguilla de la Copa de la UEFA. El Fenerbahçe es el actual campeón de la Liga de aquel país y ha hecho historia consiguiendo meterse por primera vez en octavos de final.
Al mando del Fenerbahçe está Arthur Antunes Coimbra, más conocido como Zico. El que fuera mejor futbolista brasileño de los ochenta es en la actualidad un entrenador de éxito en Turquía. En su primera campaña hizo campeón a los ‘canarios amarillos' y en ésta ha hecho la machada completando una fase de grupos brillantísima en Liga de Campeones y logrando un histórico pase a octavos de final. En casa ha ganado sus tres compromisos, incluso al Inter de Milán, y fuera aunque no ha logrado ninguna victoria, sólo ha hincado la rodilla en San Siro.
EL FENERBAHÇE, RIVAL DEL SEVILLA EN LOS OCTAVOS DE LA CHAMPIONS
Viernes, 21 de diciembre de 2007
El Fenerbahçe es el rival del Sevilla en los octavos de final de la UEFA Champions League, tras el sorteo celebrado en Nyon (Suiza). La ida se disputará en Fenerbahçe Sükrü Saracoglu, un infierno con capacidad para más de 50.000 espectadores, el 20 de febrero y la vuelta en el Sánchez Pizjuán el 4 de marzo de 2008.
El resto de emparejamientos es Celtic-Barcelona, Olympique Lyon-Manchester United, Schalke 04-Oporto, Liverpool-Inter Milán, Roma-Real Madrid, Arsenal-Milan y Olympiakos-Chelsea.
En duelo de eliminatoria, se encuentra el Sevilla a un equipo turco 27 años después, porque hace dos temporadas se midió al Besiktas en la fase de liguilla de la Copa de la UEFA. El Fenerbahçe es el actual campeón de la Liga de aquel país y ha hecho historia consiguiendo meterse por primera vez en octavos de final.
Al mando del Fenerbahçe está Arthur Antunes Coimbra, más conocido como Zico. El que fuera mejor futbolista brasileño de los ochenta es en la actualidad un entrenador de éxito en Turquía. En su primera campaña hizo campeón a los ‘canarios amarillos' y en ésta ha hecho la machada completando una fase de grupos brillantísima en Liga de Campeones y logrando un histórico pase a octavos de final. En casa ha ganado sus tres compromisos, incluso al Inter de Milán, y fuera aunque no ha logrado ninguna victoria, sólo ha hincado la rodilla en San Siro.
En este equipo sobresale sin lugar a dudas el centrocampista brasileño Alex. Ésta es su cuarta temporada en el Fenerbahçe y en todo este tiempo ha cuajado sensacionales actuaciones, marcando además una gran cantidad de goles. Es el puntal de los turcos, aunque también tienen dos delanteros a tener muy en cuenta, su máximo goleador, Semih Sentürk, que ha hecho en Liga nueve dianas en doce encuentros, y el también brasileño Deivid, cuyas actuaciones en Liga de Campeones han sido determinantes.
En cualquier caso, la línea más fuerte del Fenerbahçe está en la defensa. Dispone de dos defensas de garantías. Por un lado tenemos a Diego Lugano, central internacional uruguayo de gran cartel y excelente defensor, que además tiene llegada. Edu Dracena, brasileño, es otro jugador importante, aunque en la zaga el nombre de mayor postín es el de Roberto Carlos, titular indiscutible, que vive una segunda juventud en Estambul.
Otra de las caras conocidas del fútbol español es la del serbio Mateja Kezman, que sigue con la pólvora mojada y no ha podido recuperar el gol que comenzó a perder en Inglaterra cuando fichó por el Chelsea. En esta campaña es suplente y sólo suma un tanto. No podemos olvidarnos tampoco de de Marco Aurelio, otro brasileño más, aunque éste nacionalizdo turco, que es el eje sobre el que gira este equipo, ni tampoco al portero internacional Demirel, que ofrece un buen nivel.
Algunos de sus brasileños se han nacionalizado turcos e, incluso, han debutado con la selección: el centrocampista zurdo Gokçet Vederson y el versátil volante Mehmet Aurelio.
El Fenerbahçe es un club con tradición cosmopolita por el que han pasado en los últimos años gente del nivel del burrito Ortega, Anelka o Revivo.
Son excelentes argumentos los del equipo turco, que sobre todo se hacen fuerte en su estadio. La clave en esta eliminatoria está en salir vivos de Fenerbahce, barrio de la parte asiática de Estambul, del que toma nombre el conjunto con más títulos de liga turca, pero que en cambio a diferencia de su eterno rival, el Galatasaray, en Europa apenas ha firmado páginas a destacar. Sin ir más lejos, los ‘canarios amarillos' no jugaban competición europea después del parón invernal desde 1967. Ése será el gran punto a favor de los de Zico, la tremenda motivación que tendrán para intentar hacer una gesta histórica.
19 Aralık 2007 Çarşamba
14 Aralık 2007 Cuma
Taksi ucretlerine zam!!!
İstanbul’da taksi ücretlerine zam yapıldı.
14 Aralık 2007 Cuma 16:18
İstanbul Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Semih Kaçanoğlu, yaptığı açıklamada, günden güne büyüyen şehirde 24 saat hizmet veren taksici esnafının "son dönemlerde büyük sıkıntılar çektiğini" söyledi.
Trafiğin günün her saatinde yoğun olduğunu, esnafın mazot ve LPG giderlerinin de artmasıyla işlerinin yarı yarıya düştüğünü anlatan Kaçanoğlu, İstanbul Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) 9 Kasım 2006 tarihinde verdiği yüzde 15 oranındaki taksi zammının üzerinden de bir seneden fazla zaman geçtiğini kaydetti.
Taksici esnafının günü kurtarma derdinde olduğunu görüşünü dile getiren Kaçanoğlu, esnafın LPG, yedek parça, eğitim, sağlık, giyim ve ısınma gibi genel giderlerine ek olarak ruhsat harcı da verdiğini, bu yüzden de "büyük ölçüde mağdur" olduğunu anlattı.
Kaçanoğlu, taksici esnafının günlük kazancı ile zor geçindiğini ifade ederek, bu durumların düzeltilmesi için UKOME’den zam talebinde bulunduklarını bildirdi.
Semih Kaçanoğlu, UKOME’nin kararı doğrultunda 15 Aralık Cumartesi akşamı saat 24.00’ten sonra taksi ücretlerinde 1,73 YTL olan açılış ücretinin 2 YTL’ye, 1,15 YTL olan kilometre başına ücretlendirmenin 1,30 YTL’ye, 0,23 YTL olan bekleme ücretinin ise 0,26 YTL’ye yükseltildiğini söyledi.
Kaçanoğlu, halen hatlandırma çalışmaları sürdürülen taksi dolmuşların ücretlerinin ise bu çalışmalar tamamlanınca ele alınacağını kaydetti. Kaçanoğlu, "Taksici esnafı ve müşterilerinin birbirinden kopmaması için bütün çabayı gösterdik" dedi.
14 Aralık 2007 Cuma 16:18
İstanbul Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Semih Kaçanoğlu, yaptığı açıklamada, günden güne büyüyen şehirde 24 saat hizmet veren taksici esnafının "son dönemlerde büyük sıkıntılar çektiğini" söyledi.
Trafiğin günün her saatinde yoğun olduğunu, esnafın mazot ve LPG giderlerinin de artmasıyla işlerinin yarı yarıya düştüğünü anlatan Kaçanoğlu, İstanbul Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) 9 Kasım 2006 tarihinde verdiği yüzde 15 oranındaki taksi zammının üzerinden de bir seneden fazla zaman geçtiğini kaydetti.
Taksici esnafının günü kurtarma derdinde olduğunu görüşünü dile getiren Kaçanoğlu, esnafın LPG, yedek parça, eğitim, sağlık, giyim ve ısınma gibi genel giderlerine ek olarak ruhsat harcı da verdiğini, bu yüzden de "büyük ölçüde mağdur" olduğunu anlattı.
Kaçanoğlu, taksici esnafının günlük kazancı ile zor geçindiğini ifade ederek, bu durumların düzeltilmesi için UKOME’den zam talebinde bulunduklarını bildirdi.
Semih Kaçanoğlu, UKOME’nin kararı doğrultunda 15 Aralık Cumartesi akşamı saat 24.00’ten sonra taksi ücretlerinde 1,73 YTL olan açılış ücretinin 2 YTL’ye, 1,15 YTL olan kilometre başına ücretlendirmenin 1,30 YTL’ye, 0,23 YTL olan bekleme ücretinin ise 0,26 YTL’ye yükseltildiğini söyledi.
Kaçanoğlu, halen hatlandırma çalışmaları sürdürülen taksi dolmuşların ücretlerinin ise bu çalışmalar tamamlanınca ele alınacağını kaydetti. Kaçanoğlu, "Taksici esnafı ve müşterilerinin birbirinden kopmaması için bütün çabayı gösterdik" dedi.
28 Kasım 2007 Çarşamba
Tum dunyada Izlanda en yasanilir ulke secildi!!!

Birlesmis Millet'lerin yayinladigi yillik bir rapora gore Izlanda "en yasanabilir ulke" unvanini Norvec'ten devraldi ve AIDS den kivranan Afrika ulkeleri listenin en son siralarini paylastilar.
Zengin serbest pazar ulkeleri ust siralari paylastilar: Izlanda, Norvec, Avustralya, Kanada ve Irlanda ilk bes sirada yer alirken Amerika Birlesik Devletleri gecen yilki 8. siradan 12. siraya indi.
Birlesmis Milletlerin Gelismislik indeksi beklenen omur, egitim seviyesi ve gelir seviyesi gibi rakamlari gozonune aliyor ve en az gelismis 22 ulkenin Sahara ulkeleri olarak bilinen Afrika ulkeleri oldugunu en son sirada ise Sierra Leone'nin bulundugunu ortaya koyuyor.
Bu ulkelerin 10 unda 5 cocuktan ikisi 40 yasina erisemeyecek bunun da en buyuk sebebi HIV/AIDS.
Indekste 175 B.M. ulkesiyle Hong Kong ve Filistin'i kapsiyor fakat Irak, Afganistan ve Somali'nin de aralarinda oldugu 17 ulkeyi icermiyor cunku gerekli veriler toplanamiyor.
Norvec 6 yildir surdurdugu liderligi bu yil Izlanda'ya kaptirdi; yeni omur beklentileri ve buyuk yerel imalat rakamlari ile GSMH daki artislar etkili oldu.
ABD de kisi basina milli gelir 41,890 $ iken, bu rakam Luksemburg'da 60,228$.
En uzun omur beklentisi Japonya'da 82.3 ile en yuksek iken, Zambia'da 40,5.
Kisi basina milli gelir Izlanda'da Sierra Leone'nin 45 katidir.
Raporda Israel 23 sirada Turkiye ise 84. sirada gorunuyor.
Birlesmis Milletler gelismislik indeksini 1990 dan beri yayinlamaktadir.
11 Kasım 2007 Pazar
iPhone Avrupa'da
Degerli arkadaslar,
Almanya ve Ingiltere'de cuma gunu iPhone satisina baslandi; bir araya getirdigi internet sorf imkani, muzikcalar ve mobil telefon imkanlariyla Amerika'da cok tutulan iPhone simdi de Avrupa'da.
Apple 2008 yilinda 10.000.000 adet iPhone satmayi umuyor. Onumuzdeki yil Asya'da da satislar baslayacak.
