27 Mart 2008 Perşembe

Yeni trafik kaza tutanaklari

Tutanaksız ve fotoğraf makinesiz yola çıkmayın

1 Nisandan itibaren artık maddi hasarlı trafik kazalarında trafik polisi yerine sürücüler tutanak hazırlayacak. Peki tutanak formları nereden alınacak, nasıl doldurulacak, sigortalar hasarı kaç günde ödeyecek? NTVMSNBC, sürücülere rehber hazırladı.

Türkiyede 2007 yılında meydana gelen trafik kazalarının yüzde 85.3ü maddi hasarlı trafik kazası olarak kayıtlara geçti. Günde ortalama 1800 maddi hasarlı trafik kazası gerçekleşiyor. Büyükşehirlerde trafik sıkışıklığını ortadan kaldırmak için 1 Nisandan itibaren yepyeni bir dönem başlıyor. Maddi hasarlı kazalarda taraflar doldurup imzaladıkları tutanak sayesinde trafik polisini beklemeden olay yerinden ayrılabilecek. Tutanaklar ve fotoğraflar sigorta şirketlerine verilecek, taraflar hasarlarını sigorta şirketlerinden alacak. Taraflar arasında anlaşmazlık olursa eski uygulamada olduğu gibi polis çağırılacak.

TUTANAK FORMLARI NEREDEN ALINACAK?Kaza tespit tutanakları sigorta şirketlerinden dağıtılmaya başlandı. Tutanak formları ayrıca tramer.org.tr ve egm.gov.tr adreslerinden de indirilebilecek. Formlar fotokopiyle çoğaltılabilecek.

EHLİYET VE SİGORTA ŞARTTrafik kazası yaptığınızda karşı tarafla anlaşıp aracınızı çekmeden mutlaka ehliyet ve trafik sigortası kontrolü yapın. Kazaya karışan araçların kesinlikle zorunlu trafik sigortası poliçelerinin olması gerekiyor.

TUTANAĞA KUSUR ORANI YAZMAYINTutanağa yalnızca kazanın oluş şeklini yazın, kusur oranı yazmayın. Kroki çizmeyi ve kazanın nasıl olduğunu anlatan görüşleri yazmayı unutmayın.

FOTOĞRAF ÇEKMEYİ UNUTMAYINArabanızda bir fotoğraf makinesi bulundurun. Kaza yaptığınızda aracınızı boş alana çekmeden farklı açılardan fotoğraflarını çekin.

ARACINIZI EMNİYET ŞERİDİNE ÇEKİNKaza yaptığınız kişiyle anlaştıktan sonra aracınızı bir an önce emniyet şeridi veya boş alana çekin. Tutanakları uygun bir alanda doldurabilirsiniz.

NE KADAR ÇOK BİLGİ, O KADAR HIZLI ÇÖZÜMTutanaklarda yer alan görgü tanığı bölümünü kazayı gören kişilerin ifadeleri doğrultusunda doldurun. Tutanakta yer alan fazla bilgi, işlemlerinizin hızlı yürümesini sağlayacaktır.

İLK BAŞVURU SİGORTA ŞİRKETLERİNEKaza yapan taraflar, kazanın oluş şeklini birlikte tutanağa yazıp mutlaka imzalayacak. Tutanak hazırlandıktan sonra çekilen fotoğrafla birlikte karşı tarafın trafik sigortası veya kasko sigortası şirketine başvuru yapılacak.

SÜRE KISITLAMASI YOK AMA...Tutanağın taraflarca sigorta şirketlerine ulaştırılmasında zaman açısından bir kısıtlama bulunmuyor ancak tutanak ne kadar hızlı ulaştırılırsa o kadar çabuk sonuçlanır.

YÜZDE 0, 50, 100 HATA PAYI İlk başvuruyu alan sigorta şirketleri, en geç 1 gün içinde tutanağı elektronik ortamda Trafik Sigortaları Bilgi Merkezine (TRAMER) iletecek.

Sigorta şirketleri, TRAMER vasıtasıyla 3 iş günü içinde kaza krokilerini de dikkate alarak, tutanak çerçevesinde yüzde sıfır, 50, 100 oranlarına göre kaza sorumluluk değerlendirmesi yapacak.

TUTANAKLAR ZAMANINDA GÖNDERİLMELİKaza sorumluluk değerlendirmesi TRAMER sisteminden yapılacak. Tutanağı zamanında TRAMERe iletmeyen sigorta şirketi, tutanağı gönderen şirketin belirlediği oranları kabul etmiş olacak.

HATA PAYLARI FARKLI BELİRLENİRSE...Sigorta şirketlerinin kaza sorumluluk değerlendirmesinde farklı sonuçlara ulaşılırsa, kaza tutanağı TRAMER bünyesindeki Tutanak Değerlendirme Komisyonuna sunulacak. Komisyon, 3 gün içinde tutanak ve fotoğrafları inceleyerek hata paylarını kesin olarak belirleyecek.

TAZMİNATLAR 8 GÜNDE ÖDENECEKSigorta şirketi, belgeler tamamlandıktan sonra 8 iş günü içinde tazminatı ödeyecek.

TUTANAK İNCELEMELERİ İNTERNETTEN İZLENEBİLECEKTRAMER, tazminat kazanan hak sahiplerinin tutanak incelemesinin hangi aşamada olduğunu internet üzerinden öğrenmelerini sağlayacak alt yapı kurdu.

UYGULAMA TEK TARAFLI KAZALARI KAPSAMIYORTutanak, en az 2 aracın karıştığı kazalarda tutulabilecek. Uygulama, tek taraflı kazaları kapsamıyor.

İKİDEN FAZLA ARAÇ KAZA YAPARSAİkiden fazla aracın karıştığı trafik kazalarında birden fazla -fotokopi ile çoğaltılmış olabilir- form kullanılabilecek. Bu durumda, her bir form tüm sürücüler tarafından imzalanacak. İmzalar için formun alt tarafındaki boş alan kullanılabilecek. Kazaya karışan tarafların tamamı tarafından imzalanmayan tutanaklar geçerli kabul edilmeyecek.

BU TÜR KAZALARDA TUTANAK TUTMAYINSürücülerin aralarında tutanak düzenleyerek anlaşamayacakları ve trafik ekibi çağırmaları gereken zorunlu durumlar ise şöyle:

Sürücü ehliyetsiz araç kullanılıyorsa veya yetersiz ehliyetle ile araç kullanılıyorsa Sürücünün yaşı küçükse Sürücüde alkol veya akıl sağlığı şüphesi varsa Kazaya karışan araçlardan biri veya daha fazlası kamu kurumlarına ait ise Kamu kurumlarına ait eşyada zarar meydana gelirse Kazada sadece 3. kişilere ait eşyalara zarar gelirse Kazaya karışan araçlardan birinin veya birkaçının trafik sigortası yok ise Trafik kazası ölüm ve/veya yaralanma ile sonuçlanmışsa

BÜYÜKŞEHİRLERDE TRAFİK AKIŞI HIZLANACAKTrafik Sigortaları Bilgi Merkezi (TRAMER) İş Analizi ve Ar-Ge uzmanı Pınar Hoşgör, 1 Nisandan itibaren trafikte yaşanacak değişiklikleri anlattı.

Mevcut trafik kazalarında sürücülerin yüzde 20sinin anlaştığını söyleyen Hoşgör, Sürücüler anlaşmalarına rağmen önceki uygulamada trafik polisi bekliyorlardı ve bu durum trafik sıkışıklığına neden oluyordu. Yeni uygulamayla birlikte anlaşan sürücüler trafikte beklemeyecekler. Eski uygulama aslında devam ediyor, anlaşamayan sürücüler yine polis çağıracak dedi.

Sürücülerin yeni uygulamaya alışıncaya kadar çeşitli aksaklıkların yaşanabileceğini ifade eden Hoşgör, anlaşan sürücüler arttıkça trafikte ciddi anlamda bir rahatlama yaşanacağını belirtti.

Hoşgör, büyük kentlerde çok fazla trafik kazası gerçekleştiği için insanların beklememek için anlaşma yoluna gideceğini ve bu sayede trafik akışının hızlanacağını dile getirdi.

Sigortalardan sorunsuz şekilde ödemeler gerçekleştikçe anlaşma oranlarının artmasını beklediklerini söyleyen Hoşgör, Sigortasız trafiğe çıkan sürücüler artık araçlarına sigorta yaptırma yoluna gidecek diye konuştu.

Hoşgör, bütün sürücüler araçlarında 1 Nisandan itibaren mutlaka tutanak bulundurmalı hatırlatmasını yaptı.

SİGORTA ŞİRKETLERİ NASIL ETKİLENECEK?Sigorta şirketleri, yeni uygulamaya sıcak bakmıyor. Otomobil branşından sürekli zarar eden sigorta şirketleri, artan suistimallerle birlikte zor duruma düşecek. Yeni dönemde sigorta şirketlerinin ödemeleri daha da artacak.

Şirketler, özellikle formların araç sahipleri tarafından eksik doldurulması veya kaza oluşumu hakkında formda eksik bilginin bulunmasının çeşitli zorluklara yol açacağını düşünüyor.

Anadolu Sigorta yetkilileri, suistimallerden kaynaklanabilecek hasar artışının teknik sonuçlara olumsuz etki edebileceği yönünde görüş belirtti. Yetkililer, sürücülerin uygulamaya alışmasının zaman alabileceğini ve bu uygulamanın tanıtımı için çeşitli kampanyalar planlandığını bildirdi.

Bazı sigorta şirketleri ise yeni uygulamayla çeşitli trafik şebekelerinin ikinci el parçalar kullanılan araçlarla birbirlerine çarpıp sigortadan bunun tahsilini isteyebileceği endişesini taşıyor. Çünkü bazı araçlarda orijinal parçalar bulunmuyor, çıkma parçalar kullanılıyor. Bilinçli kazaların yapılacağı, hasar maliyetlerinin düşeceği tahmin ediliyor.

Sigorta şirketleri, daha önce hasarı az olduğu için polisi beklemek istemeyenlerin tutanak kolaylaştığı için hasarlarını yaptırmak isteyeceğini ileri sürüyor.

