9 Kasım 2009 Pazartesi

Soğuk Algınlığı, Mevsimsel Grip ve Domuz Gribi belirtileri arasındaki farklar..

Domuz gribi nedir?
Domuz gribi, mevsimsel grip dışında farklı bir virüsün yaptığı salgınlara neden olan hastalığa verilen addır. Hayvandan insana değil insandan ansana bulaşan bir hastalıktır. Domuz gribi, A (H1N1) tipi virüsten kaynaklanan, insanlarda hastalığa yol açan viral bir hastalıktır. Hastalık ilk kez Meksika ve ABD’de görülmüş ve daha sonra birçok ülkeye yayılmıştır. Önceleri Meksika Gribi denmiş ancak bu ülkenin karşı çıkması sonucu bu isimden vazgeçilmiştir.

Bu yeni H1N1 virüsü neden” domuz gribi olarak adlandırılmaktadır?
Bu virüse “ domuz gribi” denmesinin sebebi, domuzlar arasında görülen grip virüslerine çok benzediğinin gösterilmiş olmasıdır. Bu yeni virüs insan, domuz ve kuş virüslerinin mutasyonu sonucu oluşmuş bir virüstür.
Domuz gribinin (A/H1N1) belirtileri nelerdir?
Domuz gribinin belirtileri, insanlarda görülen grip belirtilerine benzerdir. Bunlar:
Ateş,
Öksürük,
Boğaz ağrısı,
Yaygın vücut ağrısı,
Baş ağrısı,
Üşüme ve
Yorgunluk
gibi belirtileri içermektedir. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülebilmektedir.

Domuz gribi (A/H1N1) nasıl bulaşmaktadır?
Domuz gribinin de yine mevsimsel griple aynı şekilde yayıldığı düşünülmektedir. Grip virüsleri insandan insana öksürük ve hapşırma yoluyla bulaşmaktadır. Grip virüsü bulaşan bir yere dokunulduktan sonra, eller ağız ya da buruna götürüldüğünde de hastalık bulaşabilir. İçme, kullanma ve havuz sularıyla bulaşma gösterilmemiştir.
Daha çok hangi yüzeyler bulaşma kaynağıdır?
Öksürük ve hapşırma yoluyla, hasta kişinin tükürük zerrecikleri havaya yayılarak sandalye, masa gibi yüzeylere bulaşabilir. Kişi virüsün bulaştığı bir yere dokunduktan sonra ellerini ağzına, gözlerine veya burnuna sürerse virüs bulaşabilir. Bu yüzeylerde virüsün ne kadar süreyle canlı kalabileceğini etkileyen ısı, nem oranı, yüzey niteliği gibi pek çok faktör söz konusudur. Hasta kişinin temasının olduğu bu yüzeylere dokunulmamalı, herhangi bir sebeple dokunulduysa eller yıkanmalıdır.
Hastalığa yakalanan kişiler ne kadar süreyle bulaştırıcıdır?
Kişiler, belirtilerin başlamasından bir gün öncesi ve 7 gün sonrasına kadar bulaştırıcıdırlar. Aşılanmadan sonraki ilk 10 gün koruyucu değildir mutlaka ek önlemler alınmalıdır. Yani koruyuculuk 10 günden sonra başlamaktadır.
Domuz gribini tedavi eden ilaçlar var mıdır?
Evet. Genel olarak viral hastalıklarda ve domuz gribinin tedavisinde doktor kontrolünde kullanılabilecek ilaçlar mevcuttur. Bu ilaçlar doktor tarafından önerilmedikçe, reçetesiz olarak kesinlikle kullanılmamalıdır. Tedavi normal grip tedavisinden farklılık arz etmemektedir. Tedavi daha çok destek tedavisi olarak yapılmaktadır.
Ev ve eşyaların temizliğinde nelere dikkat etmek gerekir?
Grip virüsünün yayılmasını önlemek için, yüzeylerin (masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri, mutfak tezgahı, oyuncaklar vb) günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesi yeterlidir. Günlük kullandığımız temizlik maddeleri dışında klor, hidrojen peroksit, iyotlu antiseptikler ve alkol gibi bazı kimyasal maddeler de etkilidir.
Hastalara ait çarşaf, çamaşır, havlu ve kap kacağın ayrı olarak yıkanmasına gerek yoktur. Ancak, bu eşyalar yıkanmadan başkası tarafından kullanılmamalıdır. Bu çarşaflar mümkün olduğunca elle temas edilmeden taşınmalı ve yıkanmalıdır. Hastanın çarşafları, çamaşırları değiştirildikten sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır. Hastaya ait kap kacak ya bulaşık makinesinde ya da elde deterjan kullanılarak yıkanmalıdır.

Domuz gribinden kendimi nasıl koruyabilirim?
Domuz gribinden korunmak için aşı yaptırılmalıdır.
Aşağıdaki önlemleri alarak sadece gripten değil; grip gibi solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıklardan kendinizi koruyabilirsiniz:

-Öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu bir mendil ile kapatınız. Mendilinizi kullandıktan sonra çöp sepetine atınız.

-Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra ellerinizi bol sabun ve suyla yıkayınız. Alkol içeren el yıkama antiseptikleri de etkilidir.

-Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayınız.

-Domuz gribine yakalanırsanız, belirtilerin başlamasından 7 gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat ediniz.

-Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durunuz.

-Bulunduğunuz mekanı sık sık havalandırınız.

Hastalıktan korunmak için ellerimi nasıl yıkamalıyım?
Ellerinizi 15-20 saniye süreyle su ve sabunla yıkamalısınız. Su ve sabuna ulaşamadığınız yerlerde alkol içeren el antiseptikleri kullanabilirsiniz. Piyasaya sürülen ve çıkar elde etmeyi amaçlayan ürünlere sakın aldanmayın.
Hastalanırsam ne yapmalıyım?
Domuz gribi şüpheli bir kişi ile temastan sonraki 7 gün içinde kendinizde yukarıda sıralanan hastalık belirtileri olduğunu hissederseniz hemen bir doktora başvurmalısınız. Doktorunuz herhangi bir teste ya da tedaviye ihtiyacınızın olup olmadığına karar verecektir.
Eğer hastalandıysanız veya hastalık belirtilerini gösteriyorsanız evde istirahat ediniz ve çevrenizdeki kişilerden de onlara bulaştırmamak için uzak durunuz.


Erişkinlerde acil müdahale gerektiren belirtiler nelerdir?
Zor nefes almak veya nefes darlığı
Bilinç bulanıklığı
Sık ve uzun süreli kusma

Çocuklardaki acil müdahale gerektiren belirtiler nelerdir?
Hızlı veya zor nefes alma
Vücutta solgunluk ya da morarma
Beslenememe
Uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil
Huzursuzluk
Ateşle beraber döküntü görülmesi


Domuz gribi aşısı güvenli mi?
Bugüne kadar yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre domuz gribi aşısı mevsimsel grip aşısı kadar güvenli. Görülen yan etkiler yine bu aşıyla benzer.

Gebelerde kullanım güvenliği ne?
Son yapılan çalışmalar hamile kadınların hastalık nedeniyle yoğun bakıma alınma risklerinin normal nüfusa göre 10 kat fazla olduğunu gösteriyor. Aşının faydası oluşturduğu riske göre çok fazladır.

Çocuğumu aşılatırsam hangi reaksiyonlar olabilir?
Grip aşısından sonra görülen reaksiyonlar diğer çocukluk çağı aşılarında görülenlere benzerdir (aşı yerinde ağrı ya da ateş). Bir sağlık görevlisi bu reaksiyonların nasıl giderileceğine dair uygun önerileri size sunacaktır.

Aşının güvenli olduğunu denetlemek için ne tür testler yapılıyor?
Salgına sebep olan virüs yeni olduğundan aşının güvenilirliği ve etkisi hakkındaki temel bilgileri elde etmek üzere hem klinik hem de klinik olmayan testler yapılıyor. Şu ana kadar elde edilen bilgiler aşının mevsimsel grip aşısı kadar güvenli olduğu yönünde. Buna karşın çok büyük ölçekli çalışmalar bile milyonlarca insana uygulanan bir aşının yaratabileceği olası nadir olayları belirlemekte yeterli olamaz. Dünya Sağlık Örgütü aşıyı uygulayan tüm ülkelere aşı güvenliğini sıkı şekilde takip etmelerini ve ciddi istenmeyen etkileri bildirmelerini tavsiye ediyor.

Yeni aşının beklenen yan etkileri nelerdir?
Enjeksiyonla yapılan aşının yol açtığı yan etkiler, genellikle aşı yapılan yerde ağrı, şişme ve kızarıklıktır; daha az sıklıkta ateş, kas ve eklem ağrıları veya baş ağrısı görülebilir. Bu belirtiler çoğunlukla tıbbi müdahale gerektirmeden bir-iki gün içinde geçecek şekilde hafif seyreder. Çok seyrek olarak aşının içindeki maddelere duyarlı olanlarda genel alerjik reaksiyonlar gelişebilir.

Hiç aşıya dair ciddi reaksiyon ya da istenmeyen olay bildirildi mi?
Ekim sonu itibarıyla aşıya erken başlayan ülkelerde yapılan takipler ve klinik çalışmalardan elde edilen verilere göre hiçbir beklenmedik istenmeyen olay bildirilmemiştir. Sağlık otoritelerinin tetikte bekleyişi sürüyor.

Aşılarda bazı katkı maddelerinin olduğu ve zararlı olabileceği konusunda ne dersiniz?

Dünya Sağlık Örgütü önümüzdeki kış domuz gribi aşısını mevsimsel grip aşılarının içine ekleyecek. Çin kendi aşısını yaptı ve ABD’de damla yöntemiyle aşılar yapılıyor. ABD ve Avrupa’da milyonlarca insana aşı yapılıyor ve hiçbirisinin ciddi yan belirtiler olmadığı açıklandı.

Türkiye’ye gelecek aşıların içinde cıva ve adjuvan var. Bu maddeler 1930’lardan bu yana bebeklere yapılan aşılarda da var. Ancak ciddi yan etkileri yok. Cıva denilen ise etilmerkür denilen ve 7-10 gün arasında vücuttan atılan farklı bir civa. İsveç ve Danimarka otizm yaratıyor diye aşıların içindeki cıvayı çıkardı ancak otistik oranında bir değişiklik olmadı. Adjuvan ise aşının etkinliğini arttırıp korunma süresini uzatmaya yarayan insan kolesterol metabolizmasındaki ara madde. Adjuvan yediğimiz balıkta hatta kanımızın içinde bile var. Adjuvan’ın aşıda yarattığı semptomlar üzerine Avrupa’da 70 insan üzerinde araştırma yapıldı ve ciddi bir yan etkisi olmadığı görüldü. Yani aşıdan korkmayın.”