Almanya'da 700 den fazla mobil shopta satisa baslandi. Koln'de geceyarisini muteakiben acilan bir dukkanda 350 adet musteri beklemekteydi.
Saat 17 ye kadar Deutsche Telekom AG,magazalarindan ve internet uzerinden 10.000 adet iPhone satmisti. Ingiltere'de ise O2 sirketi satilan adet konusunda bir aciklama yapmak istemedi.
8 GB lik model icin Almanya'da 587$ Ingiltere'de 566$ odemek gerekiyor. Isletim masrafi ise astronomik: aylik 72$ ve 37$ kurulum masrafi. Bu kadar yuksek aylik masraflar ilerde iPhone'larin bedelsiz olarak ikinci elde satilabilecegini dusunduruyor. Amerika'da Apple 8 GB lik iPhone'un fiyatini 200$ dusurdu (399$) ve daha once 10 hafta boyunca 599$ odeyerek alanlara magazalarindan 100$ lik alisveris imkani sagladi.
Almanya ve Ingiltere'de cuma gunu iPhone satisina baslandi; bir araya getirdigi internet sorf imkani, muzikcalar ve mobil telefon imkanlariyla Amerika'da cok tutulan iPhone simdi de Avrupa'da.
Apple 2008 yilinda 10.000.000 adet iPhone satmayi umuyor. Onumuzdeki yil Asya'da da satislar baslayacak.
Almanya'da 700 den fazla mobil shopta satisa baslandi. Koln'de geceyarisini muteakiben acilan bir dukkanda 350 adet musteri beklemekteydi.
Saat 17 ye kadar Deutsche Telekom AG,magazalarindan ve internet uzerinden 10.000 adet iPhone satmisti. Ingiltere'de ise O2 sirketi satilan adet konusunda bir aciklama yapmak istemedi.
8 GB lik model icin Almanya'da 587$ Ingiltere'de 566$ odemek gerekiyor. Isletim masrafi ise astronomik: aylik 72$ ve 37$ kurulum masrafi. Bu kadar yuksek aylik masraflar ilerde iPhone'larin bedelsiz olarak ikinci elde satilabilecegini dusunduruyor. Amerika'da Apple 8 GB lik iPhone'un fiyatini 200$ dusurdu (399$) ve daha once 10 hafta boyunca 599$ odeyerek alanlara magazalarindan 100$ lik alisveris imkani sagladi.
3 Kasım 2007 Cumartesi
Liel 5 aylik oldu!!!
Ne cabuk geciyor gunler, haftalar, aylar...Daha dun gibi 3 haziran 2007 gunu dogmustu. Onceleri iste 3 gunluk,15 gunluk v.s. derken kirki cikti, sonra iki aylik... ve iste bugun Liel 5 ayini doldurdu. Kiza su bile vermiyorlar hala. Yazin sicak golgede 42-43 derece oldugu zaman bile bir damla su vermediler cocuga. Buyudugu zaman anlatmaz mi dedesi ona bunlari? Herseye ragmen torunum sirinliginden ve minnoslugundan hicbir sey kaybetmiyor, hatta her gecen gun degiserek daha da tatli oluyor. Iste dedelik boyle birsey.
Daha fazla resim ve kucuk bir video icin lutfen alttaki linki tiklayin:
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel9
2 Kasım 2007 Cuma
akbil fiyatlamasinda degisiklik
Degerli dostlar,
Gectigimiz gunlerde halktan adeta saklanarak yeni bir akbil duzenlemesi devreye sokuldu; bundan kacinizin haberi var bilmiyorum ama 22 ekim 2007 tarihinden beri siz farkinda olmasaniz da akbilinizden sizinti devam ediyor. Cogumuz basip geciyoruz ve bazen kac paraya seyahat ettigimizi bile bilmiyoruz. Ama belediye tukenen kaynaklarini tekrar doldurabilmek ve suruculerin maaslarini odeyebilmek icin gozunu her zamanki gibi vatandasin cebine dikmistir, hem de caktirmadan, sessiz sedasiz. Yapilan zam orani cogu durumda %50 oraninda, evet yanlis okumadiniz %50. Soyle dusunun: sabah evden cikip ise gitmek icin 2 vasita degistirmeniz gerekiyor, ornegin bir otobusle Kabatas'a gidiyorsunuz, oradan Sirkeci istikametine devam icin tramvaya binmek ZORUNDASINIZ; odemeniz gereken ucret akbille 1,25+0,62=1,87YTL olacaktir. Halbuki son degisiklikten once ayni yol icin odenmesi gereken tutar sadece 1,25 YTL idi. Simdi milletin kafasini karistirmak ve kendilerini savunmak amaciyla, belediye yetkilileri 1+5 aktarma gibi pek gecerliligi olmayan bir formul uretmislerdir. Eger yolunuz icabi 120dk. icinde 6 vasitaya binmek zorunda kalirsaniz siz KARLI cikacaksiniz .
Belediyenin sitesinde konu ile ilgili aciklama soyle:
Uygulama 22 Ekim`de başladı...
İSTANBUL- İstanbul Büyükşehir Belediyesi ulaşımda entegrasyonu ifade eden ‘tek bilet Akbil’ uygulamasında yeni düzenlemeler yaptı. Kademeli fiyat sistemi ile tüm toplu taşıma araçlarında aktarma süresi 90 dakikadan 120 dakikaya çıktı.
Ulaşımda entegrasyon çerçevesinde 1 Temmuz 2006 tarihinde hayata geçirilen ‘tek bilet Akbil’ uygulamasında yeni düzenleme yapılarak kademeli sisteme geçildi. Bir biniş+beş aktarma olmak üzere toplam altı yolculuk imkanı sağlayan yeni sistem, İETT ve Özel Halk Otobüsleri ile metro, tramvay, İDO şehir hatları vapurları ve deniz motorlarını kapsıyor. Yeni uygulama ayrıca aynı hatta aktarmaya da imkan tanıyor. 22 Ekim Pazartesi gününden itibaren birinci binişler 1.25 YTL’den işlem görürken 120 dakika içerisindeki diğer beş aktarma 62 Yenikuruş olarak ücretlendirilecek. Bilet fiyatları tam Akbil 1.25 YTL, indirimli 0.80 YTL olarak korunacak. Tam 100 YTL, indirimli 50 YTL olan aylık Mavi Akbil fiyatlarıında değişime gidilmeyecek. Yılbaşına kadar yolculara yüzde 50 indirimli hizmet verecek Topkapı-Avcılar Metrobus Hattı ile Edirnekapı-Sultançiftliği Hafif Metro Hattı’nda uygulama bütün binişlerde 62-31 Yenikuruş olarak devam edecek.
Tek bilette kademeli fiyat sistemi neler getiriyor?
· Kademeli fiyat sisteminde daha önce tek sefer ve 90 dakika olan aktarma süresi 120 dakikaya çıkıyor.
· Toplam 6 yolculuk (1 biniş + 5 aktarma ) imkanı sağlanıyor.
· Aynı hattaki aktarmalar mümkün hale geliyor. (Daha önce tam Akbil’le ücretlendiriliyordu.
· Şimdiye kadar üçüncü yolculuklar tam Akkbil’le 1,25 YTL olarak ücretlendirilirken indirimli sistemde tüm aktarmalar 62 Yenikuruş olarak belirlendi.
· Düzenleme ile biriken eflasyon oranlarında otomatik fiyatlandırma uygulamasına da geçilmiş oldu.
· 120 dakikada 5’i aktarma olmak üzere toplam 6 yolculuk yapılabilecek. Aktarmalar 62-40 Yenikuruş olacak.
Tarife:
Tam Akbil : 1.25 YTL
İndirimli Akbil : 0.80 YTL
Aylık Mavi Akbil: 100 YTL
İndirimli Mavi Akbil : 50 YTL
Gectigimiz gunlerde halktan adeta saklanarak yeni bir akbil duzenlemesi devreye sokuldu; bundan kacinizin haberi var bilmiyorum ama 22 ekim 2007 tarihinden beri siz farkinda olmasaniz da akbilinizden sizinti devam ediyor. Cogumuz basip geciyoruz ve bazen kac paraya seyahat ettigimizi bile bilmiyoruz. Ama belediye tukenen kaynaklarini tekrar doldurabilmek ve suruculerin maaslarini odeyebilmek icin gozunu her zamanki gibi vatandasin cebine dikmistir, hem de caktirmadan, sessiz sedasiz. Yapilan zam orani cogu durumda %50 oraninda, evet yanlis okumadiniz %50. Soyle dusunun: sabah evden cikip ise gitmek icin 2 vasita degistirmeniz gerekiyor, ornegin bir otobusle Kabatas'a gidiyorsunuz, oradan Sirkeci istikametine devam icin tramvaya binmek ZORUNDASINIZ; odemeniz gereken ucret akbille 1,25+0,62=1,87YTL olacaktir. Halbuki son degisiklikten once ayni yol icin odenmesi gereken tutar sadece 1,25 YTL idi. Simdi milletin kafasini karistirmak ve kendilerini savunmak amaciyla, belediye yetkilileri 1+5 aktarma gibi pek gecerliligi olmayan bir formul uretmislerdir. Eger yolunuz icabi 120dk. icinde 6 vasitaya binmek zorunda kalirsaniz siz KARLI cikacaksiniz .
Belediyenin sitesinde konu ile ilgili aciklama soyle:
Uygulama 22 Ekim`de başladı...
İSTANBUL- İstanbul Büyükşehir Belediyesi ulaşımda entegrasyonu ifade eden ‘tek bilet Akbil’ uygulamasında yeni düzenlemeler yaptı. Kademeli fiyat sistemi ile tüm toplu taşıma araçlarında aktarma süresi 90 dakikadan 120 dakikaya çıktı.
Ulaşımda entegrasyon çerçevesinde 1 Temmuz 2006 tarihinde hayata geçirilen ‘tek bilet Akbil’ uygulamasında yeni düzenleme yapılarak kademeli sisteme geçildi. Bir biniş+beş aktarma olmak üzere toplam altı yolculuk imkanı sağlayan yeni sistem, İETT ve Özel Halk Otobüsleri ile metro, tramvay, İDO şehir hatları vapurları ve deniz motorlarını kapsıyor. Yeni uygulama ayrıca aynı hatta aktarmaya da imkan tanıyor. 22 Ekim Pazartesi gününden itibaren birinci binişler 1.25 YTL’den işlem görürken 120 dakika içerisindeki diğer beş aktarma 62 Yenikuruş olarak ücretlendirilecek. Bilet fiyatları tam Akbil 1.25 YTL, indirimli 0.80 YTL olarak korunacak. Tam 100 YTL, indirimli 50 YTL olan aylık Mavi Akbil fiyatlarıında değişime gidilmeyecek. Yılbaşına kadar yolculara yüzde 50 indirimli hizmet verecek Topkapı-Avcılar Metrobus Hattı ile Edirnekapı-Sultançiftliği Hafif Metro Hattı’nda uygulama bütün binişlerde 62-31 Yenikuruş olarak devam edecek.
Tek bilette kademeli fiyat sistemi neler getiriyor?
· Kademeli fiyat sisteminde daha önce tek sefer ve 90 dakika olan aktarma süresi 120 dakikaya çıkıyor.
· Toplam 6 yolculuk (1 biniş + 5 aktarma ) imkanı sağlanıyor.
· Aynı hattaki aktarmalar mümkün hale geliyor. (Daha önce tam Akbil’le ücretlendiriliyordu.
· Şimdiye kadar üçüncü yolculuklar tam Akkbil’le 1,25 YTL olarak ücretlendirilirken indirimli sistemde tüm aktarmalar 62 Yenikuruş olarak belirlendi.