25 Mart 2008 Salı

Turkiye'de evlenme bicimleri

Türkiye'de evlenme biçimleri

Yrd. Doç. Dr. Sezen, 'Türkiye'de evlenme biçimi' konulu çalışmada, "Evliliklerin büyük bir bölümünde ne yazık ki kadına söz hakkı tanınmıyor" dedi. Yrd. Doç. Dr. Lütfi Sezen'in kitaplaştırdığı evlilik yöntemlerini şöyle sıraladı:

1- Görücü usulüyle evlenme: Gelenekselliğin ağır bastığı yörelerde görülen evlenme biçimidir. Bunda kız seçme girişimi, doğrudan doğruya evlenecek gencin annesi, babası veya yakınları tarafından başlatılır. Gencin kızın beğenmesi yeterli değildir.
2- Kız kaçırma (Düğünsüz evlenme): Ailelerin evliliğe kesin karşı çıkması durumunda kız kaçırma olayı gündeme gelir. Bu durum, sosyo- ekonomik ve diğer sebeplerle en çok kız tarafının engellemesiyle ortaya çıkar. Bu engeller arasında kız tarafının başlık parası istemesi önemli bir yer tutuyor.
3- Başlık parasıyla evlenme: Başlık, evlenecek gencin kız tarafına ödediği paraya denir. Bu nakit para yanında; altın, ev, bahçe, tarla veya hayvan olarak da gerçekleşebilir. Doğu ve Güneydoğu kırsalında yaygın olan başlık parası üzerinde yapılan pazarlığın sonuçlanmasına 'başlık kesme' denir. Başlık, kadını bir mal olarak gören anlayışın ürünü olması yönüyle ilkel bir zihniyetin devamıdır.
4- Oturak alma evlilik: Erkeğin kızı zorla kaçırması yanında, kızın bohçasını alarak oğlan evine gidip oturması durumu vardır ki buna bazı yörelerde, 'oturak alma' denir. Bir kızın bazen gözünü tuttuğu herhangi bir erkeğe kaçtığı görülür.
5- Baş örtüsü kaçırma yoluyla evlilik: Hakkari, Van, Ağrı ve Erzurum'un ilçelerinde rastlanılan bu evliliğin gerçekleştirilmesinde ; kıza ait bir eşyanın kaçırılması, kızı kaçırmakla eş tutulmaktadır. Oğlanın ailesi, kız tarafıyla anlaşmak zorundadır.
6- Beşik kertme evliliği: Birbirini çok seven eş- dost, komşu veya yakınlar, çocukları beşikteyken, beşiklerine birer kertme vurarak nişanı gerçekleştirilir.
7- Tay geldi evlilik: Dul bir kadının, eski kocasından olan çocuklarını da alarak dul bir erkekle ya da dul bir erkeğin eski karısından olan çocuklarını alarak dul bir kadınla yaşamasından doğan evliliğe denir. Kadın veya kocanın yanında getirdikleri çocuklar, 'tay geldi' olarak adlandırılırlar. 8- Kuma getirme evliliği: Cumhuriyetten önce, karısı kısır olan veya erkek çocuk doğuramayan erkek, yeniden evlenirdi. Günümüzde Doğu ve Güneydoğu'nun kırsal kesimlerinde hala devam etmektedir. Bu gibi evlenmelerde ilk kadın, sonradan gelenin yanında ikinci plana düşer.
9- Berdel (bedel) evliliği: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da uygulanır. Başlık sorununu ortadan kaldıran bu tür evlilik; hem kızı, hem de oğlu bulunan iki ailenin, karşılıklı olarak kızlarını ve oğullarını evlendirmeleriyle gerçekleştirilir.
10- Kepir (yaban değişimi) evliliği: Zor kullanılarak gerçekleştirilen evlilik biçimidir. Evlenmek isteyen fakat başlık ve düğün masraflarını karşılayacak kadar paraları olmayan ya da ailelerin çıkardıkları zorluklardan çekinen bekar iki arkadaş, kız kardeşlerini kendi aralarında değiştirirler.
11- Ölen kardeşin karısıyla evlenme (Levirat evlenme): Doğu ve Güneydoğu'da rastlanılan ve törelerden kaynaklanan bu evlilik biçimi, 'namusu başkalarına kaptırmamak' anlayışıyla gerçekleştirilir. Ölen kardeşin karısı, bekar olan erkek kardeşle evlendirilir veya evli olan erkek kardeşin ikinci eşi olması yoluna gidilir.
12- Baldızla evlilik (Sorarat evlilik): Özel kültürel bir adettir. Dul kalan kocanın, eşinin ölümünden sonra baldızıyla evlenmesidir. Öksüz kalan çocuklara 'üvey anne' olarak seçilen teyzenin daha hoşgörülü davranabileceğ i düşüncesi bu evlenme biçiminin tercih edilmesinde etkili olmaktadır.
13- İçgüveyi evliliği: Erkek çocuğu olmayan, ekonomik durumu iyi bazı aileler, kızı dışarı verme yerine, damadı 'içgüveyi' olarak eve almaktadırlar. Özellikle tek kız çocuğu olan bazı aileler bu yola başvurmaktadır.
14- Yetim evliliği: Anne ve babası ölmüş, kardeşleri olmayan bir delikanlı veya kızın, ileride kimsesiz kalmaması için yakın akrabalarından biriyle evlendirilmesidir. Bu evliliğin temelinde yardımseverlik ve sosyal dayanışma arzusu yatmaktadır.
15- Yakın akraba evliliği: Türkiye'de evli çiftlerin yaklaşık dörtte birinin akraba ve eşlerin yüzde 80'inin kardeş çocukları oldukları belirtilmektedir.
16- Oldu bitti evlilik: Bir oldu bitti sonucu, bir kişinin diğerini evliliğe zorladığı evliliktir. Kızın erkeğin zayıf tarafını yakalayıp onunla ilişkiye girmesi veya erkeğin kızın zayıf tarafını yakalayıp iğfal etmesi sonucunda bu yola başvurulmaktadır.
17- Para karşılığı evlenme: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kırsalındaki yoksul ve eğitimsiz çevrelerde gerçekleşir. İlköğretim çağındaki çocukların okula gönderilmeyerek veya okuldan alınarak para karşılığında evlendirilmesidir.
18- Kan parası karşılığı evlenme: Doğu ve Güneydoğunun kırsalında, öldürülen kişinin kan bedeli olarak para, altın, ev ve tarla yanında kız verildiği de görülmektedir. Temelinde eğitimsizlik olan ilkel bir evlenme biçimidir.
19- Tanışıp anlaşarak evlenme: Büyük kentlerde ve eğitim düzeyinin yükseldiği çevrelerde en yaygın olan evlenme biçimidir. Kız ve erkek belli bir süre arkadaşlık yaparak birbirlerini iyice tanıdıktan sonra gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Kişiliğini bulmuş, ekonomik özgürlüğü olan eğitim düzeyi yüksek gençler, bu yolla evliliği tercih etmektedirler.
20- Çok eşli evlilik: Cumhuriyetten sonra yasaklanmış ama eğitim düzeyi düşük kırsal kesimlerde devam etmektedir. Daha çok erkek çocuk sahibi olup bulunduğu çevreye hükmetmek amacı ön planda gelmektedir.
21- Anlaşmalı evlilik: Dul kalan kadın veya erkeklerin yaşlılık döneminde gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Yaşlı erkeğin bakımı için muhtaç dul veya evlenmemiş bir kadınla anlaşılarak dini nikah yapılır. Nikahlanan kadına para ve altın gibi ekonomik destek sağlanılır. Yaşlı erkek ölünce, evlendiği kadın resmi nikahlı olmadığı için kendisine verilenlerle yetinir. Kalan miras, erkeğin varisleri tarafından paylaşılır.
22- Rastlantı evliliği: Rastlantı sonucu, sonu düşünülmeden gerçekleştirilen evliliktir. Bir yolculuk sırasında veya arkadaş, eş dost, akraba evinde karşılaşma, telefon konuşması sırasında sesten etkilenme, gözden, bacaktan göğüsten etkilenme gibi nedenlerle bu evliliğe kısa bir sürede karar vermektedir.
23- Tercihli evlilik: Bu tür evlilik, genellikle ana baba, büyükanne, büyükbaba gibi aile büyüklerinin onayı ile gerçekleştirilmektedi r. Genellikle komşu ve yakın akraba grupları arasında gerçekleşir. Topluluk içinde ekonomik güçleri aynı olan aileler arasında bu evlenme biçimi yaygındır.
24- Yabancıyla evlilik: Yurt dışında çalışanların gerçekleştirdikleri evlenme biçimidir. Bu evlilik, yabancıdan kız alma veya yabancıya kız verme şeklinde görülmektedir. Birtakım hoşlukları, boşlukları ve problemleri olan evliliklerdendir.
25- Farklı mezhep evliliği: Evliliklerin gerçekleştirilmesi sırasında karşılaşılan engellerin başında din ve mezhep farklılıkları gelmektedir.
26- Metres edinme evliliği: Büyük kentlerde yaşayan eğitimsiz zenginler arasında; refah ve zenginlik göstergesi olarak 'metres edinme' modası görülmektedir. Her türlü bakım ve masrafı üstlenilen başka bir evde ikame ettirilen ikinci bir kadınla sürdürülen gayr- i meşru ilişkidir.
27- Muta evliliği: Geçici bir süre için yapılan evliliktir. Daha çok İran'da uygulanan bu evlenme biçiminin, Türkiye'de de bazı çevrelerde gerçekleştirildiğ i görülmektedir.
28- Öç alma karşılığı evlenme: Aralarında kan davası bulunan feodal dönem kalıntısı kimi aileler, karşı tarafın onurunu incitip saygınlığını zedelemek amacı ile bu yola başvurur.
29- Dış güveyi evliliği: Son günlerde, bir Japon televizyonunun çöpçatan aracılığı ile Türkiye'ye eş seçmeye gelen Kuni Nakazon'a gösterilen aşırı ilgi, Türk erkeklerinin 'dış güveyilik' konusuna ilgi duyduğunu ortaya çıkardı.
30- İlan yoluyla eş seçme: Son zamanlarda, gazete, dergi, televizyonları n teleteks sayfalarına ve internete ilan vererek eş seçme yoluna gidildiği sıkça görülmektedir.
31- MSN evliliği: Birbirini hiç görmeyen kişiler, fotoğraf ve görüntülü olarak MSN'de tanışıp evlilik kararı almasıyla meydana gelir.
32- Refakatçi evliliği: Hastanelerde yakınlarının yanında refaketçi olarak kalan kişilerin burada birbirleri ile tanışması üzerine yapılan evlilik.