Salgın için hazırlanan aşılar, bazılarının riskli bulduğu tiomersal içerecek mi?
Tiomersal kullanım sırasında bakteri bulaşmasını önlemek üzere sıklıkla kullanılan bir aşı koruyucudur. Ölü virüs aşıları çok dozluk büyük şişelerde ise tiomersal içereceklerdir. Tiomersal insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri iyi bilinen metil cıva içermez, onun yerine vücutta birikmeyen, metabolize olan ve metil cıvaya göre çok daha hızlı atılan etil cıva ihtiva eder. Tiomersalin güvenilirliği bilimsel gruplar tarafından defalarca gözden geçirilmiştir. Aşıların içindeki tiomersale maruz kalan bebek, çocuk, gebe ya da yetişkinlerde oluşan sağlık riskine dair herhangi bir bulgu tespit edilmemiştir.

Neden bazı tip domuz gribi aşılarında adjuvan var da diğerlerinde yok? Adjuvan sağlık için tehlikeli midir?
Adjuvanlar bağışıklığın oluşmasını kuvvetlendiren ve etkiyi artıran maddeler. Hepatit B ve mevsimsel grip aşılarında yıllardır kullanılmak üzere izinleri vardır. Bu maddelerin eklenmesiyle aşıların içine daha az miktarda virüs antijeni konulması yeterli oluyor. Bilimsel veriler salgın yapan grip virüsü aşılarının içine adjuvan konulmasının güvenli olduğunu destekliyor.

Grip aşıları kronik hastalıklara yol açabilir mi?
Halihazırdaki bulgular mevsimsel ya da domuz gribi aşılarının, aşı yapılanlarda herhangi bir kronik hastalığı uyardığını ya da ağırlaştırdığını göstermiyor. Aşılama sonrasında ortaya çıkabilecek istenmeyen olayların gerçekten grip aşısına mı bağlı olduğunu ortaya koymak için dikkatli değerlendirmeler gerekiyor.

Grip aşısı sonrasında Guillain-Barré sendromu gelişebilir mi?
Guillain-Barré sendromu hızla seyreden ve sinirleri tutarak kas güçsüzlüğü yapan bir hastalık. Çoğu hasta tamamen düzeliyor ama bazılarında kronik kas zafiyeti kalıcı oluyor. Grip de dahil olmak üzere bazı hastalıklardan sonra ortaya çıkabiliyor. Eldeki aşılarla aşılanmış kişilerde bu hastalığın görülme sıklığı aşılanmamışlarla aynı. 1976 yılında yapılan aşı kampanyasında aşılanan her bir milyon kişinin 10'unda ortaya çıkan tablolar haricinde Guillain-Barré sendromuyla grip aşıları arasında açık bir bağlantı bulunamadı.

Aynı evde yaşadığı aile üyelerinden birine domuz gribi teşhisi konulan kişi işe gitmeli mi?
Bir insanda hastalık bulaştırma, belirtiler başladıktan sonra ortaya çıkar. Dolayısıyla evinde hasta olan birey, kendinde hastalık belirtileri ortaya çıkmamışsa başkalarına hastalık bulaştırma riskini taşımaz. Kendisinde hastalık belirtisi yoksa, işine devam etmesinin bir sakıncası yok.

Hasta evde ayrı bir odada mı yatmalı? Onunla nasıl temas edilmeli?
Evdeki hastaların elden geldiğince, zamanlarını evin aynı odasında geçirmeleri, hastalığı diğerlerine bulaştırmamaları açısından önemlidir. Hastanın bakımını mümkünse bir kişi temin etmelidir. Bu kişi de odaya giriş ve çıkışlarında hastayla yakın temastan kaçınmalı, özellikle de el hijyenine özen göstermelidir. Yakın temas Dünya Sağlık Örgütü'nün tarifine göre 1 metreden yakın mesafelerdir. Bu kişilerle el teması sağlanırsa hastalık bulaşabilir.

Bu dönemde bağışıklık sistemini güçlendirmek için neler önerirsiniz?
Her ne kadar sağlıklı ve doğal besinlerle beslenip bol miktarda sıvı almak bağışıklık sistemini ayakta tutmak için yeterliyse de arzu edenler C vitamini, çinko, selenyum destek amacıyla kullanabilirler. D vitamininin faydasından da bahsedilir.

Domuz gribinin tekrarlama riski var mı?
Bağışıklık kusuru bulunmayan sağlıklı insanların hastalığı geçirdikten sonra aynı virüsle tekrar hasta olmaları görülmez. Buna karşılık grip virüsünün kendinde yapacağı küçük değişiklikler, insanları yeni bir grip salgınına hassas hale getirebilir.


TAZE TAZE TÜKETİN
Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirmek için sebze ve meyvelerden mutlaka yararlanmamız gerektiğini artık her dünya vatandaşı biliyor. Ama iş uygulamaya gelince, bu konuda çoğunluğun sınıfta kaldığı da bir gerçek. Aslında herkes meyve-sebze yemek yerine, onların suyunu içmeyi tercih ediyor. Bu suları hazırlarken size yardımcı olabilecek birkaç önemli nokta:
Salatalık suyu hücrelerin temizlenmesini sağlayan potasyum içerir.
Lifli yeşilliklerin suyu yüksek miktarda kalsiyum, magnezyum ve demir içerir. Bu sulara bir tutam zencefil, limon ya da yeşil limon suyu ilave edin.
Tatlı bir şeyler isterseniz karpuz suyu, çekirdekleriyle birlikte çinko ve selenyum açısından zengindir.
Elma, armut ve orman meyvelerinin suları yüksek antioksidan özelliğine sahip, fakat içeriğindeki şeker miktarı nedeniyle suyla bir miktar seyreltmekte fayda var.
Konserve ya da şişelenmiş meyve ve sebze suları genellikle pastörize edilmiştir; hayati enzimleri ve besin değerlerini kaybetmişlerdir.
Yemeklerden bir saat önce veya iki saat sonra istediğiniz sebzelerin suyunu içebilirsiniz.
Meyve ve sebze suları sıkıldıktan hemen sonra içilmelidir, aksi takdirde besin değerini kaybeder.




WORLD FASTEST TRAIN/ DUNYANIN EN HIZLI TRENI



Dunya'nin en hizli treninin deneme surusunde ulasilan max. hiz 574,80 km/h!!!
Izleyin...

6 Ekim 2009 Salı

YENI KIMLIK KARTLARI




Iste yeni kimlik kartlarimiz


İşte yeni kimlik kartlarımız
Nüfus cüzdanında devrim gibi yenilik. Tek kimlik kartına dünyalar sığdırıldı. Kartta güvenlik önlemleri üst düzeyde.

TÜBİTAK tarafından tamamen milli olanaklar kullanılarak geliştirilen ve 2010'dan itibaren nüfus cüzdanının yerine kullanılması hedeflenen akıllı kimlik kartları, kopyalanma riskine karşı görünürde 7 üstün güvenirlikli önlemle korunuyor.

TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsünde (UEKAE) geliştirilen Akıllı Kart İşletim Sistemi (AKİS) Proje Sorumlusu Mustafa Başak 2010'dan itibaren tüm Türkiye'de uygulanması planlanan elektronik kimlik kartının teknolojik özelliklerini anlattı.


Akıllı kartın en başta akıllı kart tabanlı ulusal kimlik kartı olarak nüfus cüzdanının yerini alacağını aktaran Başak, kartın ayrıca sürücü belgesi, pasaport, e-devlet uygulamalarında kimlik doğrulama amaçlı bir belge olacağını ve SSK karnesi, Sağlık Bakanlığı sertifikalarında, Maliye Bakanlığının vergi uygulamalarında kullanılabileceğini belirtti.

Başak, AKiS tabanlı benzer akıllı kartların şehir kartları, kontörlü kartlar gibi belediye uygulamalarında da kullanılabileceğini anımsattı.

KRİPTOLU OLACAK

Akıllı kimlik kartının tamamen yerli kaynak ve mühendislerle son şifreleme teknolojisi kullanılarak ve uluslararası standartlara uygun yapıldığını belirten Başak, kartın "taklit edilemez" ve "tahrip ya da tahrif edildiğinde değişikliğin algılanmasına imkan veren güvenlik özelliklerinin" bulunduğunu söyledi.

Başak, akıllı kart üzerindeki ve çip içerisindeki bilgilerin elektronik ortamda, kriptografik yöntem denilen güvenlik özellikleriyle korunduğunu anlatarak, bu yöntem sayesinde kartın mükerrer basımının engellenebildiğini, Merkezi Nüfus İdaresi Sistemine (MERNİS) erişimle yazım hatalarının önüne geçilebildiğini aktardı.

Kimlik kartlarının taklit edilmesini önlemek için çeşitli güvenlik özelliklerinin uygulandığını kaydeden Başak, yapısal ve baskısal güvenlik ögelerinin yüksek çözünürlüklü makinelerce yapıldığını ve taklidinin de çok zor olduğunu vurguladı. Başak, elektronik güvenlik sisteminin taklidinin ise mümkün olmadığını söyledi.

Akıllı kartta aynen kağıt paralarda olduğu gibi dış görünürde 7 güvenlik önlemi olduğunu bildiren Başak, şöyle konuştu: "Kartın ön ve arka yüzünde kullanılan hologram teknolojisiyle ışığın geldiği açıyla şekillerin ve renklerin değişimi sağlandı. Çok özel mürekkeplerin kullanıldığı OVI teknolojisinde ise ön yüzde bulunan Türkiye haritası ışığın geldiği açıya göre üç farklı renkte görülüyor. Mor ötesi baskı yöntemiyle de ultra viyole ışığı altında görünecek şekilde ön yüzde mavi renkte "T.C" ibaresinin, arka yüzde de Türkiye haritasının ortasında mavi renkte ay-yıldız şekli gizlendi.

Mikro yazılar ile ön yüze ay-yıldız çizildi ve büyüteçle bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti yazısı görülebiliyor. Aynı baskı, arka yüzde de şerit görünümünde yer alıyor. Meneviş baskı yöntemiyle ise kartın hem ön, hem de arka yüzünde algoritmik desenler bulunuyor. Bu desenler matematiksel bir formülle oluşturuldu. Son görüntü şifresi ise gökkuşağı baskı dediğimiz ve desen çizgilerinde kopyalamaya karşı kırmızı-turkuaz-kırmızı renk geçişleri yer aldı. Tüm bu şifreler çok özel tekniklerle üretildi ve kartın taklidini ve kopyalanmasını çok zor hale getiriyor."