· Düzenleme ile biriken eflasyon oranlarında otomatik fiyatlandırma uygulamasına da geçilmiş oldu.
· 120 dakikada 5’i aktarma olmak üzere toplam 6 yolculuk yapılabilecek. Aktarmalar 62-40 Yenikuruş olacak.
Tarife:
Tam Akbil : 1.25 YTL
İndirimli Akbil : 0.80 YTL
Aylık Mavi Akbil: 100 YTL
İndirimli Mavi Akbil : 50 YTL
24 Ekim 2007 Çarşamba
Kayip askerlerin resimleri yayinlandi.





Maalesef teror orgutu tarafindan kacirilan 8 askerimizin fotograflari yayinlandi. Aileleri hic olmazsa evlatlarinin hayatta ve sag oldugunu gorup bir nebze teselli bulabilirler.
Insallah en kisa zamanda onlara kavusurlar sag salim.
Askerlerimizin kimlikleri soyle:
Piyade Er Ramazan Yüce - Mardin,
Er İrfan Beyaz-Antep,
Çavuş Mehmet Şenkul -Niğde,
Er Nihat Başova -Konya/Cihanbeyli,
Er İlhami Demir -Ağrı/Patnos,
Er Fatih Atakul-Denizli,
Uzman Çavuş Halis Tan -Adana,
Er Özhan Şabanoğlu -Hatay.
12 Ekim 2007 Cuma
Bir fikra
Osmanli Devleti 1. Dunya Savasi'na Enver Pasa'nin gayretleri ile girmisti.
Bir gun Enver Pasa'nin babasi Ahmet Pasa'ya sormuslar:
“Pasam, yasiniza gore cok dinc gorunuyorsunuz, bunun sirri nedir?”
Ahmet Pasa, gururla:
“Hic harama uckur cozmedim,” demis. “Dinc kalmamin sirri budur.”
Bunu duyan Salah Cimcoz hemen atılmıs:
“Pasam,”demis, “Keske helale de uckur cozmeseydiniz de Enver Pasa'yı basımıza bela etmeseydiniz.”
Bir gun Enver Pasa'nin babasi Ahmet Pasa'ya sormuslar:
“Pasam, yasiniza gore cok dinc gorunuyorsunuz, bunun sirri nedir?”
Ahmet Pasa, gururla:
“Hic harama uckur cozmedim,” demis. “Dinc kalmamin sirri budur.”
Bunu duyan Salah Cimcoz hemen atılmıs:
“Pasam,”demis, “Keske helale de uckur cozmeseydiniz de Enver Pasa'yı basımıza bela etmeseydiniz.”
9 Ekim 2007 Salı
1950 yilindan beri en cok olumlu savaslar(ihtilaflar)

Degerli dostlar,
Gunnar Heinsohn ve Daniel Pipes'in arastirmasina gore 1950 yilindan beri dunyamizda 85.000.000 (evet yanlis okumadiniz seksenbes milyon) kisi olmus. Israil-Arap ihtilafinda ise toplam 51.000 kisi olmus, ki bu da genel toplamda %de 0,06 ya ya da her 1700 kisiden birine tekabul ediyor.
Hayli ilginc olan bu listeyi asagida bilgilerinize sunuyorum.Ustteki resimde son zamanlarin en buyuk kiyimini gerceklestiren Mao gorulmektedir.
Conflicts since 1950 with over 10,000 Fatalities*
1- 40,000,000 Red China, 1949-76 (outright killing, manmade famine, Gulag)
2- 10,000,000 Soviet Bloc: late Stalinism, 1950-53; post-Stalinism, to 1987 (mostly Gulag)
3- 4,000,000 Ethiopia, 1962-92: Communists, artificial hunger, genocides
4- 3,800,000 Zaire (Congo-Kinshasa): 1967-68; 1977-78; 1992-95; 1998-present
5- 2,800,000 Korean war, 1950-53
6- 1,900,000 Sudan, 1955-72; 1983-2006 (civil wars, genocides)
7- 1,870,000 Cambodia: Khmer Rouge 1975-79; civil war 1978-91
8- 1,800,000 Vietnam War, 1954-75
9- 1,800,000 Afghanistan: Soviet and internecine killings, Taliban 1980-2001
10-1,250,000 West Pakistan massacres in East Pakistan (Bangladesh 1971)
11-1,100,000 Nigeria, 1966-79 (Biafra); 1993-present
12-1,100,000 Mozambique, 1964-70 (30,000) + after retreat of Portugal 1976-92
13-1,000,000 Iran-Iraq-War, 1980-88
14-900,000 Rwanda genocide, 1994
15-875,000 Algeria: against France 1954-62 (675,000); between Islamists and the government 1991-2006 (200,000)
16-850,000 Uganda, 1971-79; 1981-85; 1994-present
17-650,000 Indonesia: Marxists 1965-66 (450,000); East Timor, Papua, Aceh etc, 1969-present (200,000)
18-580,000 Angola: war against Portugal 1961-72 (80,000); after Portugal's retreat (1972-2002)
19-500,000 Brazil against its Indians, up to 1999
20-430,000 Vietnam, after the war ended in 1975 (own people; boat refugees)
21-400,000 Indochina: against France, 1945-54
22-400,000 Burundi, 1959-present (Tutsi/Hutu)
23-400,000 Somalia, 1991-present
24-400,000 North Korea up to 2006 (own people)
25-300,000 Kurds in Iraq, Iran, Turkey, 1980s-1990s
26-300,000 Iraq, 1970-2003 (Saddam against minorities)
27-240,000 Columbia, 1946-58; 1964-present
28-200,000 Yugoslavia, Tito regime, 1944-80
29-200,000 Guatemala, 1960-96
30-190,000 Laos, 1975-90
31-175,000 Serbia against Croatia, Bosnia-Herzegovina, Kosovo, 1991-1999
32-150,000 Romania, 1949-99 (own people)
33-150,000 Liberia, 1989-97
34-140,000 Russia against Chechnya, 1994-present
35-150,000 Lebanon civil war, 1975-90
36-140,000 Kuwait War, 1990-91
37-130,000 Philippines: 1946-54 (10,000); 1972-present (120,000)
38-130,000 Burma/Myanmar, 1948-present
39-100,000 North Yemen, 1962-70
40-100,000 Sierra Leone, 1991-present
41-100,000 Albania, 1945-91 (own people)
42-80,000 Iran, 1978-79 (revolution)
43-75,000 Iraq, 2003-present (domestic)
44-75,000 El Salvador, 1975-92
45-70,000 Eritrea against Ethiopia, 1998-2000
46-68,000 Sri Lanka, 1997-present
47-60,000 Zimbabwe, 1966-79; 1980-present
48-60,000 Nicaragua, 1972-91 (Marxists/natives etc,)
49-51,000 Arab-Israeli conflict 1950-present
50-50,000 North Vietnam, 1954-75 (own people)
51-50,000 Tajikistan, 1992-96 (secularists against Islamists)
52-50,000 Equatorial Guinea, 1969-79
53-50,000 Peru, 1980-2000
54-50,000 Guinea, 1958-84
55-40,000 Chad, 1982-90
56-30,000 Bulgaria, 1948-89 (own people)
57-30,000 Rhodesia, 1972-79
58-30,000 Argentina, 1976-83 (own people)
59-27,000 Hungary, 1948-89 (own people)
60-26,000 Kashmir independence, 1989-present
61-25,000 Jordan government vs. Palestinians, 1970-71 (Black September)
62-22,000 Poland, 1948-89 (own people)
63-20,000 Syria, 1982 (against Islamists in Hama)
64-20,000 Chinese-Vietnamese war, 1979
65-19,000 Morocco: war against France, 1953-56 (3,000) and in Western Sahara, 1975-present (16,000)
66-18,000 Congo Republic, 1997-99
67-10,000 South Yemen, 1986 (civil war)
5 Ekim 2007 Cuma
HD nedir?

High Definition Teknolojisi nedir?
High Definition standart resim görüntüleme teknolojilerinin çok üzerinde kalitede resimleri saklayabilme ve görüntüleme imkanı sunar. HD, resimlerdeki piksel sayısını artırarak daha hızlı resim oluşturma ve ekran titreşimlerini engelleyebilmek için en iyi tarama yöntemlerini kullanmaktadır. Bu teknolojinin hedefi resimleri tüketiciye en yüksek kalitede gösterebilmektir.
HD Video Standartları ilk defa televizyon piyasasında tanıtılmıştır. Aslında ilk HD teknolojisi kullanılan yayın 1989 yılında, Japonya’da gerçekleştirilmiştir. Üreticilerin bu yüksek teknolojiyi elektronik ürünlerde de tüketicilere sunma isteği, ancak teknisyenlerin standartlaştırma yönünde yıllarca süren çalışmalar sonucunda mümkün kılınmıştır.
HD Teknolojisi standartlaştırıldıktan sonra, High Definition kalitesiyle izleme imkanına sahip olmaları tüketiciye önerilmeye başlandı. HD Görüntüleme (veya HD-Uyumluluk) televizyon ve videolarda bu teknolojiyi sunmaktadır.
Minimum 720 progressive (720p) veya 1080 interlaced (1080i) ekran görüntüleme formatı 720p ve 1080i gibi yüksek frekanslı tarama formatları yüksek resim kalitesi üretirler. Genel olarak bu yüksek çözünürlüklü formatlar yalnızca pikselleri ekrana aktarmakla kalmaz, aynı zamanda pikselleri daha yüksek kalitede sunarak parlak, belirgin resimler üretirler.
Progressive veya Interlaced Format Video kareleri ekrana yansıtılan bir çok enine hat içerir. Bu hatları tarama ve ekrana aktarma yöntemine tarama yöntemi adı verilir. HD teknolojisi için iki uyumlu formatı vardır: 720 progressive (720p) ve 1080 interlaced (1080i).
Interlaced tarama yöntemi önce tek sayılardaki (1, 3, 5, 7 gibi) hatları ekrana yerleştirir ve akabinde çift sayılardakileri (2, 4, 6, 8 vb.) ekrana doldurmaya başlar. Bu yöntem 1080 adet hattın tamamı doldurulana kadar iki geçiş yapılmasını gerektirir.
Progressive tarama yöntemi ise ardışık bir şekilde 720 enine hattı doldurarak bütün resmi bir anda görüntüler. Bu nedenle Progressive tarama Interlaced taramaya göre saniyede iki katı fazla kare görüntüleyerek aynı zaman içerisinde daha zengin görüntü sağlar. Bütün resim için yalnızca bir tarama işlemi yeterli olmaktadır, resimler daha belirgin ve parlak olabilmekte ve genellikle Interlaced tarama sistemlerine atfedilen görüntüde titreşim durumunu ortadan kaldırır.
22 Eylül 2007 Cumartesi
Istinye Park
Degerli dostlar,
Istinye Park alisveris merkezi dun kismen acildi. Eger merak ediyorsaniz belki cektigim birkac resim size fikir verebilir.
http://picasaweb.google.com/acerasi/IstinyePark
Istinye Park alisveris merkezi dun kismen acildi. Eger merak ediyorsaniz belki cektigim birkac resim size fikir verebilir.
http://picasaweb.google.com/acerasi/IstinyePark
DVD nedir?
Degerli dostlar,
Gunumuzde multimedia ortaminda bolca kullanilan bir terim, DVD nedir? cesitleri nedir? CD den farki nedir? iste merak ettiginiz sorulara cevaplar burada.