23 Mart 2008 Pazar

MELATONIN HORMONU

Melatonin
Melatonin denilen hormon beyinde ve sadece 23:00 ile 05:00 saatleri arasında salgılanan bir hormondur.
Hormonun temel görevi vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlamak, Jetlag denilen hadisenin sebebi de bu hormon.
Hormon diğer aktioksidan tesirlerini de güçlendiriyor, kanserli hücrelere karsı koruma sağlıyor, üreme sistemiyle bağlantısından tutun da yorgunluk, isteksizlik gibi durumların nedenlerini de oluşturabiliyor.
Su anda bu hormon yaşlanmayı geciktirici etkisinden dolayı da üzerinde önemle durulan bir hormon. İşin can alıcı noktalarından birisi hormonun çocuklar üzerindeki tesiridir. Avrupa da lösemili ve kanserli çocuk sayılarının artmasından ötürü yapılan araştırmalar sonucunda ailelerden istenen bir husus da çocukların kesinlikle karanlık ortamlarda yatırılmaları.
Çünkü melatoninin güçlü salgılanmasının kansere karşı koruyucu etkisi olduğu biliniyor. Ancak, bu hormon ışığa duyarlı.Deneylerde uyuyan kişinin hormon salgısı izlenirken ışığın açıldığında hormonun azaldığı, karanlıkta yoğun olarak salgılandığı tespit edilmiş bilimsel bir gerçek.
Lütfen karanlıkta yatın ve Çocuklarınız uyurken ışığı kapatın ... Unutmayın körlerde kanser olma oranı yoka yakındır

19 Mart 2008 Çarşamba

HAYAT KURTARAN SÜRÜS TEKNIKLERI

Hayat kurtaran teknikler
Otomobil kullanırken meydana gelebilecek ciddi olaylara karşı uyulması gereken basit teknikler hayat kurtarıyor. Otomobil kullanmanın inceliklerini anlatan uzmanlar, yüksek hızla seyreden araçlarda ön camın kırılması, lastiğin patlaması ve araçta yangın çıkması gibi ciddi tehlike yaratan durumlarda sürücünün soğukkanlı davranmasını öneriyor.

Cam kırılması
Uzmanlar, özellikle süratli hareket eden araçlarda ön camın kırılması halinde, sürücülerin nasıl hareket etmesi gerektiğiyle ilgili olarak şunları öneriyor: "Aynalardan yararlanarak aracınızı yolun sağ tarafına park edin. Flaşörleri açın ve dikkatlice dışarı çıkın. Aracın cama yakın olan kalorifer ve havalandırma deliklerine gazete kağıdı veya bez parçası koyarak, cam parçacıklarının bu kısımlara düşmelerini önleyin. Sonra krikonun arka kısmı ile camı içeriden dışarı doğru kırın. Cam lastiğini dikkatlice çıkarıp temizledikten sonra, yeniden kullanılabileceği için bagaja koyun. Gazete kağıdına birikmiş cam parçalarını bir naylon torba içine koyun ve en yakın çöp bidonuna atın. Öylece en yakın cam tamircisine kadar gidin."

Lastik patladığında
Patlayan, arka lastiklerden biriyse, arabanın arkasının sağa veya sola doğru kaymaya başlayacağını belirten uzmanlar, ön lastiklerden biri patlamışsa, mümkün olduğu kadar fren yapmamaya çalışılması gerektiğini bildiriyor. Ön lastiklerden biri patladığı zaman, aracın, lastiğin patladığı yöne doğru kuvvetlice çekildiğini vurgulayan uzmanlar, bu durumda direksiyonla, aracın düz bir doğrultuda tutulmaya çalışılması ve yavaş frenleme ile durmasının sağlanması gerektiğini kaydediyor. Uzmanlar ayrıca, taşmış dereler, nehirler veya büyük su birikintilerinin içinden geçerken, aracın hızının kesilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Mütevazı bir aile otomobilinin, 25-30 santimlik su birikintisinden geçebilecek yetenekte olduğunu söyleyen uzmanlar, bu noktanın üstüne su geldiği takdirde, su damlacıklarını kuvvetli bir sprey gibi motorun üstüne püskürdüğünü, bu su bombardımanının da, bujilerin ve distribütörün ıslanmasına sebep olarak aracın stop etmesine yol açtığını belirtiyor.

Araçlarda yangın
Araçlardaki yangının önüne geçilmezse, büyük bir facianın meydana gelebileceği uyarısında bulunan uzmanlar, buharlaşmış benzinin tutuşarak deponun alev almasına sebep olduğunu bildiriyor. Bir süre sonra da aracın infilak edebileceğini kaydeden uzmanlar, "Araçta duman tespit edildiği an araç durdurulmalı. Sonra anahtar üzerinde kontak kapatılmalı. Direksiyonun kilitlenmemesine dikkat edilmeli. Aksi halde, gerektiği takdirde aracın itilmesi mümkün olmaz. Bütün yolcular dikkatlice dışarı alınmalı. Motor kaputu kısmi olarak açılmalı. Böylece alevlerin büyümesi önlenmiş olur. İmkan varsa akü kutup başı sökülmeli. Yangın söndürücü varsa kullanılmalı, yoksa, battaniye veya oto kılıfından yararlanılmalı. Bu örtüler, alevlerin oksijen alıp büyümesini önleyecektir" tavsiyesinde bulunuyor.

Kayma esnasında
Uzmanlar, aracıyla yokuş çıkarken geriye doğru kaymaya başlayan sürücülere de şu önerilerde bulunuyor: "Ayağınızı yavaş yavaş gaz pedalından çekin ve zemine tutunma sağlanınca yavaş yavaş tekrar basın. Kayarken savrulmayı engellemek için direksiyonunuzu kayma yönüne doğru çevirin, kesinlikle tekerleklerin kızaklamasına sebep olacak şekilde frene basmayın. Unutmayın, dönmeyen ön tekerleklere yön verilemez. Eğer kızakladıysanız, hemen fren basıncını azaltın ve tekerleklerin dönmesini sağlayın ama, sakın ayağınızı frenden tam olarak çekmeyin (ABS varsa sonuna kadar basmak gereklidir). Gaza gereğinden fazla basmışsanız ayağınızı gazdan çekin, frene çok bastıysanız frendeki basıncı azaltın, direksiyonu sert şekilde çevirmişseniz direksiyonu yumuşatın, ayağınızı debriyajdan sert çekmişseniz tekrar debriyaja basın."
Trafikte hayatta kalmak için
Otonuzu kullanırken yaptığınız iş, hayatınızın en önemli işidir.
Otonuzun mekanik viteslerini kullanmadan önce beyninizi vitese takın.
Bir probleme girmemek, problemi çözmeye çalışmaktan çok daha kolaydır.
Trafik canavarlarla dolu bir arena değil, yaşamın büyük bir bölümünün zorunlu olarak geçirildiği çok riskli bir ortaklıktır. Trafiği paylaşan ortakların risklerini, ülke gerçeklerini en iyi değerlendiren sürücünün yaşam şansı çok daha yüksektir.
Bir motorlu araçta en önemli faktör sürücüdür; otolar kendi kendilerine hiç bir şey yapmazlar, onlara yanlışı ve doğruyu yaptıran sürücülerdir.
Bir otoda sürücüden sonra en önemli faktör lastiklerdir. Lastikler yol ile olan yaşam bağınızdır. En güçlü motor ve en iyi fren sistemi ile donatılmış yüksek teknoloji ürünü bir otoda bile ancak iyi lastikler ile güvenli sürüş yapılabilir. Orta büyüklükte bir otonun bir lastiğinin yere bastığı alan, bir avuç içi büyüklüğündedir. * Lastiklerle ilgili yapılan yanlışlar yaşamlarla ödenir. Yere sağlam ve doğru basın. Otolar lastiklerin üzerinde değil, lastiğin içindeki havanın üzerinde gider. İnik lastik, ayağa bol gelen ayakkabıya benzer, değil koşmak yürümek bile olanaksızdır. Sıcak havada, yağmurda ve karda lastik havaları indirilmez. Karlı yol yüzeylerinde geniş lastik değil, dar lastik daha iyi tutunma sağlar. * Görün ve görülün. Camlar, aynalar ve ışık donanımını temiz tutun. Kısa farlarınızı gündüzleri de yakın. Unutmayın en ölümcül kazalar gündüzleri güneşli günlerde ve düz yol kesimlerinde oluşur. * Trafik 360 derecedir. Her görmediğiniz santimetre karenin arkasında bir tehlike gizlenir. Onun için aynalarınızı her 10 saniyede bir kontrol edin. Şerit değiştirirken başınızı sağ veya sol arkaya çevirip ölü noktayı kontrol edin. * Direksiyon tek elle kullanılmaz.Tek elle ayakkabınızın bağcığını bağlayamayacağınız gibi. Direksiyonu her zaman iki elle ve 09:15 pozisyonunda tutun. * Yalnızca etkin fren hayat kurtarır. En iyi fren dönerek yavaşlayan tekerleklerle yapılır. Dönmeyen, kızaklayan ön tekerleklere yön verilemez, dönen ön tekerleklere yön verilir. * Otolar kendi kendilerine kaymazlar. Onları kaydıran sürücülerdir. * Gidilen yol kesimine göre yapılan aşırı hız, amaca uygun olmayan eski veya inik havalı lastikler, gereğinden fazla gaz, gereğinden fazla fren, gereğinden fazla direksiyon hareketi ve ani kompresyon (vites küçültmelerde debriyaj pedalını ani bırakma) sürücü kaynaklı kayma hareketini başlatan faktörlerdir. * Emniyet kemerini her zaman, her yerde ve tüm yolcularınıza taktırın. * Sarı ışıkta hareket etmeyin, kırmızı ışıkta geçen kamyon ilk olarak size çarpar. * Hoşgörü ve akılcılığı siz başlatın. Her isteyene yol verin. Birisine yol vermek en çok 5 saniyenizi alır. Bir günde 50 kez yol verseniz 250 saniye eder. Bu da 5 dakikanın altında bir zamandır. Hem trafiğe saygı ve hoşgörü katmış, hem de sinirlenmeden, gülümseyerek araç kullanmış olursunuz. * Doğru bilgi, tehlikeleri tanımak ve motorlu taşıtı daha iyi kullanmayı öğrenerek, beceriyi sağduyu ve saygı ile uygulamak, sürücülerin trafikteki tek yaşam şansıdır.