İlk etapta karta bakıldığında görünür şifrelemelerde kartın sahte olup olmadığının anlaşılabileceğini dile getiren Başak, "Fakat kopyalanmasının çok zor olmasına karşın her ihtimale karşı görünür özelliklerin kopyalanma riskine karşı bu bilgilerin aynısı kartın üzerindeki çipe elektronik olarak şifrelendi. Bu çipin içinde bir oynama olduğunda, kart erişim cihazına takıldığında bilgiler teşhis edilemez. Bu taklit edilememezlik aslında, elektronik şifreleme teknikleriyle sağlandı" dedi.. [Photo]
Başak, kimlik doğrulama için özel yazılımlara sahip kartın ayrıca pin ve puk kodlarının bulunduğunu belirterek, yasanın çıkması halinde hazır olan parmak izi teknolojisinin de eklenebileceğini söyledi.

AKİS'in enerji dalgalanmalarından veya başkaca fiziksel koşullar sebebiyle oluşan EEPROM bellek hücrelerindeki bozulmaları tespit edip düzelten bir mekanizmaya sahip olduğunu kaydeden Başak, şifreleme, deşifreleme ve asıllama anahtarlarının birbirlerinden tümüyle ayrıldığını belirtti.

PARMAK İZİ SAKLANMAYACAK

Parmak izi, iris tanıma gibi bilgilerin Avrupa Birliği kriterlerine göre bilgisayarların veri tabanlarında saklanmasının yasak olduğunu ve bu nedenle de parmak izi şifresinin kartın içinde saklandığını aktaran Başak, "Kart sahibinin elinde olacağından, bazı basın organlarında yer aldığı gibi parmak izinin bir yerde saklanması gibi bir durum da olmayacak" diye konuştu.

Türkiye'nin akıllı kart teknolojisinde Avrupa Birliğine üye pek çok ülkeden daha ileri bir aşamaya geldiğini belirten Başak, ABD'deki kart teknolojisinin ise çip değil, optik tanıma üzerine kurulu olduğunu söyledi.

Başak, Türkiye'nin yarattığı bilgi birikimi ile akıllı kartlarda ileri teknoloji uygulayan Portekiz ve Ukrayna gibi ülkeler seviyesine geldiğini kaydederek, "Avrupa'nın henüz üzerinde çalıştığı bir sistemi Türkiye uygulamaya başladı bile" dedi.

SEÇİMLERDE MÜKERRER OYA DA ENGEL OLACAK

Elektronik kimlik uygulamasının özellikle genel ve yerel seçimlerde güvenli ve sağlıklı oy kullanılmasına olanak sağlayıp mükerrer oy kullanılması ihtimaline son verilebileceğini dile getiren Başak, sağlık uygulamalarında da sahibinin izni ile erişilebilen hastaya özel bazı bilgilerin de kartta saklanabileceğini bildirdi.

Başak, akıllı kart uygulamasının 1 Eylül 2008 itibariyle Bolu'da pilot çalışmalarının başlatıldığını anımsatarak, ilk aşamada bu yılın sonuna kadar 10 bin adet kartın Bolu merkezde dağıtılacağını ve ikinci aşamada da Mayıs 2010'a kadar 300 bin kart dağıtımının yapılacağını belirtti. Başak, dağıtılan kartların, 67 eczane, 1 hastane, 8 aile hekimliğinde kullanılmaya hazır olduğunu da bildirdi.

_

28 Eylül 2009 Pazartesi

ŞİFRE NASIL OLUŞTURULMALI?

Bilgili kullanıcılar şifre seçimleri konusunda duyarlı davranır, genellikle uzun ve değişik karakterler içeren zor şifreleri seçerler. Ancak bir şifre çözülmesi ne kadar zorsa hatırlanması da o kadar zor olur. Peki, acaba hem zor çözülebilen hem de kolay hatırlanabilen bir şifre üretmek mümkün müdür? Ilya Lichtenstein‘ın Generating the Perfect Password yazısı kadar yazıya yapılan yorumlar da bir o kadar yararlı. Buyrun ben özetleyim.

Önbilgi: Şifreler nasıl çalınır/çözülür?

Şifrenizin çalınması için birkaç yol var aslında. Bunlardan biri şifrenizin siz girerken çalınması:
• Keylogger: Keylogger‘lar ve bazı trojan‘lar klavyeden girdiğiniz her tuşu kaydeder, yani şifrenize kötü niyetli kişi kolayca ulaşabilir. Özellikle internet kafe gibi kamuya açık yerlerde en büyük sorundur. Ancak keylogger’ların yapamadığı birşey varsa o da mouse tıklamalarını kaydetmiyor olmalarıdır. Aşağıdaki birkaç şifre tekniği bu sayede keylogger’lara karşı korunmalıdır.
• Yan gözle şifre çalmak: Shoulder surfing diye bilinen bu teknikle kötü niyetli kişi çaktırmadan şifrenizi öğrenebilir. Çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanan bu denemelere karşı şifrenizi hızlı yazmak ve dikkatli olmak en iyi korunma olacaktır.
Diğer bir olasılık ise deneme yoluyla şifrenizin bulunması. Ancak fazla korkulacak bir durum yok, zira çoğu site bir kullanıcının milyon kere şifre denemesine izin vermez. Yine de saldırı metodları hakkında bilgi sahibi olun:
• Brute Force: Kaba kuvvet olarak çevirebileceğim bu yöntemde kötü niyetli kişi şifrenizi bulmak için her karakter dizisini, yani tüm olasılıkları dener. Her konuda en amele yöntem olduğu için Brute Force yerine Dictionary Attack tercih edilir.
• Dictionary Attack: İnsanlar şifrelerini kolay hatırlamak için genelde bir kelime ve birkaç rakam kullanırlar. Dictionary Attack yönteminde önceden tanımlanmış bir sözlükten seçilen kelimeye bir ya da iki rakam eklenerek olasılıklar oluşturulur. Yani, isminiz ali ve doğum tarihiniz 1973 ise ali73 şifresi ne yazık ki çok zayıf bir şifre olarak nitelenebilir.
• Şans: Birinin gelip şifrenizi doğru tahmin etmesi durumuna denir. Şifreniz eğer ailenizden bir isim, doğum tarihiniz, ya da 1234 değilse mevzubahis şahsı alnından öpmek gerekir. Şaka bir yana, aslolan şifrenizi iyi seçmeniz ve korumanızdır.
Şifrenizin kırılması da bir olasılık. Eğer hesabınızın bulunduğu sitedeki bilgilere kötü niyetli biri erişirse, genelde hash olarak tutulan şifrenizin bulunmasını zorlaştırmak için:
• Şifrenizi farklı setlerden karakterler kullanarak oluşturun (Büyük-küçük harfler, rakamlar, noktalama işaretleri, vs.)
• Şifreniz ne kadar uzun olursa o kadar şanslı olursunuz.
Ancak bu yazının amacı zor hatırlanan şifreleri övmek değil, aksine kolay hatırlanan ve kaliteli şifre oluşturmanızı sağlamak. İşte yöntemler:
Bileşik Şifre Metodu

Ilya Lichtenstein‘ın önerdiği yöntemin adı Bileşik Şifre Metodu, basit ama etkili bir şifre seçme yöntemi. Örneğin kköepdeik bir bileşik şifre, nasıl olduğunu anladınız mı? Bu bileşik şifredeki iki kelime köpek ve kedi. Sadece şifre bir kelimenin içine diğer kelimeyi yazmaktan oluşuyor. Ya hatırlanabilirliği? Sanırım şifre sahibi ağır bir rahatsızlık geçirmedikçe köpek ve kedi kelimelerini unutmayacaktır.
Bileşik şifre şöyle kullanılıyor: Önce ilk kelimeyi yazıyorsunuz, daha sonra fare ile ilk karaktere tıklayıp ikinci kelimenizin her harfini yazarken imleci bir sağa kaydırıyorsunuz, işte bu kadar!
Şimdi bu yöntemin avantajlarını inceleyelim:
• Keylogger programlara karşı avantajlı, çünkü yazdığınız şifre köpekkedi‘den başka birşey değil,
• Yan gözle şifre çalanlara karşı diğer elinizle imleci kaydırdığınızı gizleyebilirsiniz,
• Oluşan şifre herhangi bir sözlükte olmadığından Dictionary ataklara karşı,
• Şifrenizin uzunluğu arttığından Brute Force ataklara karşı avantajlı olursunuz.
Dikkat ettiyseniz oluşturduğunuz şifreye yeni bir karakter setinden eleman eklemediniz. Güvenli MD5 Kullanımı yazımda belirttiğim gibi, şifrenize rakamlar ve özel karakterler eklemeniz şifrenizin kırılmasını zorlaştıracaktır. Ancak Bileşik Şifre Metodunun bu dezavantajını kolay hatırlanabilir olması sebebiyle göz ardı edebiliriz.
Gelişmiş bir Bileşik Şifre Önerisi

Yukarıda belirttiğim gibi, Ilya Lichtenstein’ın yazısı kadar yapılan yorumlar da kaliteli ve yararlıydı. İsmini belirtmeyen bir okurun Bileşik Şifre Metodu ile ilgili önerisi ise şöyle:
Bileşik şifrenizi oluşturan iki kelimeden birini kolay hatırlayabileceğiniz bir numara ile değiştirin, örnek olarak bir telefon numarası. Bunu iki kere tekrarladığınız zaman araya bir özel karakter koyun, böylece şifreniz kolay hatılanır zor kırılır. Önceki metoddan kat be kat iyi.
Örnek olarak telefonu 2234567 olan arkadaşınız Ahmet ve telefonu 4345566 olan Pelin‘i şifrenizde kullanabilirsiniz. İlk şifreyi oluşturduktan sonra bir ünlem (!) işareti, ikinci şifreyi de bitirdikten sonra da bir yıldız (*) koyarsanız, yıldızlı pekiyi hak eden bir şifreniz olacaktır: A2h2m3e4t567!P4e3l4i5n566*
Cümleden Şifre Metodu

Porto Riko’dan bir tıp öğrencisinin önerisi ise ilginç: içinde rakamlar da bulunan, kolay hatırlanabilir bir cümle oluşturup bu cümleye bir algoritma uygulayarak şifrenizi oluşturun.
• Cümle: Oğlum Reha’nın 13′üncü doğumgününü Antalya’daki evimizde kutladık.
• Algoritma: Cümledeki her kelimenin ilk harfi
• Şifre: OR1dAek
Yöntem gayet kolay hatırlanabilir, oluşturulan şifreler ise büyük-küçük harfler ve rakamlar bulundurduğundan kaliteli. Fakat Bileşik Şifre tekniğindeki Keylogger‘lara karşı avantajımız bunda pek de mevcut değil. Olsun, şifreniz En Yaygın 10 Şifre listesinin yakınından bile geçmiyor ya, o yeter…
Klavye Deseni Metodu

Jamon Terrell, yazıya yaptığı yorumda Klavye Deseni Metodunu açıklıyor. Pek yazarak açıklayabileceğim bir yöntem değil, bu yüzden şifre örneklerine bakın, eminim çözeceksiniz:
• 6%YtGhNb
• 1′WqAsXz
• 2^EwSdCx
• 3+ReDfVc
• 4%TrFgBv
Bunlar gibi istediğiniz klavye desenini oluşturabilirsiniz, örneğin ben MnHjUy&7 şifresini kullanıyorum -şaka tabii ki-.
Bu yöntemle farklı siteler için farklı şifreler üretmeniz mümkün, sadece hangi sitenin şifresine hangi karakterle başladığınızı hatırlayın yeterli. Klavye Deseni yöntemi kaliteli şifreler üretse de yine Keylogger programlara karşı savunmasız, ayrıca farklı tip klavyelerde elinizi kolunuzu bağlayacak özellikte. Seçim sizin.
Umarım bu kolay hatırlanabilir ama kaliteli şifre oluşturma teknikleri sizin için yararlı olmuştur. Son söz olarak hatırlatmakta yarar var: şifrenizi iyi seçmeniz kadar iyi korumanız da önemlidir.