DVD, ismi Digital Versatile Disc (sayısal çok amaçlı teker) sözcüklerinin baş harfleri alınarak elde edilmiş olan, CD-ROM görünümünde elektronik kayıt ortamıdır. CD'ye göre, çok daha yüksek kayıt kapasitesine sahiptir. DVD-Video, DVD-Audio, DVD-ROM, DVD-RAM, DVD-R ve DVD-RW gibi çeşitleri vardır. Gündelik yaşamda, teknik tanımı dikkate alınmadan ve sözcüğün açılımı düşünülmeden, yaygın olarak, DVD üzerine kaydedilmiş, film ya da video anlamında kullanılır.
CD (Compact Disc, Yoğun Teker) denilen kayıt ortamları ilk kez, 1990'lı yılların başında kullanılmaya başlandı ve gerek üretici firmalar, gerekse, kullanıcılar tarafından büyük kabul gördü. Bunun uzantısı olarak kullanımı bilişim, müzik ve sinema endüstrisi alanlarında hızla yaygınlaştı.
1990'lı yıllarda asıl amaç, kayıt süresi açısından, ihtiyaca cevap veremeyen, VideoCD'den (VCD) daha fazla kayıt kapasitesine sahip uygun bir kayıt ortamı geliştirmekti. Bunun uzantısı olarak, daha fazla kayıt imkanı sağlayan yeni bir kayıt ortamı üzerinde çalışılmaya başlandı.
İlk etapta, Sony ve Philips tarafından geliştirilen MultiMedia CD (MMCD) ile Toshiba ve Time Warner tarafından desteklenen Super Density CD'lerin (SD) bu ihtiyacı karşılayacağı düşünüldü ise de, bu gerçekleşmedi. Sonunda birbirinden ayrı olarak çalışan bu gruplar, film endüstrisinin de baskılarıyla, 1995 yılında, ortak bir standart üzerinde çalışmaya karar verdi.
İlk başta, sadece, video görüntüler için düşünülen DVD kısaltması, "Digital Video Disc" anlamında kullanılmakta iken, daha sonra, başka alanlarda da kullanılabileceği düşünülerek, "Digital Versatile Disc" (ing. versatile, alm. vielseitig, çok amaçlı) anlamında kullanılmaya başlandı.
Günümüzde, özellikle sinema filmleri konusunda, büyük bir DVD pazarı oluşmuş olsa bile (Almanya'daki verilere göre, 2001 yılında sinema filmi olarak satılan DVD sayısı VHS video kaset satışlarını geride bırakmış olmasına rağmen) daha yoğun kayıt imkanı sunan, yeni kayıt ortamları üzerine yapılan çalışmalar devam etmektedir.
Bunlar içinde en çok dikkat çeken çalışmalar, Blu-ray Disc (kısaca Blu-Ray) ve High Definition DVD (HD-DVD) üzerinde yapılan çalışmalardır.
DVD'ler 0.6 mm kalınlığında plastik kaplı polikarbonattan ve çok daha ince yansıtıcı bir alüminyum ya da altın tabakadan oluşur. Bu iki disk birbirine yapıştırılarak 1.2 mm'lik bir disk oluştururlar. Oluşan disk iki yüzünden ya da tek yüzünden okunabilecek şekilde tasarlanabilir. Tabakaların bir CD'nin yarısı kaınlığında olmasının nedeni daha yüksek numerik aparatı olan bir lensle okunabilmeyi ve daha küçük ve dar çukurlarla bilgi yazabilmeyi sağlamasıdır.
Tek katmanlı bir DVD, standart bir CD'nin yedi katı olan 4.7 GB bilgiyi saklayabilir. 650 nm dalga boyundaki kırmızı bir lazer (CD için bu değer 780 nm'dir) ve 0.6'lık bir numerik aparatla (CD için 0.45), okuma çözünürlüğü 1.65 kat artmıştır. Bunun iki boyutta olduğunu da düşünürsek fiziksel veri saklama boyutunun 3.5 kat arttığını görebiliriz. DVD, fiziksel tabakada daha verimli bir kodlama yöntemi kullanır. CD'nin hata düzeltme sistemi CIRC, yerini daha güçlü Reed-Solomon ürün koduna bırakmıştır, RS-PC; aynı şekilde Yediye Ondört Modülasyonu (EFM) de yerini, sekize onaltı modülasyonu kullanan EFMPlus'a bırakmıştır. CD'deki gibi altkod yoktur. Sonuç olarak, DVD biçimi, üçüncül hata düzeltme tabakası kullanan CD-ROM biçiminden yüzde 47 oranında daha verimlidir.
DVD'nin çeşitli uygulama alanları vardır:
DVD-Video (filmler (görüntü ve ses))
DVD-Audio (yüksek kaliteli ses)
SACD (yüksek kaliteli ses)
DVD-VR (TV'den ya da kameradan kaydedilmiş görüntü ve ses)
DVD+VR (+R ve +RW disklere kayıt için DVD-Video)
PS2 DVD (PlayStation 2 oyunları için)
Xbox DVD (Xbox oyunları için)
DVD-Data (veri saklamak için)
Disk ortamı şunlar olabilir:
DVD-ROM: salt okunur, kalıpla üretilmiş
DVD-R: bir kere yazılır
DVD-RW: tekrar yazılabilir
DVD-RAM: rastgele erişimle tekrar yazılabilir
DVD+R DL: iki katmanlı bir kez yazılır
Diskin bir ya da iki tarafı olabilir, ve her taraf için bir ya da iki katmanı olabilir; taraf ve katmanlar diskin boyutunu belirler.
DVD-5: tek taraflı, tek katman, 4.7 gigabyte (GB), ya da 4.38 gibibytes (GiB)
DVD-9: tek taraflı, çift katman, 8.5 GB (7.92 GiB)
DVD-10: çift taraflı, tek katman iki yüzünde, 9.4 GB (8.75 GiB)
DVD-14: çift taraflı, çift katman tek yüzünde, diğerinde tek, 13.3 GB (12.3 GiB)
DVD-18: çift taraflı, çift katman iki yüzünde, 17.1 GB (15.9 GiB)
DVD kodları, kısa bir süre oncesine kadar bilinmeyen, elektronik şirketleri tarafindan gizlenen bir bilgiydi. DVD Kodları, bir DVD Player'ın butun DVD'leri ve VCD'leri oynatmasini saglar.
Eger baska ülkelerden aldiginiz DVD'leri veya VCD'leri calistiramiyorsaniz, kodunuzu internetin en büyük DVD arşivinden alabilirsiniz.
"http://tr.wikipedia.org/wiki/DVD"'dan alındı
Gunumuzde multimedia ortaminda bolca kullanilan bir terim, DVD nedir? cesitleri nedir? CD den farki nedir? iste merak ettiginiz sorulara cevaplar burada.
DVD, ismi Digital Versatile Disc (sayısal çok amaçlı teker) sözcüklerinin baş harfleri alınarak elde edilmiş olan, CD-ROM görünümünde elektronik kayıt ortamıdır. CD'ye göre, çok daha yüksek kayıt kapasitesine sahiptir. DVD-Video, DVD-Audio, DVD-ROM, DVD-RAM, DVD-R ve DVD-RW gibi çeşitleri vardır. Gündelik yaşamda, teknik tanımı dikkate alınmadan ve sözcüğün açılımı düşünülmeden, yaygın olarak, DVD üzerine kaydedilmiş, film ya da video anlamında kullanılır.
CD (Compact Disc, Yoğun Teker) denilen kayıt ortamları ilk kez, 1990'lı yılların başında kullanılmaya başlandı ve gerek üretici firmalar, gerekse, kullanıcılar tarafından büyük kabul gördü. Bunun uzantısı olarak kullanımı bilişim, müzik ve sinema endüstrisi alanlarında hızla yaygınlaştı.
1990'lı yıllarda asıl amaç, kayıt süresi açısından, ihtiyaca cevap veremeyen, VideoCD'den (VCD) daha fazla kayıt kapasitesine sahip uygun bir kayıt ortamı geliştirmekti. Bunun uzantısı olarak, daha fazla kayıt imkanı sağlayan yeni bir kayıt ortamı üzerinde çalışılmaya başlandı.
İlk etapta, Sony ve Philips tarafından geliştirilen MultiMedia CD (MMCD) ile Toshiba ve Time Warner tarafından desteklenen Super Density CD'lerin (SD) bu ihtiyacı karşılayacağı düşünüldü ise de, bu gerçekleşmedi. Sonunda birbirinden ayrı olarak çalışan bu gruplar, film endüstrisinin de baskılarıyla, 1995 yılında, ortak bir standart üzerinde çalışmaya karar verdi.
İlk başta, sadece, video görüntüler için düşünülen DVD kısaltması, "Digital Video Disc" anlamında kullanılmakta iken, daha sonra, başka alanlarda da kullanılabileceği düşünülerek, "Digital Versatile Disc" (ing. versatile, alm. vielseitig, çok amaçlı) anlamında kullanılmaya başlandı.
Günümüzde, özellikle sinema filmleri konusunda, büyük bir DVD pazarı oluşmuş olsa bile (Almanya'daki verilere göre, 2001 yılında sinema filmi olarak satılan DVD sayısı VHS video kaset satışlarını geride bırakmış olmasına rağmen) daha yoğun kayıt imkanı sunan, yeni kayıt ortamları üzerine yapılan çalışmalar devam etmektedir.
Bunlar içinde en çok dikkat çeken çalışmalar, Blu-ray Disc (kısaca Blu-Ray) ve High Definition DVD (HD-DVD) üzerinde yapılan çalışmalardır.
DVD'ler 0.6 mm kalınlığında plastik kaplı polikarbonattan ve çok daha ince yansıtıcı bir alüminyum ya da altın tabakadan oluşur. Bu iki disk birbirine yapıştırılarak 1.2 mm'lik bir disk oluştururlar. Oluşan disk iki yüzünden ya da tek yüzünden okunabilecek şekilde tasarlanabilir. Tabakaların bir CD'nin yarısı kaınlığında olmasının nedeni daha yüksek numerik aparatı olan bir lensle okunabilmeyi ve daha küçük ve dar çukurlarla bilgi yazabilmeyi sağlamasıdır.
Tek katmanlı bir DVD, standart bir CD'nin yedi katı olan 4.7 GB bilgiyi saklayabilir. 650 nm dalga boyundaki kırmızı bir lazer (CD için bu değer 780 nm'dir) ve 0.6'lık bir numerik aparatla (CD için 0.45), okuma çözünürlüğü 1.65 kat artmıştır. Bunun iki boyutta olduğunu da düşünürsek fiziksel veri saklama boyutunun 3.5 kat arttığını görebiliriz. DVD, fiziksel tabakada daha verimli bir kodlama yöntemi kullanır. CD'nin hata düzeltme sistemi CIRC, yerini daha güçlü Reed-Solomon ürün koduna bırakmıştır, RS-PC; aynı şekilde Yediye Ondört Modülasyonu (EFM) de yerini, sekize onaltı modülasyonu kullanan EFMPlus'a bırakmıştır. CD'deki gibi altkod yoktur. Sonuç olarak, DVD biçimi, üçüncül hata düzeltme tabakası kullanan CD-ROM biçiminden yüzde 47 oranında daha verimlidir.