YANLIŞ BİLİNENLERİN DOĞRULARI
Usta sürücü, düştüğü problemden kazasız sıyrılmayı bilir! Yanlış! Çünkü usta sürücü probleme girmeyen sürücüdür. Karşısına çıkabilecek her türlü tehlikeyi önceden görebilir, ona göre tedbirini önceden alır. Problemlerle uğraşmaz. - Otobanda tamam ama, şehir içinde emniyet kemeri takılmayabilir! Yanlış! Emniyet kemeri hayat kurtaran en önemli güvenlik gerecidir. 50 km/s hızda meydana gelen bir çarpışmada otonun içindekiler emniyet kemeri takmadıkları takdirde, 4 katlı bir binadan aşağı düşmeyle eşit şok yaşar. - Arkada oturanlar için emniyet kemeri takmak gereksizdir! Yanlış! Motorlu araçlar bir yere çarptığında hemen durur, ancak içindeki yolcular aynı hızla bir yere çarpana kadar ilerlemeye devam eder. Arkada oturanların da yaşam haklarını kullanmaları ve emniyet kemerlerini takmaları gerekir. Her ne kadar henüz kanunen zorunlu olmasa da, yolcuların güvenliği için geliştirilmiş olan arka emniyet kemerleri de hayat kurtarır. Kazalarda en çok zararı emniyet kemeri bağlı olmayan yolcular görmektedir. - Lastik havalarını düşük tutarsak, hem daha iyi tutunur, hem de daha konforlu olur !Yanlış! Lastik havalarının, aracın fabrika değerinin altında olmaması gerekir. Hatta yüke ve yolcu sayısına göre artırılmalıdır. Çünkü hava basıncı düşük lastiğin tabanı yere yayılarak daha iyi tutunma sağlamaz. Aksine tabanın ortası yukarı kalkar ve yol ile teması kesilir. Havası düşük lastiklerin yalnız omuz kısımları yere basar. Lastik hava basıncı düşükken; kayma hareketleri çok daha düşük hızlarda başlar, fren mesafesi uzar, direksiyon hareketlerine daha geç cevap alınır. Belki daha konforlu sürüş yaparsınız ama, konforlu şekilde yoldan çıkabilir, konforlu şekilde çarpabilirsiniz! - Sıcak havada, lastiğin ısınmasını dengelemek için lastik havaları indirilir! Yanlış! Lastiğin ısınmasının en büyük nedeni havanın sıcak olması değil, lastik hava basıncının düşük olması nedeniyle lastik yanaklarının daha fazla esnemesidir. - Yağmurda inik lastik daha az kayar!Yanlış! Hava basıncı düşük lastikte su boşaltma kanalları kapandığı için yağmur suyunu çok daha az boşaltır. Hatta boşaltamaz ve su üzerine çıkma ve su yastığı üzerinde kayma (aquaplanning) çok daha düşük hızlarda başlar. - Direksiyon saate göre 10'u çeyrek geçe tutulur! Yanlış! Direksiyon saate göre 9'u çeyrek geçe (9.15) tutulur. Bu pozisyon, acil bir durumda her iki yöne eşit miktarda direksiyonu çevirebileceğiniz tek pozisyondur. - En iyi koltuk pozisyonu, sürücünün en rahat ettiği pozisyondur. Yanlış! Sürücünün doğru koltuk pozisyonu öncelikle otomobile hakim olabileceği ne çok uzak, ne de çok yakın bir pozisyondur. Koltuk mümkün olduğunca dik olmalıdır. Direksiyon 9.15 pozisyonundayken kollar dümdüz olmamalıdır. İdeal dirsek açısı 120 ile 135 derece civarındadır. Evimizde TV seyrettiğimiz koltuk pozisyonu çok rahat olabilir, ama bu pozisyonda otomobile ve trafiğe hakim olabilmek çok zordur. - Motorlu araçlar lastiğin üzerinde gider!Yanlış! Motorlu araçlar lastiğin içindeki havanın üzerinde gider. Eğer lastiğin içinde hava yoksa, hiçbir yere gidemezsiniz. Doğru lastik havası, ayağınızdaki ayakkabı numarası gibidir. Ayağınızı sıkan veya bol gelen bir ayakkabıyla nasıl yürüyemezseniz, otomobilin yol tutuşu da aynı şekilde bozulur. - Ani frenlerde önce frene basıp, durmaya yakın debriyaja basarsak, motor kompresyonundan faydalanıp daha kısa mesafede dururuz! Yanlış! En etkin yavaşlama frenle debriyaja aynı anda basılarak yapılır. Böylece fren sırasında motor devre dışı bırakılarak, motorun aracı ileri götürme kuvveti yok edilir. - ABS (Antiblokaj Fren Sistemi) mekanik frene göre çok daha kısa mesafede durdurur! Yanlış! ABS fren sistemi olan bir araç tekerleklerin kızaklamasını önler ve fren sırasında manevra yapılabilmesini sağlar. Ancak, daha kısa mesafede durdurmaz, daha güvenli şekilde fren yapılmasını sağlar. - Mekanik freni olan bir otomobilde fren pedalını pompalayarak daha kısa mesafede durulabilir! Yanlış! Pompalamak için ayak fren pedalı üzerinden her çekildiğinde, aracın ileri hareketi devam eder ve durma mesafesi uzar. Doğrusu; panik frende fren pedalı üzerindeki basıncı azaltarak lastiğin dönmesini sağlamaktır. Ancak ayak fren pedalından kaldırılmamalı ve fren yapmaya devam edilmelidir. - Doğru takip mesafesi hızın yarısıdır!Yanlış! Bu yöntem kullanışlı olmamakla birlikte, hata payı yüksektir. İdeal takip mesafesi (kuru havada) 2 saniye arkadan takip etmektir. Yağışlı havalarda veya yük durumunda bu süre 3-4 saniyeye çıkarılmalıdır. - Dörtlü ikaz (flaşör) tünele girince yakılır! Yanlış! Dörtlü ikaz sadece trafiğe tehlike yarattığınız durumlarda yakılır. Yani olası bir kaza veya arıza halinde. Tünelde kısa farların açık olması yeterlidir. - Gündüz kısa farları yakmak trafiktekilerin gözünü alır! Yanlış! Gündüz kısa far yakmak, daha erken farkedilmenizi ve size tehlike yaratacak olan kişilere kendinizi daha erken göstermenizi sağlar. Gece yakılan kısa farlar gözümüzü daha çok alır. Sadece kapalı ve yağışlı havalarda değil, güneşli havalarda ve hızlı yol kesimlerinde de kısa farların açılması kendi sürüş güvenliğiniz için önemlidir. - Çocukları uyarmak için korna çalınır!Yanlış! Çocukları uyarmak için korna çalınmaz! Korna onların paniğe kapılıp beklenmedik bir reaksiyon vermelerine yol açar. En iyisi iyice yavaşlamak ve gerekirse durmaktır. - Yoğun siste en iyi gitme yöntemi dörtlü ikazları yakmaktır! Yanlış! Yoğun siste en iyi gitme yöntemi hiç gitmemektir. Çünkü siste daha iyi gören sürücü yoktur, daha çok risk alan sürücü vardır. Görüş mesafesi yeterliyse siste sarı camlı gözlükler kullanmak, sis lambalarını ve kısa farları yakmak, silecekleri çalıştırmak, yerin kayganlaştığını dikkate almak, takip mesafesini artırmak ve sollama yapmamak daha güvenli yol almanıza yardımcı olur. Unutmayın! Hayatınız boyunca ölümlü bir trafik kazası geçirme olasılığınız % 33' tür. Rus ruletinde bile bu oran %17'dir. Lütfen, trafikte araç kullanmanın bir yaşam işi olduğunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın.

Periyodik Bakımlar:
Günlük, haftalık, aylık bakım ve kontroller
Üretici firma tarafından verilen kullanma kılavuzuna göre her araca belirli bir km veya süre dolunca bakım uygulanır. Periyodik bakım ve kontroller firmadan firmaya değişmekle beraber genellikle 10-15 bin km aralığında yapılır. Yetkili servislerde uygulanan bakımların dışında; sürücünün kendi kendine yapması önerilen bazı kontroller de var. İşte bunlardan birkaçı: Günlük kontroller
Sabahları araca binmeden önce lastiklerin havasının kontrolü Aracın park edildiği yerde yağ veya sıvı izleri olup olmadığının kontrolü
Kış mevsiminde donmuş olabileceği düşünülerek sileceklerin cama yapışıp yapışmadığının elle kontrolü
Kontak açıldıktan sonra göstergede bulunan ikaz lambalarının kontrolü
Yola çıkmadan önce ışıklandırma (farlar, sinyaller, fren lambaları vs.) kontrolü

Haftalık kontroller
Sıvı seviyelerinin gözle kontrolü (radyatör genleşme kabı üzerindeki max işareti, silecek sıvısı)
Motor yağ seviye kontrolü
Hidrolik yağ seviye kontrolü
Özellikle ağaç altına park edilen araçlarda, motor kaputunun, havalandırma mazgallarının yaprak ve yabancı maddelerden arındırılması ve su tahliye deliklerinin gerekirse temizlenmesi
Silecek lastiklerinin ıslak bir bez ile temizlenmesi

Aylık kontroller
Boya üzerinde çizik veya taş yaraları kontrolü (derin çiziklere servis müdahalesi gerekir) Emniyet kemerlerinin nemli sabunlu bez ile tozdan arındırılması
Yıkama esnasında özellikle jantların balata tozundan ve yabancı maddelerden arındırılması
Araç üzerinde olabilecek sanayi artıkları, kuş pisliği veya ağaçlardan dökülen reçine türü yapışkan veya agresif çevre etkenlerinin temizlenmesi
Yapılan km' ye göre lastiklerin detaylı gözle kontrolü (diş derinlikleri, yaralanma veya yarılma izleri)
Araç iç temizliği, var ise deri koltukların kullanım kitabında belirtildiği üzere temizliği