26 Eylül 2009 Cumartesi

BIBI'nin BM konusmasi (turkce)

Sayin Isak Duenyas'in tercumesi icin tesekkurlerimizle

ISRAIL BASBAKANI
BENYAMIN NATANYAHU'nun
BM KONUSMASI
(TURKCE TERCUMESI)
Bugün, 15:47
Sayın Baskan, Bayanlar ve Baylar,
62 sene kadar önce Birlesmis Milletler, 3,500 senelik geçmise sahip Yahudilerin,
atalarının yurdunda kendi devletlerini kurmaları hakkını tanıdı. Bugün burada Yahudi
Devleti Israilin Basbakanı olarak, ülkemin ve halkımın adına size hitab ediyorum
Birlesmis Milletler Ikinci Dünya savası katliamı ve Yahudi soykırımı dehseti
sonrasında kuruldu.
Görevi bu korkunç olayların tekrarını önlemekti. Bu görevi günümüze kadar
gerçeklere sistematik bir sekilde saldırmaktan daha fazla zayıflatan hiç birsey olmadı.
Dün Iran Cumhurbaskanı bu kürsüde antisemit iddialarını kustu. Sadece birkaç gün
önce Yahudi soykırımı Holokostun bir yalan olduğunu iddia etti.
Geçen ay Berlin yakınlarında bir villaya gittim. Bu villada, 20 Ocak 1942 tarihinde,
büyük bir ziyafette toplanan yüksek Nazi yöneticileri Yahudi halkını nasıl imha
edeceklerine karar verdiler. Bu toplantının tutanakları Alman hükümetleri tarafından
senelerce itinayla saklandı.
Iste Nazilerin Yahudileri imha için kesin talimatlar içeren bu tutanağın bir kopyası.
Bu bir yalan mı?
Bir gün öncesi Wannsee deydim. Bana Berlinde Auschwitz-Birkenau temerküz
kampının orijinal planları verildi. Bu planların altındaki imza Hitlerin yardımcısı
Heinrich Himmlerin kendisinin. Iste burada bir milyon Yahudinin öldürüldüğü
Auschwitz-Birkenau temerküz kampı planlarının bir kopyası. Bu da mı bir yalan?
Geçtiğimiz Haziran ayında Baskan Obama Buchenwald temerküz kampını ziyaret etti.
Baskan Obama bir yalana mı saygısını gösterdi? Auschwitzden sağ çıkabilenlerin
kollarında Nazilerin dövmeyle yazdığı numaralar hala durur. Bu dövmeler de mi
yalan?
Dünya Yahudilerinin üçte biri bu felakette hayatlarını kaybettiler. Benim ailem dahil
her Yahudi ailesi felaketi yasadı. Esimin büyük anne ve babaları, babasının iki kız ve
üç erkek kardesi, tüm amca teyze ve kuzenlar Naziler tarafından öldürüldü. Bu da mı
bir yalan?
Dün bu kürsüden Yahudi Soykırımı Holokosta yalan diyen bir adam bu kürsüden
konustu. Bu konusmayı dinlemeyi reddedenlere ve protesto için toplantıyı
terkedenlere övgülerimi sunuyorum. Ahlaki durusunuz ülkelerinizi sereflendirdi.
Ancak buraya gelip bu Soykırım inkarcısını dinleyenlere, Yahudi halkı, kendi halkım
adına soruyorum. UTANMADINIZ MI? Hiç mi edebiniz yok? Soykırımdan sadece
60 sene sonra 6 milyon Yahudinin öldürülmesini bir yalan olarak gösteren ve Đsraili
yoketmeye and içen bir adama mesruiyet kazandırdınız. Bu, Birlesmis Milletler
Antlasmasıyla alay etmek gibidir.
Belki bazılarınız bu adamın ve iğrenç rejiminin sadece Yahudileri tehdid ettiğini
düsünüyorsunuz. Hatalısınız. Tarih boyunca defalarca Yahudilere karsı baslayan
saldırılar eninde sonunda diğer birçoklarını da içine çeker.
Đran rejimi yüzyıllarca uykudan sonra, otuz sene önce tekrar baskaldıran asırı fanatızm
ve tutuculukla atesleniyor.
Son otuz senede bu fanatizm kurbanlarının kim olduğunun umurunda olmadığı ölüm
saçan bir siddet getirdi. Duygusuzca Müslüman Hristiyan Yahudi Hintlileri katletti.
Birçok örgütü kapsayan bu acımasız inancın müritlerinin amacı insanlığı ortaçağa geri
götürmektir. Yapabildikleri her yerde çağdısı bir disiplinle yönetilen bir toplum, ve
kadınların, escinsellerin ve inancı tam olmadığı varsayılan herkesin baskılara boyun
eğmek zorunda kaldığı bir rejim getirirler.
Bu fanatiklerle mücadele inançları veya medeniyetleri birbirlerine düsürmez.
Medeniyeti barbarlığa, 21 inci yüzyılı 9 uncu yüzyıla, hayatı kutsal sayanları ölümü
yüceltenlerle karsı karsıya getirir.
9 uncu yüzyılın ilkelliği 21 inci yüzyılın gelismesinin yanında zayıf kaır.
Mutlaka hürriyetin cazibesi, teknolojinin gücü ve iletisimin kuvveti galip gelecektir.
Sonuçta geçmis geleceğe boyun eğdiremez. Gelecek tüm halklara muhtesem ümitler
sunuyor. Đlerlemenin hızı kat kat süratleniyor. Matbaadan telefona varmak yüzyıllar
aldı. Telefondan bilgisayara sadece onlarca yıl, ve bilgisayardan internete varmak
sadece birkaç yıl sürdü.
Birkaç sene önce imkansız dediğimiz buluslar eskidi bile; olacak değisiklikleri
zorlukla kavrayabiliyoruz. Genetik kodu çözeceğiz. Devası olmayan hastalıklara çare
bulacağız. Ömrümüz uzayacak. Fosil yakıtlara ucuz alternatifler bulacağız ve
dünyamızı temizleyeceğiz.
Kendi ülkem Đsrailin, bilim ve teknoloji, tıp, biyoloji, tarım ve su, enerji ve çevre
alanlarındaki gelistirdiği yenilik ve buluslarıyla bu gelismelerin ön saflarında
olmasından gurur duyuyorum. Bu gelismeler insanlığa tahminlerimizin ötesinde güzel
bir gelecek vaadediyor.
Fakat en ilkel fanatizm en öldürücü silahları elde ederse, tarihin akısı bir zaman için
tersine dönebilir.
Ve geçmiste Nazilere karsı kazanılan zafer gibi, ilerleme ve hürriyet yanlıları ancak
insanlığın kan ve iskenceden olusan korkunç bir hesaplasmasından sonra galip
gelebilirler.
Bu nedendendır ki bugün dünyayı tehdid eden en ciddi tehlike dini fanatiklerin kitle
imha silahlarını ellerine geçirmeleridir. Birlesmis Milletlerin de öncelikle ve en acil
yapması gereken, Nükleer silahların Tahrandaki despotların eline geçmesini
önlemektir
Birlesmis Milletler üye devletleri bunu yapabilirler mi? Uluslararası topluluk, hürriyet
isteyen kendi halkını bile terörize eden despotlara karsı gelebilecek mi?
Herkesin gözü önünde seçim sonuçlarını çalıp bunu protesto eden Iranlıları
sokaklarda kendi kanlarında boğarak öldüren diktatörlere karsı bir eylem yapacak mı?
Uluslararası topluluk dünyanın en tehlikeli terör destekleyici ve uygulayıcısını
önleyebilecek mi?
Bunlardan da önemli, uluslararası toplum Irandaki terörist rejimin atom bombaları
gelistirip bütün dünya barısını tehlikeye atmasına engel olabilecek mi?
Cesur Iran halkı bu rejime karsı koyuyor. Bu binanın dısındaki binlerce gösterici dahil
dünyadaki temiz kalpli insanlar da onları destekliyor. Birlesmis Milletlerde bu
insanları destekliyecek mi?
Bayanlar ve Baylar, Birlesmis Milletler doğru olanı yapacak mı bilemiyoruz. Hatta,
son gelismeler bunun süpheli olduğunu gösteriyor. Burada bazıları, teröristler ve
onların patronları Iranlıları suçlamak yerine terör kurbanlarını suçladılar. Bu BM nin
son günlerde açıkladığı Gazze raporunda, haksizca teröristleri değil onların
hedeflerinin suçlanmasıyla oldu.
8 uzun sene zarfına Hamas Gazzeden Israil sehirlerine binlerce roket ve havan
topu attı. Senelerce bu roketler kasten sivilleri hedef alırken bu olayı kınıyan bir
tek BM kararı alınmadı.
Bu sekiz senede ismiyle faaliyetlerinin alakası olmayan “BM Insan Hakları
Konseyi”nden bu konuda hiç ama hiç birsey duymadık.
2005 te barıs sürecine hız vermek için Israil "Gazze"nin her santiminden tek taraflı
çekilme kararı aldı. 21 yerlesim merkezini yıktı ve 8000 Israilliyi evlerinden etti.
Bu bize barıs getirmedi. Barıs yerine Tel Avivden 50 mil güneyde Iran destekli bir
terör yuvası elde ettik. Gazze cıvarındaki Israil sehirlerinde ve yerlesme
merkezlerinde hayat bir kabusa döndü.
Hamasın roketleri durmak bir yana, on misli arttı. Bunun karsılığıda BM gene
sessiz kaldı. Nihayet sekiz sene durmayan hücumlara Israil cevap verme zorunluğunu
hissetti. Bu cevap nasıl olmalıydı? Tarihte sivil halkın üzerine binlece roketin atıldığı
birtek örnek var: Nazilerin Ikinci Dünya Savası sırasında Ingiliz sehirlerini
bombalaması.
Bu savasta Müttefik kuvvetler Alman sehirlerini yerle bir ederken yüzbinlerce sivil
öldü veya yaralandı. Israil baska bir sekilde karsılık vermeyi daha uygun buldu.
Sivillerin arkasına saklanıp sivillere ates ederek çifte bir savas suçu isleyen bir
düsmana karsı Israil cerrahi bir hassasiyetle roket atarları vurmayı denedi.
Teröristlerin roketleri okul ve evlerden atmaları, camileri cephane deposu
olarak ve ambulansları cephane tasımada kullandıklarından bu kolay bir is
değildi.
Buna karsıt Israil savastan zarar göreceklerin sayısını azaltmak için Filistin halkını
bombalanacak yerlerden uzaklasmaları için ikaz etti. Evlerin üzerine sayısız
bildiriler attık. Binlerce yazılı mesaj gönderdik ve binlerce kisiyi cep telefonlarından
arayarak uzaklasmalarını istedik.
Tarihte hiçbir ülke düsmanın sivillerini çatısma bölgesinden uzaklastırmak için
bukadar uğrasmamıstır.
Buna rağmen, saldıranın ve kurbanın bu kadar barizce görüldüğü bir yerde BM Insan
Hakları Konseyi kimi suçlu buldu? Israili.
Kendini mesru bir sekilde savunan bir demokrasi ahlaki boyutta mahkum edilip
asılmıs, parça parça edilmis ve bütün bunlardan sonra haksızca dava edilmistir.
Bu çarpıtılmıs standartlarla BM Insan Hakları Konseyi herhalde Roosevelt ve
Churchill i de savas suçlusu ilan ederdi. Bu adaletin nasıl bir saptırılması? Bu
gerçeğin nasıl bir saptırılması!
Birlesmis Milletler Delegeleri bu maskaralığı kabul edecek misiniz?
Eğer kabul ederseniz Birlesmis Milletler Insan haklarının en büyük tecavüzcülerinin
hukuksal demokrasileri yargıladığı, Siyonizmin ırkçılık olduğunun ilanı ve de
otomatik bir çoğunluk sayesinde dünyanın düz olduğunun bile ilan edebilecek en
karanlık günlerine geri döner.
Eğer bu kurum bu raporu reddetmezse tüm dünya teröristlerine bir mesaj göndermis
olursunuz: Terör yapmakta kar var. Eğer saldırılarınızı sık yerlesim bölgelerinden
yaparsanız bağısıklık kazanırsınız.
Israili kınarken bu kurum barısa da öldürücü bir darbe vuracak.
Neden mi? Đsrail Gazzeden çekildiğinde çoğu kimse roket ve havan atıslarının
duracağını ümit etmisti. Diğerleri hiç olmazsa Đsrailin kendini savunmak için
uluslararası alanda mesruiyet kazanacağını ummustu.
Nerede mesruiyet? Nerede kendini savunma?
Israilin Gazzeden çıkmasını alkıslayıp bizim kendimizi savummamızda destek
vaadeden aynı Birlesmis Milletler simdi bizi – benim ülkemi benim halkımı – savas
suçlusu ilan ediyor. Neden? Kendimizi savunurken sorumlu bir davranıs
gösterdiğimiz için. Ne kotü bir mizah.
Đsrail hakkıyla kendini teröre karsı korudu.
Bu tek taraflı ve haksız rapor tüm hükümetler için bir deneydir. Israili mi terörü mü
destekliyeceksiniz? Bunun cevabını simdi almamız lazım. Simdi ve daha sonra değil.
Çünkü eğer Israilden tekrar barıs için kendini riske etmesi isteniyorsa yarın bizim
yanımızda olacağınızı bugün bilmemiz lazım. Ancak kendimizi savunabileceğimizi
bilirsek barıs için daha fazla risk alabiliriz.
Bayanlar ve Baylar, tüm Israil barıs istiyor. Her ne zaman bir Arap liderinin samimi
bir barıs isteği olduysa barıs yaptık. Enver el Sadatın yönetiminde Mısırla barıs
yaptık. Kral Hüseyinin liderliğinde Ürdünle barıs yaptık. Ve de Filistinliler hakikaten
barıs istiyorlarsa ben ve hükümetim, ve Israil halkı barıs yapacağız. Fakat istediğimiz
hakiki, korunabilen ve daimi bir barıs
1947 'de bu kurum iki halk için iki devlet kurma kararını aldı. Bir yahudi ve bir
Arap devleti. Yahudiler bu kararı kabul ettiler. Araplar reddettiler. Filistinlilerden
istediğimiz 62 senedir reddettiklerini kabul etmeleri: Yahudi devletine evet deyin.
Bizden Filistin devletini kabul etmemiz istendiği gibi Filistinlilerden de Yahudi
milletinin devletini kabul etmeleri istenmeli. Yahudiler Israil toprağında
dısarıdan gelen istilacılar değildir. Bu topraklar atalarımızın topraklarıdır.
Bu binanın duvarlarında Tevratın barıs hayali vardır: "Ulus Ulusa Kılıç
kaldırmıyacak. Savas eğitimi yapmayacaklar artık”. Bu sözler Yahudi kahin Yesaya
tarafından benim ülkemde ve benim sehrimde – Yehuda dağlarında ve Jerusalem
sokaklarında söylendi. Biz bu toprakların yabancıları değiliz. Burası bizim evimiz.
Bu toprağa bu kadar bağlı olmamızın yanında, Filistinlilerin de burada yasadığını ve
kendilerine bir yurt yapmak istediklerini kabul ediyoruz. Amacımız onlarla yanyana,
barısla refah ve haysiyetle yasayan iki hür halk olmak istiyoruz. Fakat güvenliğimizi
de istiyoruz. Bu yüzden Filistinliler Israili tehlikeye atacak birkaç yetki dısında tüm
güç ve yetkilere sahip olacaklar.
Bu nedenle Filistin devleti silahsızlandırılmıs olmalıdır. Jerusalemin
yanıbasında, Tel Aviv tepelerinde Iran tarafından desteklenen ikinci bir Gazze,
bir terör yuvası istemiyoruz.
Barıs istiyoruz.
Bu barısa ulasabileceğimize inanıyorum. Bu barısa ancak ancak barısı yıkmak ve
Đsraili yoketmek isteyen Đran'ın öncülüğündeki teröre geçit vermezsek ulasabiliriz.
Uluslar cemiyetinin vermesi gereken karar, bu teröre karsı mı gelecek yoksa onları
barındırmak mı?
Yetmis sene önce Winston Churchill insanlığın tasdiklenmis öğrenme özürlü
olduğundan – medeni toplumların tehlikelerin onları neredeyse yoketmesine kadar
uykuda olduklarından sikayetçiydi.
Churchill, kendi deyimiyle “eylem basit ve etkili olabileceğinde harekete geçme
isteksizliği, açık düsünme eksikliği, en acil durum kendini gösterene kadar karar
mercilerinin saskınlığı, kendini koruma çanlarının bangır bangır çalana kadar
hiçbirsey yapılmamasından” sikayetciydi.
Bugün burada Churchill in “öğrenme özürlü” değerlendirmesinin ilk defa olarak
yanlıs olduğunu göstereceğimiz umuduyla konusuyorum. Bugün burada tarihten ders
alıp tehlikeleri önleyebileceğimiz umuduyla konusuyorum
Yesayanın 3000 sene önce söylediği ebedi sözlerin etkisinde, kuvvetli ve cesur
olalım. Bu tehlikeyi önleyerek geleceğimizi güvenlik altıma alalım, ve Allahın izniyle
kusaklar boyu sürecek bir barıs yaratalım.