DVD'nin çeşitli uygulama alanları vardır:
DVD-Video (filmler (görüntü ve ses))
DVD-Audio (yüksek kaliteli ses)
SACD (yüksek kaliteli ses)
DVD-VR (TV'den ya da kameradan kaydedilmiş görüntü ve ses)
DVD+VR (+R ve +RW disklere kayıt için DVD-Video)
PS2 DVD (PlayStation 2 oyunları için)
Xbox DVD (Xbox oyunları için)
DVD-Data (veri saklamak için)
Disk ortamı şunlar olabilir:
DVD-ROM: salt okunur, kalıpla üretilmiş
DVD-R: bir kere yazılır
DVD-RW: tekrar yazılabilir
DVD-RAM: rastgele erişimle tekrar yazılabilir
DVD+R DL: iki katmanlı bir kez yazılır
Diskin bir ya da iki tarafı olabilir, ve her taraf için bir ya da iki katmanı olabilir; taraf ve katmanlar diskin boyutunu belirler.
DVD-5: tek taraflı, tek katman, 4.7 gigabyte (GB), ya da 4.38 gibibytes (GiB)
DVD-9: tek taraflı, çift katman, 8.5 GB (7.92 GiB)
DVD-10: çift taraflı, tek katman iki yüzünde, 9.4 GB (8.75 GiB)
DVD-14: çift taraflı, çift katman tek yüzünde, diğerinde tek, 13.3 GB (12.3 GiB)
DVD-18: çift taraflı, çift katman iki yüzünde, 17.1 GB (15.9 GiB)
DVD kodları, kısa bir süre oncesine kadar bilinmeyen, elektronik şirketleri tarafindan gizlenen bir bilgiydi. DVD Kodları, bir DVD Player'ın butun DVD'leri ve VCD'leri oynatmasini saglar.
Eger baska ülkelerden aldiginiz DVD'leri veya VCD'leri calistiramiyorsaniz, kodunuzu internetin en büyük DVD arşivinden alabilirsiniz.
"http://tr.wikipedia.org/wiki/DVD"'dan alındı
18 Eylül 2007 Salı
CD nedir?
CD (compact disc), küçük, taşınabilir, yuvarlak boyutlarda , elektronik kayıt, yedekleme, ses video saklamak ve bilgisayar verilerinisayısal bir formatta saklayabilen, optik medyadır. Günümüzde müzik sektöründe kasetler ve CD'ler fonografık kayıtların (pilak vb.) yerini almıştır. Aynı şekilde bilgisayar alanında data'ların dağıtımı disketler yerine CD'ler ile yapılmaktadır. CD'ler ilk olarak sadece okunabilir olarak üretilirlerdi. Ancak yeni teknolojiler kullanıcıların CD'ler üzerine kayıt yapabilmelerineartık olanak sağlıyor. Hatta tekrar yazılabilen CD 'lerin üretilmesi ile artık optik media'ların geçici yedekleme birimleri haline gelmeleride sağlandı. CD'lerin müzik dünyasındakı popülerliğinin devam etmesi tahmin edilebilecek bir gerçek. Ayrıca, henüz yeni sayılabilecekolan DVD (djital çökyönlü disk) teknolojisi de filmlerin CD'ler üzerinde kaliteli olarak saklanabilmesini sağlamaktadır.Yaygın olan CD çeşitleri şunlardır :CD-ROMCD-iCD-RWCD-ROM XACD-WPhoto CDAudio CDVideo CD..
15 Eylül 2007 Cumartesi
Mp3 nedir?
Mp3 bazi muzik dosyalarinin hafizalarda saklanirken daha az yer isgal etmesi icin kullanilan bir sikistirma programina verilen addir.
Mp3 kelimesi, MPEG Layer 3'ün kısaltmasından oluşmuştur. Başlangıçta CD kalitesinde müzik dosyalarının sabit disklerde eskiye nazaran 16'da 1 oranında sıkıştırılarak daha az yer kaplar hale getirmesinin ardından günümüzde iyice yaygınlaşmıştır. Sıkıştırma algoritmaları geliştirilmeden önce bilgisayarlarda ses örnekleri wav, pcm, voc, au, snd gibi formatlarda saklanırdı. Bu formatlarda CD kalitesinde 3-5 dakikalık bir ses kaydının saklanabilmesi için 50 ile 70 megabyte arasında bir sabit disk alanı gerekir.
MP3 formatındaki ses kalitesi ile CD kalitesi arasında ne fark vardır?
MP3 formatı müzik veya ses dosyalarını sıkıştırırken insan kulağının duyamayacağı frekanslardaki sesleri çıkararak dosyanın şişmesini önler, yani daha az yer kaplamasını sağlar. Bu yüzden elde ettiğimiz ses kalitesinde önemli bir değişme olmaz.
Gunumuzde kullanilan mp3 sikistirma programlari sayesinde ortalama bir sarki 4Mb civarinda bir kapasiteye depolanabilmektedir. Bunun manasi ise 1GB(1000MB) kapasiteli bir mp3 calarin hafizasina yaklasik 250 adet sarki yuklenebilecegidir. Her sarki icin 3 dk calma suresinden bu da yaklasik 750 dk. yani 12saat30dk demektir.
Mp3 kelimesi, MPEG Layer 3'ün kısaltmasından oluşmuştur. Başlangıçta CD kalitesinde müzik dosyalarının sabit disklerde eskiye nazaran 16'da 1 oranında sıkıştırılarak daha az yer kaplar hale getirmesinin ardından günümüzde iyice yaygınlaşmıştır. Sıkıştırma algoritmaları geliştirilmeden önce bilgisayarlarda ses örnekleri wav, pcm, voc, au, snd gibi formatlarda saklanırdı. Bu formatlarda CD kalitesinde 3-5 dakikalık bir ses kaydının saklanabilmesi için 50 ile 70 megabyte arasında bir sabit disk alanı gerekir.
MP3 formatındaki ses kalitesi ile CD kalitesi arasında ne fark vardır?
MP3 formatı müzik veya ses dosyalarını sıkıştırırken insan kulağının duyamayacağı frekanslardaki sesleri çıkararak dosyanın şişmesini önler, yani daha az yer kaplamasını sağlar. Bu yüzden elde ettiğimiz ses kalitesinde önemli bir değişme olmaz.
Gunumuzde kullanilan mp3 sikistirma programlari sayesinde ortalama bir sarki 4Mb civarinda bir kapasiteye depolanabilmektedir. Bunun manasi ise 1GB(1000MB) kapasiteli bir mp3 calarin hafizasina yaklasik 250 adet sarki yuklenebilecegidir. Her sarki icin 3 dk calma suresinden bu da yaklasik 750 dk. yani 12saat30dk demektir.
14 Eylül 2007 Cuma
Guncel terimlere aciklik getirelim.
Sevgili dostlar,
Gunumuzde bircok kisaltma ve terim hayatimiza girmis durumda. Kiminin manasini az cok biliyoruz, kimisi de bize hicbir sey ifade etmiyor. Ornek mi? Mesela: modem, mp3, mp4, html.... ve bunlar gibi bircok ifade. Bazen kafamiza takilan bu yepyeni teknolojik kisaltmalarin manalarini merak ediyorsaniz iste size mujde: bundan sonra vakit buldukca en sik karsilastiklarimizi bu koseden aciklamaya calisacagim. Eger sizin de merak ettikleriniz varsa lutfen bildirin, arastiralim. Tesekkurler.
Modem:
Modem, tanım olarak "Modulator" ve "Demodulator" kelimelerinin birleşiminden üretilmiştir. Uzak mesafelerde bulunan iki elektronik sistemin birbirleri arasında haberleşmesini sağlayabilmek için dizayn edilmiş aygıtlardır.
Module etmek ne demek? Bir elektriksel isareti bir tasiyici uzerine yuklemek, basitce bu. Peki bunu neden yapiyoruz? Iletmek istedigimiz isareti daha kolayca ve aslina daha yakin ve temiz bir sekilde iletebilmek icin. Iste bu bilgilerden de anlasilacagi gibi module edilmis signal varis noktasinda tasiyicidan arindirilarak edilir ve orijinal haline doner.
Gunumuzde bircok kisaltma ve terim hayatimiza girmis durumda. Kiminin manasini az cok biliyoruz, kimisi de bize hicbir sey ifade etmiyor. Ornek mi? Mesela: modem, mp3, mp4, html.... ve bunlar gibi bircok ifade. Bazen kafamiza takilan bu yepyeni teknolojik kisaltmalarin manalarini merak ediyorsaniz iste size mujde: bundan sonra vakit buldukca en sik karsilastiklarimizi bu koseden aciklamaya calisacagim. Eger sizin de merak ettikleriniz varsa lutfen bildirin, arastiralim. Tesekkurler.
Modem:
Modem, tanım olarak "Modulator" ve "Demodulator" kelimelerinin birleşiminden üretilmiştir. Uzak mesafelerde bulunan iki elektronik sistemin birbirleri arasında haberleşmesini sağlayabilmek için dizayn edilmiş aygıtlardır.
Module etmek ne demek? Bir elektriksel isareti bir tasiyici uzerine yuklemek, basitce bu. Peki bunu neden yapiyoruz? Iletmek istedigimiz isareti daha kolayca ve aslina daha yakin ve temiz bir sekilde iletebilmek icin. Iste bu bilgilerden de anlasilacagi gibi module edilmis signal varis noktasinda tasiyicidan arindirilarak
7 Eylül 2007 Cuma
Ceshme/Izmir
Degerli okurlar ,
30.08ile 05.09.2007 tarihleri arasinda bes gunluk bir Ceshme gezisi yaptik. Gezinin esas amaci Marmara'ya girmemesi gereken Liel'i Ege'nin temiz sularina sokmakti. Ege'nin sulari gercekten billur gibi tertemizdi ama gelgelelim ki kucuk Liel kendisine soguk gibi gelen sudan urktu ve kesinlikle girmek istemedi. Annesi alistirmak icin plastik bir havuza deniz suyu doldurup guneste isitti ama tum denemeler bosa cikti. Amac Liel'i temiz denize sokmakti ama Liel'den baska herkes temiz sulara kendisini doyasiya birakti. Degisik beach'ler gezildi, bir gun tekneyle guzelim koylar gezildi ve denize simdilik doyuldu. Yolculuk sirasinda kaldigimiz oteller cok guzeldi. Detayli resimleri gormek icin link:
http://picasaweb.google.com/acerasi/Ceshme2007
Bu arada Liel 03.09.2007 de uc ayini doldurdu!!!
30.08ile 05.09.2007 tarihleri arasinda bes gunluk bir Ceshme gezisi yaptik. Gezinin esas amaci Marmara'ya girmemesi gereken Liel'i Ege'nin temiz sularina sokmakti. Ege'nin sulari gercekten billur gibi tertemizdi ama gelgelelim ki kucuk Liel kendisine soguk gibi gelen sudan urktu ve kesinlikle girmek istemedi. Annesi alistirmak icin plastik bir havuza deniz suyu doldurup guneste isitti ama tum denemeler bosa cikti. Amac Liel'i temiz denize sokmakti ama Liel'den baska herkes temiz sulara kendisini doyasiya birakti. Degisik beach'ler gezildi, bir gun tekneyle guzelim koylar gezildi ve denize simdilik doyuldu. Yolculuk sirasinda kaldigimiz oteller cok guzeldi. Detayli resimleri gormek icin link:
http://picasaweb.google.com/acerasi/Ceshme2007
Bu arada Liel 03.09.2007 de uc ayini doldurdu!!!
28 Ağustos 2007 Salı
Vucut isisiyla calisan becerikli aletler !

Evet yanlis okumadiniz. Gelistirilen yeni bir teknikle baskaca enerji kaynagina ihtiyac hissetmeden sadece vucut isisindan yararlanarak calisabilecek aletler uretilmesi cok yakinda mumkun olacak...Evet bu sayede cep telefonunuzu, bilgisayarinizi kendi isinizla calistirabilecek ayrica bisiklete bindiginizde pedal cevirmeye ihtiyac olmadan yol alabileceksiniz.