Antifiriz suyun donmasını nasıl önlüyor?
Arabamızın motoru arabayı yürütecek gücü sağlarken bir yandan da ısı üretir. Motor bloğu içinde devamlı dolaşan su ile motor soğutulur. Motordan aldığı ısı ile ısınan bu su da radyatörde havanın yardımıyla soğutulur. Kapalı bir çevrimde ve ideal ısı dengelerinde devamlı oluşan bu olayın farkına biz ancak, herhangi bir arıza durumunda soğutma olayı yetersiz kaldığında, radyatörden buharlar çıktığında, yani bilinen tabiri ile arabamız hararet yaptığında varırız. Kışın soğuk aylarında, hava sıcaklığı sıfırın altına düşünce, arabamız kapı önünde hareketsiz halde iken bu soğutma suyu da her su gibi donabilir. Donunca genişler ve yaptığı basınçla motor bloğunu çatlatabilir. Bu olayı önlemek için suyun içine, sıfırın çok altındaki derecelerde bile donmasına mani olacak 'anti-firiz' dediğimiz sıvı ilave edilir. Motorun soğutma suyunun icine ne oranda antifiriz konulacağını, o bölgede olabilecek en düşük hava sıcaklığı belirler. O zaman şöyle düşünülebilir. Tam emniyetli olması bakımından, soğutma suyunun yerine niçin tamamen antifiriz doldurmuyoruz? Antifiriz oranı yüzde yüzü bulunca sıcaklık ne kadar düşerse düşsün maksimum korunma sağlanmış olmaz mı? Hayır, olmuyor. Mantıken ters gelebilir ama belirli orandan fazla konulan antifiriz bu sefer de tamamen ters tepki veriyor. Suya yüzde 50 oranında katılmış antifiriz -37 derecede donarken, antifirizin kendisi yani saf antifiriz -12 derecede donuyor. Suyla karışabilen her şey onun sıfır derece olan donma noktasını düşürür. Yani donma derecesini düşürmek için suya toz şeker, şurup hatta aküdeki asit bile konulabilir. Hepsi de bir dereceye kadar aynı işlevi görür ancak hiçbiri diğer tehlikeli yan etkileri bakımından tavsiye edilmez. İlk otomobillerde şeker ve balın antifiriz olarak kullanılmaları denendi, sonraları ise alkolde karar kılındı. Ancak bu sefer de alkolün kaynama noktası düşük olduğundan motor sıcakken sorun çıkardı. O halde ideal antifirizin donmayı önlemesi ama aynı zamanda da suyun kaynamasına sebep olmaması gerekiyordu. Günümüzde bu amaçla 'etilen glikol' denilen renksiz kimyasal bir sıvı kullanılıyor. Suyun içine katılan kimyasalların donmayı önleme özelliği, suyun ve buzun moleküler yapıları ve antifirizin bu yapılara olan etkisinden ileri geliyor. Bilindiği gibi tüm sıvılarda olduğu gibi suda da moleküller serbest ve düzensiz halde, katılarda (buzda) ise sabit ve düzgün bir yapıdadırlar. Su donarken önce moleküllerinin hareketleri yavaşlar sonra da düzgün ve sabit bir pozisyona gelirler yani kristalleşirler. İşte antifirizin buradaki rolü, moleküllerinin su molekülleri ile birleşerek onların buz kristalleri oluşturmalarına mani olmaktır. Peki öyleyse ortada su yokken antifiriz kendi kendine niçin daha çabuk donuyor? Çünkü suya katıldığında antifirizin su moleküllerine yaptığını su da antifiriz moleküllerine yapar. Donmayı önlemek daha doğrusu geciktirmek iki taraflı çalışır, su da antifirizin donma derecesini düşürür. Sonuç olarak arabanın soğutma suyuna önerilenden fazla antifiriz konmasının hiçbir faydası yoktur aksine zararı vardır.

Güvenli Sürüş İpuçları
Kullandığınız aracın tipi ne olursa olsun, doğabilecek tehlike ve zararlardan uzak kalmak istiyoranız aşağıda sıralanan temel güvenlik stratejilerini dikkate almalısınız.
İyi bir sürüş pozisyonu elde edin.
Koltuğu, elinizi uzattığınızda bileğiniz direksiyonun en üst kısmına uzanacak konuma ayarlayın. Kafa koruyucuyu kafanızın tam arka kısmına gelecek fakat kafanıza değmeyecek biçimde ayarlayın. Direksiyonu simetrik olarak, saat 3 ve 9 konumlarında tutun. Böylelikle onu sağa ve sola daha çabuk ve tam istediğiniz kadar döndürebilirsiniz. Elinizi direksiyon simidinin tam üstünde tutarsanız, bir tehlike anında hava yastığı şişerse kolunuzu kırabilir ya da yüzünüze çarpabilir.
Kontrol edin.
Aracı hareket ettirmeden ve durdurmadan önce her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol edin. İniş sırasında dikkat!
Özellikle taşıtın sol tarafındaki kapılar, olmak üzere taşıtın kapıları yoldan başka taşıt, bisikletli veya yaya gelmediğinden emin olunmadan açılmamalıdır.
Pür dikkat!
Araç kullanırken sürekli dikkatli olun ve genellikle sağ tarafa dikilmiş olan trafik işaretlerini asla gözden kaçırmayın! Ters yöndeki işaretleri arka tarafından yorumlamaya çalışmayın. Sürüş halinde iken araçtakilerle konuşmak durumunda olduğunuzda, gözünüzü yoldan ayırmayın. Kazaların çok görüldüğü bilinen yol ve kavşaklarda daha da dikkatli olun. Bu durumda alkolle ilgili yasak ve sınırlamaları tartışmak yararsızdır. Almanya'da alkol sınırı % 0.05'e indirilmiştir.
Akışa uyun.
Koşullar elverdiğince trafik akışına uyun. Aşırı hız farklılıkları tehlikeli olabilir.
Hız limitlerine uyun.
Kazaların çoğunun nedeni aşırı hız ve dikkatsizce yapılan hareketlerdir. Trafik işaret levhalarındaki hız sınırlarının, müsaade edilen maksimum hızlar olduğu ve ancak trafik, hava ve yol koşulları uygunsa uygulanabileceği unutulmamalıdır. Yol boş ve polis kontrolü yoksa bile hız sınırlarını aşmamaya özen gösterin. Seyahat ettiğiniz yolların hız limitlerini samimi olarak bilin. Bunlar; şehir içi, şehir dışı ve otoyol hız limitleri olmak üzere, sadece üç tanedir. Aksi bir işaret bulunmadıkça bunlar geçerlidir.
6. vitesi kullanmayın.
Yokuşları çıkabileceğinizi tahmin ettiğiniz vitesle inin. Yokuş aşağı inişlerde asla vitesi boşa almayın ve hızınızı artırmamaya özen gösterin. Aksi halde sürüş kontrolünü kaybedebilirsiniz. · Çok yaklaşmayın. Şehirlerarası yollarda başka araçlara çok yaklaşmazsanız, onların yapacağı kazalara karışmamış olursunuz.
Trafiği izleyin.
Yolun ilerisine bakarak, herhangi bir probleme yaklaşmadan önce onu anlayın. Aynalarınıza da sık sık göz atın.
Geçebilecek misiniz? Geçmek istediğiniz aracın hızından yeterince yüksek hızda iseniz geçiş yapabilirsiniz.
Daha sonrasını düşünün. Muhtemel acil trafik durumlarını sürekli olarak düşünerek, kurtulma planları yapın.
Sol şeritkolik olmayın. Sol şerit, hızlı sürüş şeridi değil geçiş şerididir. Geçişler dışında sol şeridi boşaltın. Hız yapanları yavaşlatmaya da çalışmayın. Bırakın polisliği polisler yapsın.
Far yakın. Gece sürüşleri dışında, şehirlerarası yollarda, yağmurlu ve sisli havalarda gündüzleri de farlarınızı açık tutun. Bu daha iyi görülmenizi sağlayarak karşıdaki sürücülerin daha dikkatli olmalarını sağlayacaktır. Gece sürüşlerinde farlarınızın karşıdan gelen taşıtın sürücüsünün gözünü almaması için, geçiş süresince kısa far durumuna getirmeyi de unutmayın.
Sinyal verin. Şerit değişimleri ve dönüşleriniz öncesinde sinyal vererek diğer sürücülere niyetinizi bildirin.
Sola dönmek için bekleyin. Trafikte durup sola dönmek için beklerken, yol serbest hale gelinceye kadar tekerleklerinizi ileriye doğru düz tutun. Eğer tekerleklerinizi sola doğru kırarak beklerseniz, birisi size arkadan çarptığında sizi karşıdan gelen trafiğin önüne iter. Ayrıca, ilerinizde bir engel gördüğünüzde, hemen diğer şeride geçmeden önce o şeritteki trafiği kontrol edin ve onlara yol verin.
Sağa dönüş
Kırmızı ışıkta sağa dönüş yapılamaz. Sadece bazı kavşaklarda, dönüş için ayrı bir ışık bulunuyor ve yeşil yanıyorsa veya özel olarak dönüş yapılabileceği belirtilmişse, diğer yoldaki trafiğe dikkat edilerek dönüş yapılabilir.
Girişlere yardımcı olun. Çok şeritli yollarda sağ şeritte ilerlerken, trafiğin elverdiği ölçüde ve geçici olarak bir iç şeride geçerek, sağdan giriş yapan araçlara güvenli ve düzgünce giriş yapabilmeleri için yardımcı olabilirsiniz. · Doğru zamanda fren yapın. Dönüşlere gelmeden önce uygun hıza yavaşlayın. Dönüşün ortasında yapacağınız sert fren aracınızın dengesini bozar. · ABS'yi deneyin. Aracınız kilitlenmeyi önleyici fren sistemiyle donatılmışsa, ilk kez karşılaştığınızda pedal titreşim ve gürültüleri sizi şaşırtabilir. Bu nedenle, ABS'nin nasıl hissedildiğini anlamak üzere, acil bir durumu beklemeden, yağmurlu bir günde kumlu, kaygan bir yol veya boş bir park alanı bularak, ABS'yi uyarmak üzere sert bir fren yapın.
Araç kullanırken telefonu kullanmayın.
Araştırmalara göre, araç kullanılırken yapılan telefon konuşmaları kaza riskini dört kat kadar artırmaktadır. Risk, "hands-off" veya kulaklıklı telefon kullanımında da aynıdır.
· Gece görüşünüzü koruyun.
Yaklaşan farlara fazla bakmayın. Körleştiriyorsa, bakışınızı yolun sağ kenarına yoğunlaştırın. · Uykunuzu alın. Uykulu iken araç kullanmayın. Gözleriniz bir noktada sabit kalıyorsa bu tehlike işaretidir. Bulduğunuz en yakın güvenli yerde sağa çekerek birkaç dakikalık bir şekerleme yapın. · Güvenceye alın.
Kısa süreli de olsa, aracınızı terk ederken güvenceye alın. Yani, düşük vitese takarak el frenini çekin, camları kapatarak kapıları kilitleyin. Eğer arabada sizden başka kimse yoksa, kredi kartıyla ödeme yapmaya giderken bile kapıları kilitleyin.