15 Eylül 2009 Salı

YENI TAKSI TARIFESI

İstanbul'da taksi ücretleri yeniden düzenlendi. Düzenleme kapsamında gece tarifesi kaldırıldı.

İstanbul Taksiciler Esnaf Odası'nın zam talebini değerlendiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME), taksimetre açılış ücretini 2 TL'den 2,5 TL'ye, kilometre başına ücreti 1,3 TL'den 1,4 TL'ye çıkarttı. İlk 10 dakikası ücretsiz olmak üzere sonraki 5 dakikalık periyotlarla bekleme ücreti ise 0,25 TL olarak kaldı.

Düzenleme kapsamında gece tarifesini kaldıran UKOME, Silivri, Çatalca, Şile, Büyükçekmece, Sultanbeyli, Esenyurt ve Beylikdüzü'nde çalışan “C” ve “M” seri plakalı taksiler için ilçe hudutları dışına çıkılması durumunda sınır dışında kalan mesafe için kilometre ücretinin yüzde 50 zamlı uygulanması, bu araçların ilçe dışlarına yolcu götürebilecekleri, ancak gittikleri yerlerden yolcu alamayacakları, merkezi alanda çalışan “T” seri plakalı ticari araçların da söz konusu ilçelere yolcu götürebilecekleri, ancak buralardan yolcu alamayacakları uygulamasına devam edilmesini kararlaştırdı.

UKOME, köprü ve otoyol geçiş bedellerinin tamamının da müşteriden alınması uygulamasının devamı yönünde karar aldı.

Kadıköy, Seyrantepe, Zeytinburnu, Beşiktaş ve Aksaray'da belirlenen noktalarda 16 Eylül Çarşamba günü saat 24.00'e kadar taksimetrelerini ayarlatacak olan taksiciler, 17 Eylülde yeni tarifeyi uygulayacak.

“TAKSİCİ ESNAFI ZOR GEÇİNİYOR”

İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Semih Kaçanoğlu, yeni düzenlemeye ilişkin yaptığı açıklamada, İstanbul gibi günden güne büyüyen bir mega şehirde 24 saat hizmet veren taksici esnafının son dönemlerde büyük sıkıntılar çektiğini bildirdi.

Trafiğin artık günün her saatinde yoğun olduğunu, bu yoğun trafikte çalışan esnafın mazot ve LPG giderlerinin artmasıyla birlikte iş yapma olasılığının da yarı yarıya düştüğünü öne süren Kaçanoğlu, “15 Aralık 2007 tarihinde aldığımız yüzde 15'lik taksi zammının üzerinden 20 ay geçmiştir. Bu yüzden büyük ölçüde mağdur olunmaktadır. Taksici esnafı günlük kazancı ile zor geçinmektedir” dedi.

Kaçanoğlu, gece tarifesinin kaldırılmasına ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:

“Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle 18 bin taksinin gece işlerinin azaldığından dolayı müşteri bulamamaktan şikayet eden esnafımız ile yapılan toplantılarda, gece tarifesinin kalkması konusunda karar alınmıştır. Esnafımızın işlerinin artacağını tahmin etmekteyiz. Esnafımızın mağdur olmaması açısından da açılış yüksek tutulmuştur.”