Arastirmayi yapan kurulus Fraunhofer Institute for Integrated circuits' tan yapilan aciklamaya gore vucut isisindan yararlanan ozel devreler gelistiriyorlar. Netice olarak, yakin gelecekte muhtemeldir ki bataryasiz cep telefonlari uretilecek ve enerjisini hizmet ettigi hastadan temin eden tibbi aletler kullanilabilecektir. Bu yeni devrelerin calisma prensibi, yari iletken elementlerden olusan termoelektrik jeneratorlere dayanmaktadir. Bunlar biri sicak digeri soguk iki ortam arasindaki isi farkindan yararlanarak elektrik akimi uretirler. Normalde isi farkinin onlarca derece olmasi gerekir fakat vucut isisi ile alet calisma sicakligi arasindaki fark sadece birkac derecedir. Bundan dolayi, elektronik aleti calistirabilecek kadar enerjiyi depolayacak elementler gelistirilmektedir.
Fotografta kablosuz bir vericinin bir termoelektrik jenerator(uretec) araciligiyla bir insan elinin sicakligiyla calismasi canlandirilmistir.
27 Ağustos 2007 Pazartesi
Liel hamakta
Buyukada evleri
Sevgili dostlar,
Buyukada turlarim sirasinda gozume ilisen birkac ada evi ile belediyenin yeni yaptigi fakat arabacilarin begenmedikleri icin halen kullanilmayan ahirlari ve bu sene korkunc derecede artan motorlu tasitlari goruntuledim. Motorlu tasitlar arasinda adaya mal getiren market kamyonlari(Bim, Dia), un kamyonlari, su damacanasi getiren kamyonlar, film cekimi icin gelmis ve konvoy halinde hareket eden kamyonlar, servis midibusu, belediyenin cesitli arabalari, cop kamyonlari v.s. Anlasilacagi uzere bisikletle veya yuruyerek kucuk tur yapmak oldukca tehlikeli. Buyuk tur yapalim, orada fazla hayat yoktur derseniz, dikkat barinagin onunden degme babayigit gecemez cunku en az 50 adet cesitli tip ve buyuklukte kopek yol uzerine oturmus sizi bekler. Barinagin tel orgusu arkasindakiler de siz gecerken havlamaya baslar. En iyisi simdilik oradan gecmeyin, gelecek secimlerde de oyunuzu verirken lutfen dusunun.
http://picasaweb.google.com/acerasi/Adaevleri
Buyukada turlarim sirasinda gozume ilisen birkac ada evi ile belediyenin yeni yaptigi fakat arabacilarin begenmedikleri icin halen kullanilmayan ahirlari ve bu sene korkunc derecede artan motorlu tasitlari goruntuledim. Motorlu tasitlar arasinda adaya mal getiren market kamyonlari(Bim, Dia), un kamyonlari, su damacanasi getiren kamyonlar, film cekimi icin gelmis ve konvoy halinde hareket eden kamyonlar, servis midibusu, belediyenin cesitli arabalari, cop kamyonlari v.s. Anlasilacagi uzere bisikletle veya yuruyerek kucuk tur yapmak oldukca tehlikeli. Buyuk tur yapalim, orada fazla hayat yoktur derseniz, dikkat barinagin onunden degme babayigit gecemez cunku en az 50 adet cesitli tip ve buyuklukte kopek yol uzerine oturmus sizi bekler. Barinagin tel orgusu arkasindakiler de siz gecerken havlamaya baslar. En iyisi simdilik oradan gecmeyin, gelecek secimlerde de oyunuzu verirken lutfen dusunun.
http://picasaweb.google.com/acerasi/Adaevleri
Istanbul milletvekillerinin cep telefonlari
Degerli dostlar,
Asagidaki linkte 23.donem milletvekillerinin cep telefonu listesini bulabilirsiniz. Istanbul'da yasayanlar olarak milletvekillerimizi arayalim, sikayetlerimizi iletelim. Ismi ustunde onlar bizim vekillerimiz.
http://www.istanbuldahayat.com/isayfa-istanbul-vekilleri.html
Asagidaki linkte 23.donem milletvekillerinin cep telefonu listesini bulabilirsiniz. Istanbul'da yasayanlar olarak milletvekillerimizi arayalim, sikayetlerimizi iletelim. Ismi ustunde onlar bizim vekillerimiz.
http://www.istanbuldahayat.com/isayfa-istanbul-vekilleri.html
21 Ağustos 2007 Salı
Seyrantepe-Istinye Park
Degerli okurlar,
Maslak bolgesinde trafigin kilitlenebilmesi icin elden gelen hersey yapiliyor...Su anda benim bilebildigim kadariyla Haci Osman-Tarabya kavsagi Sariyer'e dogru gidenleri bezdirirken, Sariyer-Maslak'tan Levent istikametine gitmek isteyenler Seyrantepe'de yapilan ust gecit guclendirmesi yuzunden cildirma noktasina geliyorlar. Bu arada uyanik gecinip te ben arkadan dolanip bir puan kaparim diyenler DIKKAT istinye Park insaati nedeniyle Borsa, Seba, Istinye yolu felc olmus durumda. Size bir tavsiye: eger trafige takilmak istemiyorsaniz Istanbul disinda oturan akrabalarinizi ziyarete gidebilir hatta orada kalabilirsiniz de....
Ya da Maslakta kalip cildirirsaniz sakin bize muracaat etmeyin, biz uyarimizi yaptik.
Saygilar.
Maslak bolgesinde trafigin kilitlenebilmesi icin elden gelen hersey yapiliyor...Su anda benim bilebildigim kadariyla Haci Osman-Tarabya kavsagi Sariyer'e dogru gidenleri bezdirirken, Sariyer-Maslak'tan Levent istikametine gitmek isteyenler Seyrantepe'de yapilan ust gecit guclendirmesi yuzunden cildirma noktasina geliyorlar. Bu arada uyanik gecinip te ben arkadan dolanip bir puan kaparim diyenler DIKKAT istinye Park insaati nedeniyle Borsa, Seba, Istinye yolu felc olmus durumda. Size bir tavsiye: eger trafige takilmak istemiyorsaniz Istanbul disinda oturan akrabalarinizi ziyarete gidebilir hatta orada kalabilirsiniz de....
Ya da Maslakta kalip cildirirsaniz sakin bize muracaat etmeyin, biz uyarimizi yaptik.
Saygilar.
7 Ağustos 2007 Salı
Club Mavi/ Buyukada
Sevgili dostlarim,
Gectigimiz pazar gunu Liel'in 2.ayini kutlamak uzere sabah kahvaltisina buyuk tur yolu basindaki Mavi 'ye gittik. Gittik derken Keti-Davit Kastoryano, Verda-Selim-Liel Kastoryano ve esimle ben. Esim Rozi'ye ben her zaman soylerdim de hep kulak arkasi olurdu ama teklif kizindan gelince nedense kabul etti ve pisman olmadigini hatta istenirse tekrarlayabilecegini bile bilahare beyan etti. Sasilacak sey degil mi? Ama sevgili dostlar gercekten boyle bir yer ve olanak herhalde cok az yerde mevcuttur yerkuremizde. Siz de dogayla basbasa kalarak sevdiklerinizle birlikte kahvalti etmek veya ogle ya da aksam yemegi yemek isterseniz tavsiyem olur nacizane. Zaten resimleri asagidaki linkte goreceksiniz, ben fazla ovmeyeyim.
http://picasaweb.google.com/acerasi/LielMavi
Gectigimiz pazar gunu Liel'in 2.ayini kutlamak uzere sabah kahvaltisina buyuk tur yolu basindaki Mavi 'ye gittik. Gittik derken Keti-Davit Kastoryano, Verda-Selim-Liel Kastoryano ve esimle ben. Esim Rozi'ye ben her zaman soylerdim de hep kulak arkasi olurdu ama teklif kizindan gelince nedense kabul etti ve pisman olmadigini hatta istenirse tekrarlayabilecegini bile bilahare beyan etti. Sasilacak sey degil mi? Ama sevgili dostlar gercekten boyle bir yer ve olanak herhalde cok az yerde mevcuttur yerkuremizde. Siz de dogayla basbasa kalarak sevdiklerinizle birlikte kahvalti etmek veya ogle ya da aksam yemegi yemek isterseniz tavsiyem olur nacizane. Zaten resimleri asagidaki linkte goreceksiniz, ben fazla ovmeyeyim.
http://picasaweb.google.com/acerasi/LielMavi
28 Temmuz 2007 Cumartesi
Liel 8 haftalik
Merhaba degerli dostlar,
Torunum Liel yarin 8 haftalik oluyor; son derece sevimli, her ani degisik ve izlemesi/yasamasi cok zevkli bir surec ....tum dede adaylarina duyurulur. Yakinda yeni resimlerle tekrar karsinizda olur...
Torunum Liel yarin 8 haftalik oluyor; son derece sevimli, her ani degisik ve izlemesi/yasamasi cok zevkli bir surec ....tum dede adaylarina duyurulur. Yakinda yeni resimlerle tekrar karsinizda olur...
17 Temmuz 2007 Salı
Anket
Degerli okurlar,
Bugunden itibaren actigim anket sutununda aktuel konularda fikirlerinizi almak ve egilimleri meydana cikarabilmek amaciyla yeni bir uygulama baslattim. Degerli fikirlerinizi oyunuzu kullanarak ortaya koymaniz beni cok sevindirir. Katilimi arttirmak amaciyla blog linkini arkadaslariniza gonderirseniz sevinirim. Arzu edilen anket konulari oldugu takdirde sirayla yer vermeye calisirim. Bu konuda baska onerileriniz varsa mail adresime yazabilirsiniz.
acerasi@gmail.com
Ayrica bugunden itibaren Milliyet sayfalarina ve son dakika haberlerine sayfamdan ulasmak mumkun.
Bugunden itibaren actigim anket sutununda aktuel konularda fikirlerinizi almak ve egilimleri meydana cikarabilmek amaciyla yeni bir uygulama baslattim. Degerli fikirlerinizi oyunuzu kullanarak ortaya koymaniz beni cok sevindirir. Katilimi arttirmak amaciyla blog linkini arkadaslariniza gonderirseniz sevinirim. Arzu edilen anket konulari oldugu takdirde sirayla yer vermeye calisirim. Bu konuda baska onerileriniz varsa mail adresime yazabilirsiniz.
acerasi@gmail.com
Ayrica bugunden itibaren Milliyet sayfalarina ve son dakika haberlerine sayfamdan ulasmak mumkun.
16 Temmuz 2007 Pazartesi
Liel'in Vijolasi
Sevgili dostlar,
Liel bugun tam alti hafta yani 42 gunu doldurdu. Maslak Sun Plaza'da/Sunroof restauranttaki davete istirak eden aile yakinlari sayisi yaklasik 200 civariydi. Secim arefesinde insanlarin cogu tatile gitmis olduklarindan gelemeyenler oldu, bu nedenle katilim beklenenin altindaydi. Ama herseye ragmen salonun ve ikramlarin kalitesi ve gokdelenin 31.katinin gozler onune serdigi manzara muhtesemdi. Kucuk Liel gelinlik benzeri beyaz bir elbise giymisti. Annesi ona ayakkabi bile almisti. Tum resimleri gormek icin lutfen asagidaki linke tiklayin(veya kopyalayip browserinizin adres bolumune yapistirin):
http://picasaweb.google.com/acerasi/LielVijola
13 Temmuz 2007 Cuma
Liel bugun kirkini doldurdu!