HAYIRLI YOLCULUKLAR

12 Mart 2008 Çarşamba

PARMAGI EZMEDEN ÇIVI ÇAKMA ALETI





Parmağı Ezmeden Çivi Çakma Aleti :) Çivi çakarken parmaklarınızı ezmek istemiyorsanız, endüstriyel tasarımcı Michael Harris tarafından tasarlanmış bu ürüne göz atmanızda fayda var.

BLUETOOTH VIBRATOR






"Oyuncak" olarak adlandırılan bu zamazingolar aslında telefonunuza bluetooth ile bağlanmış bir vibratör. Senaryo şu şekilde; Bayan kişi sabah işe giderken oyuncağı yanına (!?) alıyor, beyefendi kişi ise gün boyunca ona SMS atıyor... Her SMS bayan kişi için ayrı bir zevk. E peki elalemden SMS gelirse o zaman bayan kişinin hali ne haldir? Yok, onu da düşünmüşler, 6 basamaklı bir şifre ile SMS'e başlamak gerekiyor. Beyefendi kişi işe dalıp bayan kişiye SMS atmayı unutursa, o zaman kendi kendine SMS atar.

11 Mart 2008 Salı

KOPEGINIZE ESCORT




Evet sonunda bunu da yaptılar ve köpek sahiplerini belki de büyük bir dertten kurtardılar. Köpekleri olanların her zaman başına gelen birşeydir, özellikle çiftleşme dönemlerinde karşı cinsle bir atraksiyona giremeyen bekar köpekler sahiplerinin ayaklarını şişme bebek gibi kullanıp kendilerini bir nevi tatmin ederler. Ama artık bunlar geride kaldı, paçalarınıza yapışan köpeklerden kurtulma zamanı geldi! Köpekler için sex oyuncakları çıktı :) Tatminsiz köpekleriniz artık paçalarınız yerine bu oyuncakların üzerine çıkacak, ama bu sefer de yeni bir sorun ortaya çıkıyor: sonrasında ortalığı ve bu oyuncağı(!) kim temizleyecek? Köpeğinizin sex hayatındaki sorunları çözmek istiyorsanız eğer tam size göre.

Hayati bilgiler

İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma.
Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun.
İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün.
Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma.,
Güvenmediğin biriyle asla flört etme.
Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme.
İnsanlara doğru değer ver, haketmeyenleri sil.
Kimseye yalvarma.
Asla dönüp de arkana bakma.
Sır tutmasını bil.
Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgilini satma.
Hakettiğin sevgiyi alamadın mı? Kendini üzme, sorun sen değilsin.
Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma.
Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme.
Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.
Kendini öven insanlardan kaç.
Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini gözardı etme.
Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üstüne sıçrar.
Kendinin herkesten daha önemli olduğunu unutma.
Sen istemediğin sürece tanrı dışında kimsenin seni üzemeyeceğini aklından çıkarma.
Gözyaşlarının değerini bil, onları haketmeyenler için harcama.
Sana bahşedilen zekayı kullanmayarak tanrıya hakaret etme.
Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
Kendini sev.
Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma.
Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
Dostluğunla yitinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapma.
İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.
Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme.
Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.
İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
Sana duyulan sevgiyi ve güveni istimar etme.

Alfabetik Sıralamayla Araç Yazıları

A

* Allah korusun
* Akıllı ol evlat!
* Alem bana ben sana hasta
* Algıda seçiciysem günahım ne?
* Alırsın Chevrolet, yuvarlanırsın şarampole
* Alırsın ford,olursun lord.
* Alırsın ford,olursun mord.
* Alırsın Skoda, kalırsın yolda
* Anılar da anlamsız
* Ankete gerek yok eskiler daha iyi.
* Askerin emaneti.
* Aşıksan vur saza, şöförsen bas gaza.
* Aşk çekenin, yol gidenin.
* Aşkıma ihanet ettin, beni trafik polislerine ihbar ettin.
* Aşkın bir sabun ise, köpürt beni pakize
* Adrese gerek yok eskiler bizi tanır
* Altımdaki BMW sakın üstüme gelme.
* Arabada yalnız var!
* Araman için illa hata mı yapmam gerekir?
* Aramasın artık gözler, o şimdi asker..
B
* Baba parası değil, 4 yıl lisans, 2 yıl master ve doktora teri
* Baba yorgun sengeç.
* Baba yorgun!!!
* Baba yorgun, dalaşma.
* Babalar ağır gider...
* Babam sağ olsun.
* Babam sağ olsun ama, arabayı ben aldım.
* Hacı babam sağ olsun

* Baktım araba kıyak, karı da kıyak, dedim ne ayak
* Bas gaza, frene, debriyaja... Götür ver parayı vergiye, stopaja
* Beatnik isen vur saza, Nihilist isen bas gaza"
* Ben bi düşüneyim.
* Ben bir kadini sevdim mi gözüm gibi bakar, ilah gibi taparım; ama ki bir yanlışını görmeyeyim bir bidon benzin döker çatır çatır yakarım.
* Ben ihsan değil hilmiyim,
* Ben yaşarken sen cildiracaksin
* Beni bir tek sen anladın,sen de yanlış anladın orijinal hemşerim..
* Beni sevme sevdiğimi bil yeter.
* Benim için ağlama, gözlerinden olursun.
* Bi daha sevmek için heves mi bıraktın!"
* Bi kızların nazına, bi de ara gazına hastayım.
* Bir kavanoz reçel bunlarda geçer
* Bir sana, bir de sabah uykusuna hastayım.
* Bizi kimse çekemedi halatlar koptu.
* Bemia ovası, entel yuvası
* Bu acilar bizi yildirir mi sandin?
* Bu dünyada herşey paraysa üstü kalsın.
* Burma burma bıyıklarım, Tarkan seni ayıklarım.
* Burnumdaki Piercing kadar yakınsın bana boğaziçili..
* Büyüyünce TIR olucam.
* Bir sen degil alem hasta

C

* Ceylan gözlüm
* Ceketi atarım asvalta yatarım

Ç

* Çilemse çekerim, kaderimse gülerim.
* Çılgınımsın!


D

* Doğma bebek şöför olursun
* Duanla mı yaşadım ki, bedduan ile öleceğim?
* Dünyalar kadar sevmek buysa bırak kalsın
* Dünyayla nişanlı, ölümle sözlüyüm
* Düzde geçme beni, yokuşta mahçup ederim seni.
* Dünya dikenli bir hayat sevenlerde mi kabahat.

E

* Eğer bu yazıyı okuyabiliyorsan, çok yaklaşmışsın demektir.
* Eğer kalbinde yer yoksa güzelim, farketmez ben ayaktada giderim.
* Ela gözlümün nazına, hastayım fordun aragazına.
* Entelim ama para bende
* Esrarlı gözler
* Esmerin nazına, ford'un aragazına...

F

* Freud da sollardı.

G

* Gazla uçabilirsin, ama frenle konamazsın!
* Gidişime yollar, duruşuma kızlar hasta!
* Gönlünde yer yoksa bana güzelim; farketmez ben ayakta da giderim.
* Gözlerin güzel ama, bakmasını bilmiyorsun.

H

* Hak edeni hayatıma hak etmeyenin hayatına sokarım.
* Hatalıyım , sıkıyosa ara
* Hatalıysam, aramızda kalsın.
* Hatalıysam lütfen 212.78.34.212
* Hatalıysam lütfen kamyoncu@masumdur.com
* Hatalıysam plakamı yaz 2222 ye gönder
* Hatalıysam yüzyüze görüşelim)
* Hataylıysan lütfen ara
* Hayatımı yazsam, duble yol olur.
* Herkes sevdiği kızı alsın
* Hostes aranıyor

İ

* İstanbul Ankara 4 saat, sana sevgim 24 saat
* İstedim vermediler, sen şoförsün dediler...
* İyi mazot selülit yapmaz

K

* Kamyon çeker 10 ton - 20 ton, gönlüm çeker Paris Hilton.
* Kamyoncu dediler kiz vermediler.
* Karayollarında değil, senin kollarında öleyim.
* Kısmetse dönerim
* Kız dediğin taktın mı kola yakışmalı, çaktınmı duvara yapışmalı!
* Kızın gülüşüne, kışın güneşine aldanma
* Klibimde oynar mısın?
* Kolla beni şerit değiştiriyorum
* Korkuyorsun, garanticisin!
* Kurbanda koç, asfaltta doç.( doç yazılmış, dodge da değil)
* Kuzu kurdun yollar ford'un!!
* Küresel ısınmaya karşı su tankerlerine geçiş üstünlüğü verilsin
* Küskün kral yollarda
* Kuleyle kavgalı çilekeş pilot!
* Kuzu kurdun yollar clio'nun!!

M

* Maşallah de * !!!
* Mavişim
* Mazda huzur namazda
* Mecburum geçmeye..
* Menfaat yolunda edinilen dostluk, çile yokuşunda son bulurmuş.
* Miras değil alın teri
* Mezuniyeti en az university.

N

* Nazar etme ne olur, çalış senin de olur.
* Nazlı yarin cilvesi, diş yapar Ford'un 2. Vitesi
* Ne Müslüm'den ne de Orhan'dan, sevdiğim tek parça 'Yedek parça'

O

* O şimdi asker.
* Opel Corsa, Toyota Corona
* Otoban'da sessiz bir hayat, seni sevende kabahat.
* Ovaya saldım koçu, sevdim aldım dodge'u.