__._,_.___

11 Eylül 2009 Cuma

Istanbul'da meydana gelen sel afetinin geride biraktigi enkaz











09.09.2009 tarihi Istanbul ve Trakya icin unutulmaz bir felaketin carpici tarihi oldu.
Trakya'da Saray, Silivri, Selimpasa ve daha sonra Istanbul Ikitelli'yi vuran sel felaketi inanilmaz goruntuler ve buyuk maddi zarar ile maalesef 32 kisinin olumune yol acti; halen 8 kisinin de kayip oldugu ve arama kurtarma calismalarinin devam ettigi yetkililerce ifade edilmektedir.

Hicbir otoritenin geregi gibi gorev yapmamasindan kaynaklanan basibozuk yapilasma duzeni sonucu heba olup giden canlara mi yanmali, meydana gelen buyuk maddi zarara mi?

Felaketleri galiba insanlar kendi elleriyle hazirliyor, tabii sebep her zamanki gibi cehalet ve "bize birsey olmaz " mantigi.

31 Ağustos 2009 Pazartesi

TURK KAHVESI NASIL YAPILIR?


Türk kahvesi 3 kez kaynatılır. İlk kaynamadan sonra alınan kısım kahvenin köpük kısmıdır. İkinci kaynatmadan kahvenin tatlı, dolgun tadı elde edilir ve üçüncü kaynama ise kahveye acı tadını almasını sağlar.
• Bir fincan kahve için dolu bir tatlı kaşığı (7-8 gram) kahve kullanılır.
• Kahve hazırlanmadan ne kadar önce öğütülürse, o kadar tazeliğini korur.
• Ateşe koymadan önce cezveye önce kahve ve şeker, sonra bir fincan soğuk su eklenir ve iyice karıştırılır.
• Az şekerli için 1 küp (2-3 gr), orta için 1,5 küp (4-5 gr) veya şekerli için 3 küp (8-9 gr) şeker kullanılmalıdır.
• Cezve kısık ateşin üzerine konulur.
• İlk kabarmadan oluşan köpük cezveden kaşıkla alınıp fincana boşaltılır.
• Cezve tekrar ateşe konulur ve tam kaynamak üzereyken ateşten alınıp yarısı kadarı fincana boşaltılır.
• Kahve üçüncü kez ateşe konur ve yine tam kaynamak üzereyken ateşten alınıp tamamı fincana konur (kahveyi kaynatmamaya özen gösterin, çünkü kahvenin istenmeyen bir acılık ve su tadı almasına neden olur).
• 1 lokum ve bir bardak su ile birlikte ikram edilir.

22 Temmuz 2009 Çarşamba

SABIT TELEFON HATLARINDA REKABET BASLIYOR

HER NUMARANIN BAŞINA 3 RAKAM DAHA EKLENECEK...

'Cep' telefonu operatörlerinden sonra sabit hatlarda da numara taşıma dönemi başlıyor

10 Eylül 2009'dan itibaren ev ve işyeri telefonu sahipleri, hatlarını Türk Telekom dışında alternatif operatörlere taşıyabilecek. Ancak bunun için telefon numaraları değişecek.

Her numaranın başına 3 rakam daha eklenecek.
Böylece sabit hatlar 10 rakamlı olacak.
Örneğin Türk Telekom abonelerine ait numaraların başına bulundukları ilin şehirlerarası kodu sıfır olmadan eklenecek.
Alternatif operatörlere geçenler ise alan numarasının başına, il alan kodunun bir rakam yükseğini kullanacak.

Ankara'da oturan bir Telekom abonesinin numarası 312 ile başlayacak.
Alternatif operatör abonesi ise eski numarasının başına 313 ekleyecek.
Şehir içi görüşmelerde bile bu kodlarla arama yapılacak.
Şehirler arası aramalarda ise önce sıfır tuşlanacak. Yeni sistemi anlatan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, "Örneğin, Ankara'da hizmet verecek bir alternatif sabit telefon işletmecisine Başkent'in alan kodu 312'nin bir fazlası olan 313 ile başlayan numara grupları vereceğiz. Türk Telekom 312'yi kullanmaya devam edecek. Diğer işletmecilerin tümü 313'ü kullanacak." dedi. Acarer, 10 Eylül'den itibaren abonelerin sabit telefon numaralarını aynı il içinde hem başka bir işletmeciye hem de başka semte taşıyabileceğini aktardı.

Acarer, şehir içi sabit telefon hizmetlerinde rekabetin başlamasıyla fiyatların aşağıya ineceğini belirterek, daha önce şehirler arası ve milletler arası sabit telefon görüşmelerinin de rekabete açılması ile ücretlerin yüzde 40 civarında azaldığını söyledi. Tayfun Acarer, Türk Telekom dışında milletlerarası ve şehirlerarası telefon hizmeti vermek için lisans alan firma sayısının daha önce 32 olduğunu, şehir içinin de rekabete açılması ile bu sayının 50'ye çıktığını aktardı.

28 Haziran 2009 Pazar

Tapuda ceza kalktı

Kasım ayı sonuna kadar kat mülkiyetine geçmeyenlere uygulanan 1000 liralık ceza kaldırıldı. İşte ayrıntılar…


İLGİLİ HABERLER

TBMM Genel Kurulu’nda, kat irtifakından kat mülkiyetine geçişin, idarece resen yapılmasını öngören tasarı kabul edildi. Kat mülkiyetine geçişte, zorunlu deprem sigorta poliçesi dahil başkaca bir belge istenmeyecek.

Kat Mülkiyeti Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanuna göre, kat irtifakı, "kat irtifakına sahip ortak maliklerin talebine bağlı olmaksızın", yapı kullanma izin belgesine dayalı olarak kanundaki şartlar uyarınca idarece kat mülkiyetine çevrilecek.

Vatandaşa yüklenen mali külfetin ve bürokrasinin azaltılması amacıyla, kat mülkiyetinin kurulmasında istenen belgelerde değişikliğe gidilecek.

"Her bağımsız bölümün arsa payı, kat, daire, iş bürosu gibi nevini gösteren ve anagayrimenkulün maliki veya bütün paydaşları tarafından imzalanmış "noter tasdikli liste" talep edilmeyecek. Anagayrimenkulün, "kat, daire, iş bürosu gibi nevi ile bunların birden başlayıp sırayla giden numaralarına" ilişkin bilgileri, mimari proje ile yapı kullanma izin belgesinde yer alacak.

Henüz yapı yapılmamış veya yapısı tamamlanmamış bir arsa üzerinde kat irtifakının kurulmasında "birden çok yapılarda yerleşimleri gösteren vaziyet planı istenmesi" şartını kaldıran yasaya göre, bir arsa üzerinde kat irtifakının kurulması ve tapu siciline tescil edilmesi için, o arsanın malikinin veya bütün paydaşlarının düzenlenen projeyi ve yönetim planını tapu idaresine vermeleri gerekecek. Kat mülkiyetine geçişte, ayrıca yönetim planı istenmeyecek.

Kendiliğinden yapılacak

Yapının tamamlanmasından sonra, kat irtifakının kat mülkiyetine çevrilmesi, yetkili idarece yapı kullanma izin belgesinin verildiği tarihten itibaren 60 gün içinde ilgili tapu idaresine gönderilmesi üzerine kendiliğinden (resen) yapılacak.

1000 TL'lik ceza kalktı

2009 Kasım ayı sonuna kadar kat mülkiyetine geçmeyenlere uygulanacak 1000 lira idari para cezası kaldırıldı.

Kanunun yürürlüğe girmesinden önce, kat irtifakı kurulmuş ve üzerindeki yapılar tamamlanıp yapı kullanma izin belgesi alınmış yapılarda, kat irtifakına sahip ortak maliklerden birinin başvurusu veya yapı kullanma izin belgesinin yetkili idarece tapu idaresine gönderilmesi üzerine kat mülkiyetine kendiliğinden geçilecek. Bu işlemlerin yapılmasında zorunlu deprem sigorta poliçesi dahil başkaca herhangi bir belge istenmeyecek.

Bu kanun yürürlüğe girmeden önce kurulan toplu yapılara ait yönetim planlarının, bu kanun hükümlerine uyarlanması için yapılacak ilk değişiklik için mevcut kat malikleri kurulunun salt çoğunluğu yeterli olacak.

Mevcut toplu yapı yönetimleri, yönetim planı değişip buna göre yönetici seçilene kadar geçici yönetim olarak görevini sürdürecek. Toplu yapı yöneticisi seçimi, yönetim planının değişimini takip eden 3 ayın içinde yapılacak.

16 Haziran 2009 Salı

5901 sayili yeni vatandaslik kanunu

Vatandaşlık kanunu onaydan geçti

Cumhurbaşkanı Gül, Türk Vatandaşlığı Kanununu onayladı. Kanuna göre askerlik yapmayan vatandaşlıktan çıkmayacak. İşte AYRINTILAR:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 5901 sayılı `Türk Vatandaşlığı Kanunu`nu onayladı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül`ün kanunu yayımlanmak üzere Başbakanlığı gönderdiği bildirildi.

Türk Vatandaşlığı Kanunu`na göre, doğumla kazanılan Türk vatandaşlığı, soy bağı veya doğum yeri esasına göre kendiliğinden kazanılacak. Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı evli anne ve babadan doğan çocuk, Türk vatandaşı anne ve yabancı babadan evlilik dışında doğan çocuk Türk vatandaşı sayılacak. Türk vatandaşı baba ve yabancı anneden evlilik dışında doğan çocuk ise soy bağı kurulmasını sağlayan esasların yerine getirilmesi halinde Türk vatandaşlığını kazanacak.

Türkiye`de doğan, yabancı anne ve babasından dolayı doğumla herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumdan itibaren Türk vatandaşı olacak. Türkiye`de bulunmuş çocuk, aksi sabit olmadıkça Türkiye`de doğmuş sayılacak.

Sonradan Türk vatandaşlığı, yetkili makam kararı, evlat edinilme ya da seçme hakkının kullanılmasıyla kazanılacak. Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, kanunda belirtilen şartları taşıması halinde, yetkili makam kararıyla bu hakkı elde edebilecek. Ancak aranan şartları taşımak, vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamayacak. Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda, kendi milli kanununa, vatansız ise Türk kanunlarına göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak, başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye`de kesintisiz 5 yıl İkamet etmek, Türkiye`de yerleşmeye karar verdiğini davranışlarıyla teyit etmek, genel sağlık bakımından tehlikeli bir hastalığı bulunmamak, iyi ahlak sahibi olmak, yeteri kadar Türkçe konuşabilmek, Türkiye`de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartları aranacak.

Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda, ayrıca mensup olduğu devlet vatandaşlığından çıkma şartı da aranabilecek. Bu takdirin kullanılmasına ilişkin esasları, Bakanlar Kurulu tespit edecek.

SANAYİ TESİSLERİ GETİRENLERE VATANDAŞLIK

Milli güvenlik ve kamu düzenine engel oluşturacak bir hali bulunmamak şartıyla İçişleri Bakanlığının teklifi, Bakanlar Kurulunun kararıyla Türkiye`ye sanayi tesisleri getiren, bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler, vatandaşlığa alınması zorunlu görülen ile göçmen kabul edilenler, Türk vatandaşlığını kazanabilecek.

Çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybedenler, ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybedenlerden kanunda belirtilen süre içinde seçme hakkını kullanmayan kişiler, milli güvenlik açısından engel oluşturmayacak bir hali bulunmamak şartıyla Türk vatandaşlığını, İkamet etme süresine bakılmaksızın yeniden kazanabilecek.

YENİDEN VATANDAŞLIK

Vatana bağlılıkla bağdaşmayan eylemlerde bulunduğu için Türk vatandaşlığı kaybettirilenler Bakanlar Kurulunca, seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığını kaybedenler İçişleri Bakanlığı kararıyla milli güvenlik açısından engel bir halinin bulunmaması ve Türkiye`de 3 yıl İkamet etmesi şartıyla Türk vatandaşlığını yeniden kazanabilecek. Türk vatandaşlığını kazanma talebinde bulunan bir yabancı, başvuru için aranan İkamet süresi içinde toplam 6 ayı geçmemek üzere Türkiye dışında bulunabilecek. Türkiye dışında geçirilen süreler, İkamet süreleri içinde değerlendirilecek.

Türk vatandaşıyla evlenmek, doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacak. Ancak bir Türk vatandaşıyla en az 3 yıldan beri evli olan ve evliliği süren yabancılar, Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecek. Başvuru sahiplerinde, aile birliği içinde yaşama, evlilik birliğiyle bağdaşmayacak faaliyette bulunmama, milli güvenlik ve kamu düzenine engel oluşturacak bir hali bulunmama şartları aranacak. Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde, evlilik şartı aranmayacak.

EVLAT EDİNİLEN ÇOCUĞUN VATANDAŞLIĞI

Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancıların başvuru için gerekli şartları taşıyıp taşımadıkları, illerde oluşturulacak vatandaşlık başvuru inceleme komisyonunca tespit edilecek.

Yetkili makam kararıyla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılardan, başvuru için gerekli şartları taşıyanların adına vatandaşlık dosyası düzenlenecek, karar verilmek üzere Bakanlığa gönderilecek. Bakanlıkça yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, durumu uygun bulunanlar, Bakanlık kararıyla Türk vatandaşlığını kazanabilecek.

Yetkili makam kararıyla Türk vatandaşlığının kazanılması, eşin vatandaşlığında etkili olmayacak. Ana veya babanın Türk vatandaşlığını kazandığı tarihte velayeti kendisinde bulunan çocukları, diğer eşin oluruyla Türk vatandaşlığını kazanacak. Muvafakat verilmemesi halinde ana veya babanın meskeninin bulunduğu ülkedeki hakim kararına göre işlem yapılacak.

Türk vatandaşınca evlat edinilen ergin olmayan kişi, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel oluşturacak bir hali bulunmamak şartıyla Türk vatandaşlığını kazanabilecek. Ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden çocuklar, ergin olmalarından itibaren 3 yıl içinde seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşı olabilecek.

Türk vatandaşlığını birlikte kazanan ana ve babanın çocukları da Türk vatandaşlığını elde edebilecek.

TÜRK VATANDAŞLIĞININ KAYBI

Türk vatandaşlığı, yetkili makam kararı veya seçme hakkıyla kaybedilecek. Yetkili makam kararıyla Türk vatandaşlığının kaybı, çıkma veya kaybettirme ya da vatandaşlığın iptali ile gerçekleşecek.

Türk vatandaşlığından çıkmak için izin veya çıkma belgesi isteyenlere, ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmaları, yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmaları veya kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtilerin bulunması, herhangi bir suç veya askerlik nedeniyle aranmamaları, hakkında herhangi mali ve cezai tahdit bulunmamaları şartıyla Bakanlıkça izin verilebilecek.

Eşlerden birinin çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybetmesi, diğer eşin vatandaşlığını etkilemeyecek. Türk vatandaşlığını kaybeden ana ya da babanın talebinin bulunması ve diğer eşin de muvafakat etmesi halinde, çocukları da kendileriyle birlikte Türk vatandaşlığını kaybedecek. Muvafakat verilmemesi halinde hakim kararına göre işlem yapılacak.

TÜRK VATANDAŞLIĞINI KAYBEDENLER

Doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybedenler, milli güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla askerlik yapma yükümlülüğü, seçme ve seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecek.

Yabancı bir devlette Türkiye`nin menfaatlerine uymayan herhangi bir hizmette bulunup da bu görevi bırakmaları kendilerine bildirilmesine rağmen bırakmayanlar, Türkiye ile savaş halindeki bir devletin her türlü hizmetinde Bakanlar Kurulunun izni olmaksızın kendi istekleriyle çalışmaya devam edenler, izin almadan yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik yapanlar, İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlığı kaybedecek.

Türk vatandaşlığını kazanma kararı, ilgilinin yalan beyanı veya vatandaşlığı kazanmaya esas teşkil eden önemli konuları gizlemesi sonucunda oluşmuşsa bu durum, kararı veren makam tarafından iptal edilecek, karar, kişinin, Türk vatandaşlığını kazanan eş ve çocuklar için de uygulanacak.

TÜRK VATANDAŞLIĞINDAN AYRILABİLECEKLER

Yasa, ergin olmalarından itibaren 3 yıl içinde Türk vatandaşlığından ayrılabilecekleri şöyle sıralıyor:

`-Ana ya da babadan dolayı soy bağı nedeniyle doğumla Türk vatandaşı olanlardan, yabancı ana veya babanın vatandaşlığını doğumla veya sonradan kazananlar,

-Ana ya da babadan dolayı soy bağı nedeniyle Türk vatandaşı olanlardan, doğum yeri esasına göre yabancı bir devlet vatandaşlığını kazananlar,

-Evlat edinilme yoluyla Türk vatandaşlığını kazananlar,

-Doğum yeri esasına göre Türk vatandaşı oldukları halde, sonradan yabancı ana veya babasının vatandaşlığını kazananlar,

-Herhangi bir şekilde Türk vatandaşlığını kazanmış ana veya babaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazananlar.`

KKTC vatandaşları, Türk vatandaşı olmak istediklerini yazılı olarak beyan ettikleri takdirde Türk vatandaşı olabilecek.

KENDİ İSTEĞİYLE VATANDAŞLIK KAZANANLAR

İzin almadan kendi istekleriyle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazananlar, yurt dışında bulunup da muvazzaf askerlik görevini yapmak veya Türkiye`de savaş ilanı üzerine, yurt dışında bulunup da yurt savunmasına katılmak için yetkili kılınan makamlarca usulen yapılacak çağrıya, mazeretsiz 3 ay içinde uymayanlar, sevk sırasında veya kıtalarına katıldıktan sonra yurt dışına kaçıp kanuni süre içinde dönmeyenler, milli güvenlik bakımından engel oluşturacak bir hali bulunmamak kaydıyla Türkiye`de İkamet etme şartı aranmaksızın Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden Türk vatandaşlığına alınabilecek.

Silahlı kuvvetler mensupları ile askerlik görevini yapmakta olanlardan görev, izin, hava değişimi veya tedavi için yurt dışında bulunup da süresi bittiği halde mazeretsiz olarak 3 ay içinde geri dönmeyenler de bu hükümden yararlanacak. Böylece askerlik görevini yapmayanlar ile izin almadan yabancı bir ülke vatandaşlığına geçenlerin Türk vatandaşlığının kaybettirilmesi uygulamasına son verilecek.

İkamet süresi, Türk soylu yabancılar için 31 Aralık 2010 tarihine kadar 2 yıl olarak uygulanacak.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Kart borcuna büyük af

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 31 Mayıs 2009 tarihi itibariyle ödeme ihtarı çekilmiş, icra takibi başlatılmış ya da bankalarca takibe alınmış kredi kartı borçları için yeni bir ödeme planının uygulamaya konulacağını bildirdi. Bu çerçevede yeni bir düzenlemeye gidileceğini ifade eden Babacan, düzenlemeden 874 bin 657 vatandaşın yararlanacağını söyledi.


Babacan, düzenlediği basın toplantısında, kredi kartının bir nakit kullanım ve ödeme aracı olduğunu, bu kartların borcu borçla çevirme ve borcu öteleme aracı olmadığını belirtti.

Kredi kartı kullanımının daha da yaygınlaşmasının genel ekonomik çerçevede uygun olacağını ve bu doğrultuda kart kullanımını teşvik ettiklerini kaydeden Babacan, “Kredi kartlarının daha rasyonel kullanımını sağlayacak uygulamaları hayata geçirmek ve takipteki kredi kartı sorununa çözüm getirmek için yeni düzenlemelere ihtiyaç var” dedi.

Bu çerçevede yeni bir düzenlemeye gidileceğini ifade eden Babacan, kredi kartı borçlarına yeni bir ödeme planı getiren düzenlemeden 874 bin 657 vatandaşın yararlanacağını söyledi. Babacan, 30 Nisan 2009 itibariyle 874 bin 657 kişinin kullandığı 1 milyon 301 bin 302 kredi kartında tahsili gecikmiş ve takibe alınmış kredi miktarının 3 milyar 107 milyon lira olarak belirlendiğini vurguladı.

Babacan'ın konuşmasının satır başları şöyle:

Babacan'ın konuşmasının satır başları şöyle:

- Bildiğiniz gibi yurtiçinden döviz cinsi ve döviz endeksli kredide yürürlükte bulunan mevzuat, firma ve gerçek kişiler bakımından üç farklı uygulamayı ön görüyor. Bu düzenlemede döviz geliri olan firmalar yurt içi bankacılık sisteminden döviz cinsi ve dövize endeksli kredi kullanabilmektedir.

- Tüketiciler yurt içi bankacılık sisteminden döviz cinsi kredi kullanamamakta ancak dövize endeksli kredi kullanmaktadır.

- Döviz geliri olsun yada olmasın tüm firmalar yurt dışından döviz cinsinden kredi temin edebilmektedirler.

- Firmalarımız yurtdışı bankalar nezdinde teminat olarak döviz mevcudu bulundurmaktadırlar.

- Tüketiciler dövize endeksli kredi kullandıkları için kur riskine açık olmakta, bu da kur riskinin izlenememesini beraberinde getirmektedir.

- Döviz cinsi ve dövize endeksli kredi kullanımıyla ilgili düzenlemeyle, riskleri artıramayacak yeni bir sisteme geçiyoruz.

- Döviz geliri firmalar eskiden olduğu gibi yurt içi bankacılık sisteminden kredi kullanmaya devam edeceklerdir. 18 aylık vadeyi kaldırıyoruz.