Sevgili dostlar,
Liel kirk yeri dolastiktan sonra bugun nihayet kirkini doldurdu. Eskiler bilir, kirki cikmadan bebekler disari cikartilmazdi. Simdi hersey tersine donmus dogar dogmaz bebecikler her yere naklediliyorlar. Modern hayatin sonucu olarak calisan anneler bazen bebeklerini yanina alarak calisma hayatlarina devam etmek zorunda kaliyorlar. Eskiden anneler evde bez yikarlardi, simdi ise bez yikamak yok ama is hayatina devam zorunlu gibi... Artik hangisi daha yorucudur bilinmez ama simdikiler hicbir seyden de geri kalmak istemiyorlar. Size liel'in bugune kadar gezdigi semtleri saysam emin olun herhalde kirki bulur. Eh herhalde gezgin bir kiz olacak !!!
Gunun sozu:
Bir düşman çok, yüz dost azdır.
Liel kirk yeri dolastiktan sonra bugun nihayet kirkini doldurdu. Eskiler bilir, kirki cikmadan bebekler disari cikartilmazdi. Simdi hersey tersine donmus dogar dogmaz bebecikler her yere naklediliyorlar. Modern hayatin sonucu olarak calisan anneler bazen bebeklerini yanina alarak calisma hayatlarina devam etmek zorunda kaliyorlar. Eskiden anneler evde bez yikarlardi, simdi ise bez yikamak yok ama is hayatina devam zorunlu gibi... Artik hangisi daha yorucudur bilinmez ama simdikiler hicbir seyden de geri kalmak istemiyorlar. Size liel'in bugune kadar gezdigi semtleri saysam emin olun herhalde kirki bulur. Eh herhalde gezgin bir kiz olacak !!!
Gunun sozu:
Bir düşman çok, yüz dost azdır.
11 Temmuz 2007 Çarşamba
Dogum ilani
Degerli dostlarim,
Biraz gec oldu ama Hurriyet'in yeni hizmeti Sosyal ilanlari gorunce Liel'in dogum ilanini koydum. Eger gormek isterseniz asagidaki linke tiklamaniz yeterli.
http://sosyalilanlar.hurriyet.com.tr/viewbirth.aspx?did=531
Gunun sozu:
Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz eşit oluruz.
Biraz gec oldu ama Hurriyet'in yeni hizmeti Sosyal ilanlari gorunce Liel'in dogum ilanini koydum. Eger gormek isterseniz asagidaki linke tiklamaniz yeterli.
http://sosyalilanlar.hurriyet.com.tr/viewbirth.aspx?did=531
Gunun sozu:
Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz eşit oluruz.
10 Temmuz 2007 Salı
Liel 5 haftalik
Sevgili dostlar,
Zaman farkinda olmadan su gibi akip gidiyor, tabiatin carklari durmadan ayni yonde hep ileriye dogru donuyor. Aslinda biz de goruyoruz akip giden ve asla geri donmeyecek zamani, ama isimize gelmiyor galiba ve bir tur savunma refleksi olarak sanki zamani durdurmusuz da hic yaslanmayacakmisiz zannediyoruz. Iste Liel 5 haftasini da 8 temmuz gunu doldurdu, yani su anda tam 37 gunluk. Evet daha kirki bile cikmadi ama az kaldi. Yeni resimlerini Liel8 albumunde topladik.
picasaweb.google.com/acerasi/liel8
Gunun sozu:
Biri öteki kadar zengin olunca, kardeşler birbirlerini severler.
UGANDA
Zaman farkinda olmadan su gibi akip gidiyor, tabiatin carklari durmadan ayni yonde hep ileriye dogru donuyor. Aslinda biz de goruyoruz akip giden ve asla geri donmeyecek zamani, ama isimize gelmiyor galiba ve bir tur savunma refleksi olarak sanki zamani durdurmusuz da hic yaslanmayacakmisiz zannediyoruz. Iste Liel 5 haftasini da 8 temmuz gunu doldurdu, yani su anda tam 37 gunluk. Evet daha kirki bile cikmadi ama az kaldi. Yeni resimlerini Liel8 albumunde topladik.
picasaweb.google.com/acerasi/liel8
Gunun sozu:
Biri öteki kadar zengin olunca, kardeşler birbirlerini severler.
UGANDA
3 Temmuz 2007 Salı
Degerli arkadaslar,
Bugun 3 temmuz kucuk Liel'in birinci ayini doldurdugu gun. Doktor kontrolune gitti bugun ve kilosunun 4kg, boyunun da 52cm oldugunu ogrendik. Simdilik cok sukur her sey yolunda.
Gunun sozu:Elma ve Şarap
Kadınlar ağaçtaki elma gibidir.
En iyileri en üst dallarda bulunur.
Erkeklerin çoğu, düşüp incinmekten korktukları için üst dallara uzanmak istemezler.
Onun yerine yere düşmüş çürükleri toplarlar, çünkü onları elde etmek daha kolaydır.
Yukarıdaki elmalar ise kendilerinde ararlar suçu ve sorarlar nerede hata yapıyorum diye.
Aslında gerçekten hatasız ve muhteşemlerdir. Sadece doğru erkeğin ortaya çıkıp, cesaretini ve yüreğini toparlayıp o üst dallara ulaşmasıdır bütün olay.
İyi elma olan bütün kadınlar, dallarından toplanmış olsalar bile bu gerçek hepimizi anlatıyor.
Erkekler ise iyi birer şarap gibidir. Koruk olarak başlarlar, mayhoş ve tatsız.
Kadınlar tarafından canları çıkana kadar çiğnendikten sonra ancak bir yemeğin yanında gidecek kadar tatlanırlar... Siz ne dersiniz?
Gunun sozu:Elma ve Şarap
Kadınlar ağaçtaki elma gibidir.
En iyileri en üst dallarda bulunur.
Erkeklerin çoğu, düşüp incinmekten korktukları için üst dallara uzanmak istemezler.
Onun yerine yere düşmüş çürükleri toplarlar, çünkü onları elde etmek daha kolaydır.
Yukarıdaki elmalar ise kendilerinde ararlar suçu ve sorarlar nerede hata yapıyorum diye.
Aslında gerçekten hatasız ve muhteşemlerdir. Sadece doğru erkeğin ortaya çıkıp, cesaretini ve yüreğini toparlayıp o üst dallara ulaşmasıdır bütün olay.
İyi elma olan bütün kadınlar, dallarından toplanmış olsalar bile bu gerçek hepimizi anlatıyor.
Erkekler ise iyi birer şarap gibidir. Koruk olarak başlarlar, mayhoş ve tatsız.
Kadınlar tarafından canları çıkana kadar çiğnendikten sonra ancak bir yemeğin yanında gidecek kadar tatlanırlar... Siz ne dersiniz?
2 Temmuz 2007 Pazartesi
Lisa-Melih Gulcan nikahi
Bugun 1 temmuz pazar aksamustu saat 18.30 gibi davetliler gelmeye basladilar. Hava sicak ancak poyraz sert esiyor ve serinletiyor. Mekanin denize bakan bolumu acik, cadde tarafi ise kapali. Hava iyi oldugundan insanlarin buyuk kismi disarida, bu nedenle yogunluk fazla. Zaman ilerledikce ayakta durmaktan yorulanlarin bir kismi iceri gecip birazcik ayaklarini dinlendirmeyi tercih ediyor. Saat 20.30 gibi nikah memuresi nikahi kiydi. Gencler buyuk bir enerjiyle ortaligi costuruyor dans ederek. Derken saat 22.30 gibi pasta geliyor ve bundan sonra davetliler yavas yavas ayriliyor. Biz de saat 23.00 gibi ayrildik. Su an saat 01.30 ve resimler artik emrinizde. Yalniz album herkese acik degil, gormek isteyenler lutfen maille benden yetki istesinler.
http://picasaweb.google.com/acerasi/LisaMelihGulcanNikahi
http://picasaweb.google.com/acerasi/LisaMelihGulcanNikahi
1 Temmuz 2007 Pazar
Liel bugun 4 haftasini dolduruyor.
Sevgili dostlar,
Zaman ne cabuk geciyor degil mi? Hatirliyorum daha dun gibi kisa pantolon ve hatta golf pantolon(bir zamanlar diz altindan biraz daha asagida dugmeyle pacasi toplanan bir tur pantolon)modasi vardi ben ortaokula girdigimde. Kesinlikle hic sevmezdim ve giymek istemezdim ama annem yapmisti ve giymek zorundaydim. Uzun sure giyildi o acayip kilik, sonra zaten modasi gectigi ve piyasadan kalktigi icin terkedildi. Amaaaaaaaaannn nereden geldik golf pantolona simdi? Bugun Liel'ika 4.haftayi bitiriyor yani neredeyse bir aylik oldu sayilir. Aksam babaannesinde misafirligi iyi gecmis, iki taraf ta birbirinden memnun kalmis. Onun icin bugun de babaanneye ziyarete gidecek mecburen cunku Melih Gulcan'in nikahi var. Yaaa dunku afacan yaramaz Melih te evleniyor! Kiminle mi? Lisa ile tabii. Bugun saat 19.30 siralarinda Bebek/ Il porto isimli mekanda sahitler huzurunda evet deyip dunya evine girecekler. Tabi ki resimleri en gec yarin size buradan ulastiririm merak etmeyin. Siz blogumu hergun ziyaret edip (arada reklamlara da tiklarsaniz iyi olur)takipte olun, en son yenilikler daima burada olacak.
Simdilik Liel'in son resimleriyle idare edin.
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel7
Zaman ne cabuk geciyor degil mi? Hatirliyorum daha dun gibi kisa pantolon ve hatta golf pantolon(bir zamanlar diz altindan biraz daha asagida dugmeyle pacasi toplanan bir tur pantolon)modasi vardi ben ortaokula girdigimde. Kesinlikle hic sevmezdim ve giymek istemezdim ama annem yapmisti ve giymek zorundaydim. Uzun sure giyildi o acayip kilik, sonra zaten modasi gectigi ve piyasadan kalktigi icin terkedildi. Amaaaaaaaaannn nereden geldik golf pantolona simdi? Bugun Liel'ika 4.haftayi bitiriyor yani neredeyse bir aylik oldu sayilir. Aksam babaannesinde misafirligi iyi gecmis, iki taraf ta birbirinden memnun kalmis. Onun icin bugun de babaanneye ziyarete gidecek mecburen cunku Melih Gulcan'in nikahi var. Yaaa dunku afacan yaramaz Melih te evleniyor! Kiminle mi? Lisa ile tabii. Bugun saat 19.30 siralarinda Bebek/ Il porto isimli mekanda sahitler huzurunda evet deyip dunya evine girecekler. Tabi ki resimleri en gec yarin size buradan ulastiririm merak etmeyin. Siz blogumu hergun ziyaret edip (arada reklamlara da tiklarsaniz iyi olur)takipte olun, en son yenilikler daima burada olacak.
Simdilik Liel'in son resimleriyle idare edin.