Ö

* trabzonun lazına transporter in ara gazına hastyım
* Önünü görmeden sollama, evine aci haber yollama...
* Öyle birini sev ki, sen ölünce o hiç yasamasın.

P

* Para bende bundan sonra kıro olucam

R

* Radar mahkumu
* Radyatör kapağını içindeki su sıcakken açmayın!
* Rahmetlide sollardı
* Rampada geçme beni düzlükte düzerim seni
* Rampada yavaş, düzlükte savaş.
* Rampaların ustasıyım Rambrant'ın hastasıyım.
* Rampaların ustasıyım, gözlerinin hastasıyım.

S

* Sana taptığım kadar paraya tapsaydım milyarder, Allaha tapsaydım peygamber olurdum.
* Selvi boylum al yazmalım
* Sen gökyüzünde doğan güneş, ben yollarda çilekeş.
* Sen sus, birikimin konuşsun Tinselgül.
* Sevene can feda, sevmeyene elvada.

*Sollamayi zevk edindim, sagda nese ne arar?
* Star 2006
* Star yarabbi
* Sarı kızın nazı ford'un ara gazı !!
* Sen kalbimde batan güneş, ben yollarda çilekeş.
* Sollama beni,sollarım seni

Ş

* Şoför dediler, kızı vermediler
* Şoförün bahtı kara muavinin gönlü yara.
* Vatan için gidiyorum senin için döneceğim.
* Sensizlik mi? ASLA!

T

* Tek rakibim THY.

U

* Uzaktan severim, ruhun bile duymaz.
* Uzun ince kıvrım kıvrım yollar bazen deler geçer yüreğimi, sitem ederim yollara, sevmesini bilen yüreğimi boş koydunuz diye.
* UŞAK'lıysan vur saza, şöförsen bas gaza.

V

* Vur kalbime hançeri, yüreğim parçalansın; fazla derine inme, çünkü orda sen varsin.

Y

* Yaklaşma toz olursun, geçme pişman olursun!
* Yetişemezsen el salla.
* Yollar gidişime, kızlar duruşuma hasta.
* Yolların kurdu babanın fordu
* Yürü be koçum kim tutar seni?
* Yolda hızlıyım aşkta yavaş, Çorumluyum arkadaş...



Dünyanin en lüks treni Pekinden Tibete gidecek.


Çin baskenti Pekinden Tibet baskenti Lhasaya toplam 1142 km uzunlugunda bir yolu katedecek ve Dünyanin en lüks treni olacak bir hizmeti Çin eylül ayinda hizmete sokmayi planliyor.

Normal sartlarda 2000Yuan veya 280 $ olan bilet f'iyatinin yaklasik 20 katini odemeyi goze alanlar 5 yildizli otel standartlarina gore dekore edilmis bir trenle bu bes gunluk yolculugu yapabileceklerdir. Boyle bir tren en fazla 96 yolcu alabilir ve bu nedenlerle bilet ucreti ucak biletinden de pahali olacaktir.

Pekin'den Lhasa'ya hareket edecek olan sekiz gunde uc tren olacaktir. Her trende 12 yolcu vagonu, iki adet restoran vagonu ve bir adet manzara seyir vagonu bulunacaktir. Her yolcu vagonunda 4 adet 10metrekarelik ve cift kisilik bir yatak, bir oturma odasi ve banyo iceren kamaralar olacaktir. Dunyanin catisi olarak adlandirilan ve Himalaya'larin eteklerine uzanan bu tren yolu 1960 yilinda faaliyete baslamisti. Ancak, bu tren yolunun getirecegi insanlarin Tibet'in dogal ve otantik dokusunun daha cabuk bozulmasina katki saglayacagi dusunuluyor.

10 Mart 2008 Pazartesi

Anne babaların 7 yanlışı


Anne babalarin 7 yanlisi

Bircok anne-baba, cocuklarina iyilik yapmak icin cirpiniyor. Ama bir yerlerde yanlis yapiyorlar ve bunlari bulmakta cok zorlaniyorlar.

1- Cocugumuza surekli bebek muamelesi yapiyoruz

Kabul, onlar bizim can yongalarimiz, ne kadar buyuseler de bizim biricik yavrucaklarimiz. Peki cocuklarimizin karsilastigi her sorunu, onlar icin biz cozersek, yollarina cikan her engeli biz bertaraf edersek, cocuklarimiza iyilik mi yapmis oluruz? Yoksa gercek hayatin gucluklerine karsi dayaniksiz ve nice hayal kirikliklari yasamalari mukadder, zayif bir cocuk mu yetistirmis oluruz? Hayat, elbette sadece mucadelelerden ibaret degildir; ama hayatin her safhasinda karsilasabilecegimiz irili ufakli guclukleri de gormezden gelemeyiz. Ustelik bu zorluklar, her zaman kotu de degildir ki! Basari yolu, engeller, zahmetlerle doludur. Hem, sorunlardan azade bir dunya ne kadar yasanmaya deger olurdu? El bebek gul bebek muamelesiyle buyuttugumuz cocuklarimiza bu sekilde iyilik degil; aslinda kotuluk yaptigimizi hatirdan cikarmayalim. Cocuklarimiza, yaslarina uygun gucluklerle mucadele etme imkanlari verelim, guvenelim onlara.

2- Evliligimizi hayatimizin merkezine alamiyoruz

Esimizle olan munasebetlerimiz, cocuklarimiza besledigimiz muhabbetten asagi kalmamali. Esimiz ve cocugumuz arasinda tesis edecegimiz denge cok onemli. Gundelik yasamda, sadece esimiz icin bir seyler yapalim, birlikte on bes yirmi dakika da olsa zaman gecirelim. Esimizle birlikte gecirecegimiz bu anlamli ve keyifli anlar, cocugumuzun da dikkatinden kacmayacaktir. Anne ve babasinin birbirlerine verdigi degeri, duyduklari sevgiyi cocugumuzun da hissedecegini goreceksiniz. Esimizle kurdugumuz bu sicak iliski, cocugumuzun karakterini derinden etkileyecektir.

3- Cocuklarimizin sosyal etkinliklerini duzenleyemiyoruz

Cocuklarimizi bir etkinlikten bir baska etkinlige yaris ati gibi kosturuyoruz. Yirmi otuz sene once, cocuklarin nefes almaya zamanlari vardi. Kosuyorlar, saklambac oynuyorlar, masal dinleyip hayaller kurabiliyorlardi. Konusuyorlar, hikayeler, masallar anlatiyorlardi birbirlerine. Simdi zavalli cocuklarin bunlara pek zamanlari yok, kalmadi. Peki boyle bir mahrumiyetin sonuclari neler? Depresyonlar, zayif ve hastalikli iliskiler, aileden ve toplumdan soyutlanmalar, zararli aliskanliklar, bagimliliklar... Cocuklarimiz bizden daha mesgul. Yuzmeden futbola, karateye, basketbola hafta sonu okulundan ozel derslere yetismeye calisiyorlar. Bu hengameden, ne cocuk ne aile tatmin oluyor aslinda. Harcanan para, zaman ve enerji de cabasi. Bunun adi sosyal etkinlik mi, sosyal bezginlik mi? Hafta sonlari bin bir telase, zahmet ve kosusturmacayla gecen ailelere soruyoruz: Bu yaptiginizin, gerek cocugunuz gerek kendiniz icin yapilabilecek en iyi is oldugundan emin misiniz?

4- Kendi manevi yasantimizi ihmal ediyoruz

Manevi hayatimizin cocuklarimiz uzerinde cok onemli etkileri var. Cocuklarimizin, kendisiyle barisik, yeri geldiginde hatalarini kabul edebilecek guclu bir rol model gormeye ihtiyaclari var. Birlikte yemek yemeye bile zaman bulamiyoruz mazeretine siginarak, manevi hayatimizi ihmal edemeyiz. Cocugumuzun bedensel gelisimi kadar ruhsal gelisiminden de biz sorumluyuz.

5- Ebeveyn oldugumuzu unutuyoruz

Cocuklarimiz bizden anne baba olmamizi beklerler, arkadas degil. Cocukluklarinda kendi ailelerinden yeterli yakinlik gormemis kisiler, anne baba olunca, cocuklarinin en iyi arkadasi olacaklarini soylerler. Oncelikle cocugumuza annelik babalik yapalim. Bu, cocugumuzla aramiza duvarlar ormek, evde emir komuta zincirleri tesis etmek degildir. Firsatlar olusturup, zaman zaman cocugumuzun oyun arkadasi olacagiz, belli olculerde sirdasi olacagiz, ancak ev icindeki asli gorevimizi hatirdan cikarmamamiz gerekiyor. Cocugumuzun zaten kendi arkadaslari olacaktir, biz de kendi arkadaslarimizla takilalim.

6- Dengeyi tutturamiyoruz

Cocugumuzun okul, ev ve sosyal hayattaki plan ve programlarinin suresini, miktarini ayarlamiyoruz, dengeleyemiyoruz. Otoriter ailelerde pek cok kurallar, nizamnameler vardir. Ihmalkar ailelerde de durum tam tersidir. Gerekli gereksiz onlarca kural yerine, cocugu tesvik edecek, ise yarayacak duzenlemeler, onun da bizim de hayatimizi kolaylastiracak evdeki rahatsizlik veren sikiyonetimi veya gevsekligi ortadan kaldiracaktir.

7- Cocuklarimizdan bizim hayallerimizi gerceklestirmesini bekliyoruz

Cocuklarimizin, genetik olarak bizlerden farkli oldugunu kabul etmeliyiz. Onlarin farkli karakterleri, kisilikleri, potansiyelleri vardir. Cocuklarimizi kendi kaliplarimizin icine hapsetmeye hakkimiz yok. Bizler hayallerimizi susleyen birer doktor, avukat, vali, muhendis olamamissak cocuklarimizi bu mesleklere zorlayip, kendimizi tatmin yollari aramamiz haksizlik olur. Eger onlari bu mesleklere ikna edersek bir sorun yok, rizalari disinda bir meslege cocuklarimizi zorlamayalim.

Basta da belirttigimiz gibi ebeveynler olarak pek cok hatalar yapiyoruz. Elimizde bir kullanim kilavuzu yok, cocuklarimizi yetistirmek icin. Beser olarak hatadan hali degiliz.


6 Mart 2008 Perşembe

TTNET WiFi mayis 2008 e kadar bedava!