- Döviz geliri olmayan firmalarında belli limitleri çerçevesinde kredi kullanmasına imkan sağlanmasıdır. Bu düzenlemeyle vadesi bir yıldan fazla ve tutarı 5 milyon dolardan fazla olmak üzere bankalardan döviz kredisi kullanabileceklerdir.

- Döviz geliri bulunmayan firmalarımız, Türkiye’deki bankalarda bulunduracakları dövizleri teminat göstermek suretiyle, teminat tutarı kadar vade sınırı olmaksızın kredi kullanabileceklerdir.

- Ülkemizde tüketicilerin döviz cinsiyle ilgili göstergeler, gelişmiş ülkelerin göstergeleriyle karşılaştırıldığında daha iyi olduğunu görüyoruz.

- Türkiye’de tüketicilere döviz cinsi kredi kullandırılmamasının, krizde yararlı olduğu ortaya çıkmıştır.

- Tüketicilerin yurt içi ve dışından, sadece döviz cinsinden değil dövize endeksli de kredi kullanabilecektir.

- Tüketicilerin karşı karşıya kaldığı kur riskini tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.

- Yapılan bu düzenlemelerde döviz tasarruflarımızın yurt içindeki bankalarda kalmasını sağlayacağız.

- Firmaların kur riskinin izlenmesi kolaylaşacaktır.

KREDİ KARTLARINA İLİŞKİN YENİ DÜZENLEME

Bu düzenlemede neler var kısaca bakalım:

- Kriz ortamında finansmana erişimde zaman zaman sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu krizden en fazla KOBİ’ler ve özellikle istihdam sorunu yaşayan tüketicilerimizdir.

- Krizde KOBİ’ler için, faiz desteği, kaynak temini ve kredi garanti mekanizmasına destek sağlanması gibi önemli düzenlemeler tasarladık.

- Bugün sizlerle kredi kartları ve kredi kartları borçlarına ilişkin düzenlemeyi paylaşmak istiyorum.

- Kredi kartı borçlarına baktığımız zaman, son dönemlerde diğer kredi türlerine göre hızlı bir artış görüyoruz. Artış kredi kartı ödemelerinde takibe düşme oranını artırmaktadır.

- Bu gelişmenin temelinde kart sahiplerinin gelir kaybına maruz kalması, kredi kartlarının borçlanma amacı olarak kullanması gibi nedenler yatmaktadır.

- Ülkemizde kredi kartı sayısının gelişimine baktığımız zaman çok hızlı bir artış olduğu görüyoruz.

- Kredi kartları amacına uygun olarak kullanıldığında çok avantajlıdır.

- Kredi kartı ödeme ve nakit kullanım amacıdır. Kredi kartı nakit para sistemini ortadan kaldırmaktadır.

- Biz kredi kartı kullanımını teşvik ediyoruz. Kredi kartı kullanımının daha da yaygınlaşması, genel ekonomik çerçevede uygun olacaktır. Ancak bununla birlikte kredi kartının borcu borçla çevirme ve borçları öteleme amacı olarak olmadığını da altını çizmek istiyorum.

- Borç bakiyesi gününde tamamen ödenmediğinde, en pahalı kredi türüdür. Kredi kartını daha rasyonel kullanımını hayata geçirmek amacıyla yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır.

- Kredi kartları faizinin, tüketici kredileri arasında en yüksek faize sahip olduğunu görüyoruz.

- Çünkü kredi kartı gerçekten acil ve çok kısa süreli bir kredi ihtiyacı olduğu anda ancak bir kredi aracı olarak kullanılır. Normal zamanda başka kredi kategorilerinin çalışmasını önemsiyorum.

Vatandaşlarımızın ihtiyaç kredisi sistemine eğilmelerini tavsiye ediyorum.



Toplantıya, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı ile Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da katılıyor.


ÖRNEK HESAPLAMA

Borcunu 6 ay taksitle ödemek isteyenler için yüzde 1.04, 12 ayda ödemek isteyenler için yüzde 1.08, 24 ayda ödemek isteyenler için yüzde 1.18, 36 ayda ödemek isteyenler için ise yüzde 1.26 faiz uygulanacak.
Babacan, verdiği bir örnekle yapılandırmayı şöyle özetledi:
1000 TL borcu olan bir kişi Ocak 2006 tarihinden bu yana borçluysa yüzde 5.5'lik gecikme faiziyle bu borç 2.980 TL'ye gelmiş olacak. Yapılandırma halinde bu tutar 1.502 TL'ye gelecek.
Bunu defaten ödeyen borçtan kurtulmuş olacak.
6 ay Taksitlendirmek isteyenler ise 1.562 TL ödeyecek.
36 ay ödemek isteyenler, ayda 52 TL ödeme ile borçtan kurtulacak

11 Haziran 2009 Perşembe

CEP TELEFONU SARJINDA DEVRIM

Cep telefonu teknolojisinde dünya lideri konumunda olan Nokia, şarj derdine son verecek devrim gibi bir buluşa imza atmaya hazırlanıyor. Şarj aletini ortana kaldıran buluş baz istasyonlarından gelen sinyallerle telefonun pilini dolduruyor.

Sarj soketi bile yok
“Kablosuz güç transferi” denilen bir sistem üzerinde çalışan Nokia mühendisleri, elektromanyetik dalgaları elektrik enerjisine çevirerek pili şarj edecek olan sistemin bir prototipini üretti. Üretilen cep telefonunda şarj soketi bile bulunmuyor.

Anteni sayesinde şarj olacak
Prototip telefonun topladığı radyo dalgalarından 50 mili watt güç toplayabildiği ve bunun de pilin doldurulmasına yettiği belirtildi. Cep telefonu anteni sayesinde baz istasyonlarından gelen dalgalarla pilini dolduracak.

Cep telefonunu radyo ve televizyon vericilerinden gelen sinyalleri de elektrik enerjisine dönüştürerek depolayacağı belirtiliyor.

Tek sorun ise uzun süreli konuşmalarda pilin tükenmesi.

9 Haziran 2009 Salı

Yeni!!! iPhone 3G S ile tanisin



Yeni!!! Simdiye kadar gordugunuz iPhone'larin en hizlisi ile tanisin. iPhone 3G S Video kayit, sesli kontrol, 32 Gb hafiza ve daha bircok yeniligi destekliyor.

Bu yeni iPhone'da farkedeceginiz ilk sey, uygulamalari ne kadar kolaylikla ve suratle baslatabileceginizdir. Web sayfalarini cok kisa zamanda goruntuleyebilir, maillerinizi de suratle okuyabilirsiniz. Gelistirlimis 3D grafik olanagi sayesinde daha degisik oyunlari zevkle oynayabilirsiniz. Gercekten de yeni i Phone 3G S ile yaptiginiz tum islemlerin hizi bir eski versiyon olan 3G ye gore x2 kat hizlidir.

iPhone 3G S ile video kaydedebilir, duzenleyebilir ve paylasabilirsiniz. Ister portrait formatinda ister landscape formatinda yuksek kalitede cekim yaparak videonuzu duzenleyebilir ve daha sonra da ister mail ile yollar, ister YouTube veya benzer sitelere koyabilirsiniz.

3 Mp kamerasi sayesinde ve bu kameranin sundugu ozel autofocus isleviyle cok guzel resimler cekebilirsiniz.

Ses kontrolu (voice control): bu islev listenizde kayitli kisilerin ve muzik dosyalarinizi tanir. Bu nedenle eger bir cagri yapmak isterseniz sadece sesli olarak bir isteginiz yeterlidir.

Icerdigi dijital kumpas sayesinde telefonunuz size harita uzerinde yonlendirme olanagi da taniyacaktir.

Kes, kopyala, yapistir olanaklarini uygulamalar arasinda bile, kelime, resim ve her turlu web icerigi icin kullanabilirsiniz.

Eger mesaj veya mail yazarken daha genis bir klavyeye ihtiyac duyarsaniz landscape durumuna (yatay) cevirerek daha genis bir klavye alani elde edebilirsiniz.

MMS ve video, resim ve text icerikli her turlu mesaji aninda yollayabilirsiniz.

Aradiginiz herhangi bir konuyu iPhone'unuz uzerinden kolaylikla bulabilirsiniz.

Web uzerinde heryerden istediginiz gibi dolasabilir, istediginiz bilgiye ulasabilirsiniz. Baglantiyi Mac veya PC nizle de paylasabilirsiniz.

Sesli bir dusunce veya notunuzu kaydederek istediginiz anda tekrar kullanabilir veya yollayabilirsiniz.

iPhone icinde bulunan Nike+i pod sensorunu kullanarak istediginiz uygulamayi baslatabilirsiniz.

Finansal piyasalardaki durumlari inceleyebilir, grafikleri izleyebilirsiniz.

Youtube videolarini da istediginiz yerden iPhone'unuz sayesinde izleyebilirsiniz.

Sinirsiz olanaklarini daha genis incelemek ve videolar izlemek icin lutfen tiklayin:


http://www.apple.com/iphone/iphone-3g-s/

FACEBOOK'a DEV RAKIP

Facebook'a dev rakip!
Sosyal ağında ötesinde devrim niteliği taşıyacak olan Google Wave,
Facebook'a göz dağı veriyor.


Google mühendislerinin birkaç yıldır uğraş verdiği ve geliştiricilere
açık kaynak olarak sunduğu Wave adlı proje hakkında kimse şu ana dek
bir şey bilmiyordu ancak ilk görüntüler ve sunumlar neticesinde
insanlar ne olduğu hakkında kabataslak bilgi sahibi olmaya başladılar.

Başlarda bir sosyal ağ sitesi görünümünde ve mantığında işlediği
düşünülen Wave'in aksine uzmanların görüşüne göre bunun da ötesinde
olduğunu ve Facebook'un pabucunu dama atacağı düşünülüyor. Google
Wave'de neler yapabileceğinize değinirsek; kullanıcılar açtıkları
profillerinde Facebook'da olduğu gibi e-posta ve anlık iletişim
olanaklarından faydalanabilecekler. Ancak bunun dışında Wave, Google
sayesinde kullanıcıları uygulama zenginliği arasında şaşırtacak.
Fotoğraf paylaşımı ve düzenlemesi (Picasa), doküman, dosya, zengin
metin çeşitleri, video paylaşımı yapılacağı gibi MP3, RSS'de Wave'in
özelliklerinden sadece birkaçı...

Google'ın nasıl fark yaratacağını küçük bir örnekle pekiştirmek
gerekirse; örneğin bir etkinlik olacak diyelim ve etkinliğin yapıldığı
tarihi ve konumun nerede olduğunu Google Maps ayrıcalığı sayesinde
bulmak hiç de zor olmayacak. Tahminlere göre kullanıcılar Google'ın
neredeyse tüm servislerinin harmanlanacağı düşünülen Wave'de Google
Talk ile kullanıcılar sesli olarak iletişim kurabilecekler. Bir devrim
niteliği taşıyan bu projenin bu sene sonuna dek çıkması bekleniyor.