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel7
30 Haziran 2007 Cumartesi
Apple iPhone

Sevgili dostlar,
Dun Apple yeni cihazi iPhone'u piyasaya cikardi ve insanlar alabilmek icin dukkanlarin onunde saatlerce beklediler; bu nedenle kisi basina sadece iki adet telefon satisi yapildi.Simdilik iki versiyon piyasaya cikti: 4Gb lik olani 499$, 8 Gb lik olani ise 599$. Ozelliklerini mi ogrenmek istiyorsunuz? Anlasildigi kadariyla bilgisayarla telefon entegre olmus, dokunmatik ekran, tek dokunmayla telefon gorusmesi, konferans ve akliniza gelebilecek her turlu iletisim kolayligi. Bu kadar yogun bir iletisim devrimi yasanirken simdi soru acaba bu devrimin insan hayati ve dunya uzerinde nasil etkileri olacagi. Eskiden telefon vardi ama telefonla gorusmek pahali ve zahmetliydi. Simdi internet sayesinde dunyanin her kosesiyle cok makul fiyatlarla rahatca gorusmek mumkun. Tabii ki bunun yasam, ticaret ve insan iliskileri acisindan tahmin edilemeyecek sonuclari olacak, ve maalesef teknoloji fakiri ulkeler dunya uzerinde soz sahibi olabilmek icin ancak teror ve benzeri yontemleri kullanmaya devam edecekler. Galiba medeniyet catismasi bu farklilasmadan dolayi kacinilmaz gorunuyor.
Apple sitesinden kucuk bir alinti:
iPhone is a revolutionary new mobile phone that allows you to make a call by simply tapping a name or number in your address book, a favorites list, or a call log. It also automatically syncs all your contacts from a PC, Mac, or Internet service. And it lets you select and listen to voicemail messages in whatever order you want — just like email.
Dun Apple yeni cihazi iPhone'u piyasaya cikardi ve insanlar alabilmek icin dukkanlarin onunde saatlerce beklediler; bu nedenle kisi basina sadece iki adet telefon satisi yapildi.Simdilik iki versiyon piyasaya cikti: 4Gb lik olani 499$, 8 Gb lik olani ise 599$. Ozelliklerini mi ogrenmek istiyorsunuz? Anlasildigi kadariyla bilgisayarla telefon entegre olmus, dokunmatik ekran, tek dokunmayla telefon gorusmesi, konferans ve akliniza gelebilecek her turlu iletisim kolayligi. Bu kadar yogun bir iletisim devrimi yasanirken simdi soru acaba bu devrimin insan hayati ve dunya uzerinde nasil etkileri olacagi. Eskiden telefon vardi ama telefonla gorusmek pahali ve zahmetliydi. Simdi internet sayesinde dunyanin her kosesiyle cok makul fiyatlarla rahatca gorusmek mumkun. Tabii ki bunun yasam, ticaret ve insan iliskileri acisindan tahmin edilemeyecek sonuclari olacak, ve maalesef teknoloji fakiri ulkeler dunya uzerinde soz sahibi olabilmek icin ancak teror ve benzeri yontemleri kullanmaya devam edecekler. Galiba medeniyet catismasi bu farklilasmadan dolayi kacinilmaz gorunuyor.
Apple sitesinden kucuk bir alinti:
iPhone is a revolutionary new mobile phone that allows you to make a call by simply tapping a name or number in your address book, a favorites list, or a call log. It also automatically syncs all your contacts from a PC, Mac, or Internet service. And it lets you select and listen to voicemail messages in whatever order you want — just like email.
not: resimde gorulen kektir, telefon gorusmesi yapilamaz!
29 Haziran 2007 Cuma
Sicak hava
Sevgili dostlar,
Meteorolojinin bildirdigine gore carsamba gunu yani 27haziran 2007 gunu golgede olculen sicaklik 41.8 derece ile son 75 yilin en yuksek degerine ulasmis. Bunun etkileri hala Istanbul'da yasanmakta. Evlerin ici cehennem sicagi gibi, normale donmesi ise epey vakit alacaga benzer. Bu havalarda lutfen kendinize biraz dikkat edin, acik renk elbise ve sapka giyin, bol sivi tuketin ve asiri efordan kacinin. Cok gerekmedikce disari bile cikmayin, mumkunse bugunku isinizi yarina birakin.
Gunun sozu:
ÖFKENİ YAPRAKLARA YAZ SONBAHARDA DÖKÜLSÜN. DERDİNİ RÜZGARLARA YAZ ESTİKÇE UZAKLARA GÖTÜRSÜN. VE EN ÖNEMLİSİ SEVGİNİ YÜREĞİNE YAZ BİR ÖMÜR BÜYÜSÜN
Sevgiyle yasayin!
Meteorolojinin bildirdigine gore carsamba gunu yani 27haziran 2007 gunu golgede olculen sicaklik 41.8 derece ile son 75 yilin en yuksek degerine ulasmis. Bunun etkileri hala Istanbul'da yasanmakta. Evlerin ici cehennem sicagi gibi, normale donmesi ise epey vakit alacaga benzer. Bu havalarda lutfen kendinize biraz dikkat edin, acik renk elbise ve sapka giyin, bol sivi tuketin ve asiri efordan kacinin. Cok gerekmedikce disari bile cikmayin, mumkunse bugunku isinizi yarina birakin.
Gunun sozu:
ÖFKENİ YAPRAKLARA YAZ SONBAHARDA DÖKÜLSÜN. DERDİNİ RÜZGARLARA YAZ ESTİKÇE UZAKLARA GÖTÜRSÜN. VE EN ÖNEMLİSİ SEVGİNİ YÜREĞİNE YAZ BİR ÖMÜR BÜYÜSÜN
Sevgiyle yasayin!
25 Haziran 2007 Pazartesi
Liel Buyukada'da
Sevgili dostlar,
Birkac gundur torunum liel'i de alarak hep birlikte Buyukada'ya gittik. Havalar feci sicak, bu nedenle ada cok guzel. Tabii mahzurlari da var ama tabii guzellik cezbediyor. Bizim cadi bu arada 3 haftayi dun bitirdi ve simdi siki durun bu gunun haberi: gobegi dustu!!!!!!!!!!!Artik yarin guzel bir banyoyu hak etti degil mi?
En son rsimler icin:
http://picasaweb.google.com/acerasi/20070623105607Liel6
Birkac gundur torunum liel'i de alarak hep birlikte Buyukada'ya gittik. Havalar feci sicak, bu nedenle ada cok guzel. Tabii mahzurlari da var ama tabii guzellik cezbediyor. Bizim cadi bu arada 3 haftayi dun bitirdi ve simdi siki durun bu gunun haberi: gobegi dustu!!!!!!!!!!!Artik yarin guzel bir banyoyu hak etti degil mi?
En son rsimler icin:
http://picasaweb.google.com/acerasi/20070623105607Liel6
19 Haziran 2007 Salı
16 Haziran 2007 Cumartesi
Isim toreni
Bugun Kuzguncuk sinagogunda Liel icin bir isim toreni duzenlendi. Cumartesi sabahi kalabalik bir yahid toplulugu nezdinde yapilan torende ayrica ikiz bebekler (Cenya'nin) icin de toren duzenlendi ve her ucu icin ayri ayri pastalar kesildi. Torene katilarak bizleri onurlandiran arkadaslarim Beno Bicaci ve Anri Niyego'ya burada tesekkur ediyorum. Darisi insallah onlarin da basina... Maalesef makinemizi almayi unuttugumuz icin bugun resim yok, uzgunum.
Bu arada gunun sozu:
Karanlığın en koyu olduğu an,Aydınlığın en yakın olduğu zamandır.
Sevgiyle Kalın...
Bu arada gunun sozu:
Karanlığın en koyu olduğu an,Aydınlığın en yakın olduğu zamandır.
Sevgiyle Kalın...
Liel bugun babaannesine ziyarete giderken....
Evet babaanneye giderken anneanneye ugramadan edemedi; iste fistigimin bugunku resimleri, nasil buldunuz? Buyumus mu? Eh tabii 12 gunluk oldu canim:)))
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel5
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel5
15 Haziran 2007 Cuma
14 Haziran 2007 Perşembe
Gunun sozu
Bir gün mutlu olmak istiyorsan.
İçki iç... Bir hafta mutlu olmak istiyorsan. Tatile çık... Bir ay mutlu olmak istiyorsan. Evlen... Bir ömür boyu mutlu olmak istiyorsan. Toprakla uğraş... Bir ömür boyu mutsuz olmak istiyorsan. İnsanlarla uğraş...
İçki iç... Bir hafta mutlu olmak istiyorsan. Tatile çık... Bir ay mutlu olmak istiyorsan. Evlen... Bir ömür boyu mutlu olmak istiyorsan. Toprakla uğraş... Bir ömür boyu mutsuz olmak istiyorsan. İnsanlarla uğraş...
13 Haziran 2007 Çarşamba
gunun sozu
* Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz eşit oluruz.
Aile agacimiza Liel'i de ekledim.
Merhaba,
Bir suredir internette olusturmakta oldugum aile agacimiza bugun Liel'i de ekledim. Gormek icin asagidaki linke tiklamaniz yeterli:
http://trees.ancestry.com/pt/pedigree.aspx?tid=1627912&pid=-1816374770
Aile agacimizin henuz eksigi cok, vakit buldukca genisletmek icin elimden geleni yapiyorum. Bu konuda bilgi, resim v.s yardimi yapabileceklere simdiden tesekkurler.
Bir suredir internette olusturmakta oldugum aile agacimiza bugun Liel'i de ekledim. Gormek icin asagidaki linke tiklamaniz yeterli:
http://trees.ancestry.com/pt/pedigree.aspx?tid=1627912&pid=-1816374770
Aile agacimizin henuz eksigi cok, vakit buldukca genisletmek icin elimden geleni yapiyorum. Bu konuda bilgi, resim v.s yardimi yapabileceklere simdiden tesekkurler.
Liel bugun ilk kez bizi ziyarete geldi.
Bu sabah Liel doktor donusu bizi ziyarete geldi. Doktor kontrolunde bebegin normal beslendigi ve 3.070 kg ile 49cm oldugu tespit edildi. Sarilik kayboldu, simdilik hersey normal.
Donuste biraz market alisverisi yaptiktan sonra Liel ilk kez bizi ziyarete geldi!!! Bugun misafirimiz:)) Iste evde cekilmis resimleri:
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel4
Donuste biraz market alisverisi yaptiktan sonra Liel ilk kez bizi ziyarete geldi!!! Bugun misafirimiz:)) Iste evde cekilmis resimleri:
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel4
10 Haziran 2007 Pazar
Liel cipicip yapti!!!!!!!!!!!
Arkadaslar Liel ilk kez cipicip yapti. Fotograflari mi gormek istiyorsunuz? Tabii, iste size link....
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel302
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel302
9 Haziran 2007 Cumartesi
100. yilinda en genc fenerli

Torunum Liel Fenerbahce'nin 100. yilinda tam da sampiyonluk kutlamalari sirasinda dunyaya geldi. Dogum biraz sancili oldu ama, sancisiz dogum olur mu ki? Koyu Fenerli Dr. Senai Aksoy'a ve ekibine tesekkurler. Torunumu 100.yil kutlamalarina sag salim yetistirdikleri icin.
6 Haziran 2007 Çarşamba
Dogum
Mujde! Mujde!
3 haziran 2007 pazar gunu saat 17.48detorunum Liel dunyaya geldi. MAZAL TOV kismeti acik olsun. Ilk resimlerini gormek icin lutfen asagidaki linke tiklayin.
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel
Tesekkurler.
3 haziran 2007 pazar gunu saat 17.48detorunum Liel dunyaya geldi. MAZAL TOV kismeti acik olsun. Ilk resimlerini gormek icin lutfen asagidaki linke tiklayin.
http://picasaweb.google.com/acerasi/Liel
Tesekkurler.
8 Mart 2007 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)