TTNet WiFi Servisi nedir?
TTTNet WiFi, TTNet'in, kablosuz, hızlı internet erişimidir. TTNet WiFi ile, havaalanları, oteller, alışveriş merkezleri, konferans merkezleri, marinalar, kafeler, fuar alanları gibi yerlerde, taşınabilir bilgisayarınız (dizüstü bilgisayar, el bilgisayarı-PDA), veya Wi-Fi uyumlu cep telefonunuz* üzerinden internete bağlanabilirsiniz.
500'ü aşkın TTNet WiFi servis noktasında TTNet WiFi kartı satın alarak ya da kredi kartınızla ödeme yaparak kablosuz özgür internetin keyfini çıkarabilirsiniz.
* Telefon ve bilgisayarlarınızın wi-fi özelliği olup olmadığını, cihaz satış temsilcinize danışabilirsiniz.
TTNet WiFi kullanımı için gerekenler,
Dizüstü, avuç içi bilgisayar, ya da wi-fi özellikli cep telefonu
IEEE802.11b/g ve wi-fi uyumlu WLAN kartı (wlan özellikli bilgisayalarda bu karta ihtiyaç duyulmaktadır)
Kullanıcı adı ve şifre (Daha önceden satın aldığınız TTNet WiFi kartlarınızın üzerindeki kullanıcı adı ve şifreyi kullanabilir ya da TTNet WiFi sitesi üzerinden kredi kartınızla ödeme yaparak kullanıcı adı ve şifrenizi alabilirsiniz).
TTNet WiFi kullanımı
TTNet WiFi logosunu göreceğiniz erişim noktalarında, taşınabilir bilgisayarınıza WLAN karınızı takın, veya el bilgisayarı ya da wifi uyumlu cep telefonunuzda wifi bağlantısını aktive edin
Şebeke adını (SSID) 'TTNet WiFi' olarak seçin
Bilgisayarınızda yüklü olan internet tarayıcınızı (Internet Explorer, Netscape Navigator vb.) açtığınızda karşınıza gelen sayfada (herhangi bir sayfaya girmeye çalıştığınızda otomatik olarak TTNet WiFi web adresine yönlendirileceksiniz) "kullanıcı adı" ve "şifre" girerek internete bağlanın.
Kullanıcı adı ve şifrenizi nasıl temin edebilirsiniz?
İki çeşit ödeme yöntemi ile kullanıcı adı ve şifrenizi alabilirsiniz:
TTNet WiFi kartı satın alarak: TTNet WiFi kartınızı, Türk Telekom Ofisleri, Türk Telekom bayileri ve TTNet WiFi servis noktalarından alabilirsiniz.
Kredi Kartı ile ödeyerek: Kullanıcı adı ve şifrenizi TTNet WiFi servis alanlarındayken web tarayıcınızı açtığınızda karışınıza çıkan TTNet WiFi sayfasından kredi kartınızla ödeme yaparak alabilirsiniz.
TTNet WiFi artık TTNet ADSL Abonelerine ücretsiz!
TTNet ADSL abonesiyseniz, TTNet WiFi’dan ücretsiz yararlanabilirsiniz.* Bunun için TTNet WiFi Servis Noktalarında, ADSL Hizmet Numarası, ADSL kullanıcı adı ve ADSL şifrenizi girmeniz yeterli.
* TTNet ADSL aboneleri, TTNet WiFi Kablosuz İnternet hizmetinden 31 Mayıs 2008’e kadar ücretsiz olarak yararlanabilecek.
TTNet WiFi'te güvenlik
TTNet WiFi şebekesi diğer internet bağlantıları kadar güvenlidir. Kullanılan cihazdan wi-fi sistemine kadar bilgiler şifreli bir şekilde, güvenle taşınır.

5 Mart 2008 Çarşamba

AHMET ÇAKAR BIKINIYI GIYDI

Degerli dostlar,
Ne demis atalar1m1z: büyük lokma ye büyük söz söyleme, degil mi evladim, böyle giydirirler adama bikiniyi isteö ne isin vardi tutsaydin ya dilini; insan ne çekerse sivri dilinden çeker zaten. Bence A. Çakar bu yeni kreasyonu giyip te Bagdat Caddesinde dolasmali, aksi takdirde bundan sonra TV lere cikip ahkam kesmemeli çünkü artik kesse de dinleyeni olmayacaktir.

HEM İNTERNET HEM TV! İŞTE IPTV


TAMAMEN YERLİ IPTV GELİYOR

ABD'de teknolojiye yön veren 10 kişiden biri kabul edilen Bülent Çelebi'nin şirketi AirTies televizyon alışkanlıklarını kökten değiştirecek ürünü IPTV alıcısını yıl sonunda Türkiye'de satışa sunacak.

KABLOSUZ ağlar ve genişbant internet erişimi konusunda ürün ve çözümler geliştiren AirTies, mevcut televizyonların internet üzerinden yayınları almasını sağlayan ve isteğe bağlı program izlemeyi mümkün kılan IPTV alıcısını üretti. Evlerdeki kablo kirliliğine de son veren M-140, Sabancı Üniversitesi işbirliği ile tamamen yerli kaynaklarla üretildi. Bu fikri geliştiren uzun yıllar yaşadığı ABD'de 'Teknolojiye yön veren 10 kişiden biri kabul edilen ve ABD'de kendisine Mr. Chip denen AirTies'ın kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Çelebi, televizyon alışkanlıklarımızı kökten değiştiren ürün hakkında sorularımızı yanıtladı.

IPTV'nin geçmişinden bilgi verir misiniz? Şu anda dünyada kaç kişi IPTV kullanıyor?
Geçmişi sadece 2.5 yıl öncesine dayanıyor. Berlin'de yapılan Genişbant Dünya Forumu'nda açıklanan rapora göre dünyada IPTV servislerini kullanan kişi sayısı 2007 sonu itibariyle 7.9 milyona ulaştı. IDC'ye göre 2011 yılında bu rakamın 65 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Geçmişi daha 2.5 yıl olan IPTV'de kullanıcı sayısındaki artış hızı çok yüksek. IPTV'de geçtiğimiz bir yıl içindeki en büyük artış yüzde 231 ile Avrupa'da yaşandı; abone sayısı Fransa'da 2 milyon kişiye ulaştı.

IPTV neleri değiştirecek?
İstenilen program istenilen yerde ve istenilen zamanda seyredilebilecek. Tüm dünyadan sınırsız TV kanalı izlenebilecek. eğitim, oylama, oyun gibi interaktif hizmetlerden yararlanılabiliyor. Tek faturası olacak. Reklam verenler için de kişiye özel reklam uygulaması, böylece hedef kitleye ulaşma garantisi olacak.

Sizin ürününüz M-140'ın özelliği nedir?
M-140'lar fiberoptik kabloyla internet bağlantısı olan yerlerde verimli şekilde kullanılabiliyor. Normal bakır tellerle sağlanan hızlı ADSL bağlantısında da sorunsuz bir şekilde internet üzerinden TV yayınları izlenebiliyor. Son kullanıcı açısından kurulumu ve kullanımı çok kolay, az yer kaplayan, sessiz, düşük maliyetli bir kutu. Bununla birlikte, internet kullanımı, uzaktan yönetim ve güncelleme, tak çalıştır gibi özellikleri var. Opsiyonel olarak eklenebilecek bir USB adaptör sayesinde ev içerisinde kablosuz video aktarımına imkan veren bir ürün olmasıyla benzerlerinden ayrılıyor. AirTies ile televizyon yayını internetten gelecek, evin içinde tek tuşla dolaşacak. Kablosuz video aktarımında genelde karşılaşılan görüntü kalitesi problemlerini çözen, patent başvurusu yapılmış, AirTies'a özgü 'Mesh' teknolojisini kullanıyor. Bunun yanında, güvenlik ve kaliteli kablosuz iletişim ayarlarını otomatik olarak yapıyor. Kullanıcının bir düğmeye basması yeterli. Bu yönleriyle, servis sağlayıcılarının kurulum ve kullanıcı desteği maliyetlerini de minimumda tutmalarına büyük destek veriyor. İleride M-140'ın yazılımını geliştirerek gittiğiniz yere götürme imkanı da olacak.

Türkiye'de ne zaman kullanmaya başlayacağız?
Özellikle internet servis sağlayıcıları ve içerik üretenler tarafından beklenen IPTV'nin, Türkiye'de de içerik ve dağıtım açısından 2008 yılının son çeyreğinde hayata geçirilmesi planlanıyor. İnternet üzerinden yüksek çözünürlüklü (HD) yayınlar yapmak için VDSL gerekiyor. VDSL2 altyapısı ile Türkiye de HD yayınlara geçebilecek.

Türkiye ile mi sınırlı kalacaksınız?
Hedefimiz, Türkiye sınırları içinde katma değer yaratan, Türkiye'nin örnek şirketi olarak dünyaya açılmak. Çünkü AirTies'ın Türkiye'deki başarısı, Ar-Ge gücünden kaynaklanıyor. Biz Türkiye'nin 'teknoloji alanında dünya markası yaratma' hedefi için talibiz. M-140'ın bu hedef için çok önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Bugüne kadar Türkiye pazarında önemli başarılara imza attık, hızla büyüdük. Önümüzdeki 5 yıl içindeki hedefimiz ise Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika'yı kapsayan EMEA bölgesinde liderlik.

Nasıl kuruluyor?
ADSL sağlayacısının abonelik sırasında ücretsiz vereceği M-140'ı kurmak için bir televizyon (ya da iki, üç, dört) ve internete bağlanmayı sağlayan AirTies Axespoint yani modem gerekiyor. Modem cihazı internet hattının geldiği noktaya bağlanıyor. Televizyona da M-140 bağlanıyor. Sonrası çok kolay. Televizyonu açtığınızda karşınıza AirTies AirMagic programı çıkıyor. Ekrana iki cihaz arasındaki bağlantıyı kurmanız için bir uyarı geliyor. Bu durumda modemin düğmesine basıyorsunuz. İki cihaz birbirini buluyor. Ve yayın başlıyor. Bu her televizyon için aynı şekilde yapılıyor.

4 Mart 2008 Salı

BESLENMEYLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

BESLENMEYLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Her gün çeşitli yayın organlarında beslenme konusunda birtakım haberlerle karşılaşmaktayız. Bunların bir kısmı tamamen bilimsel olmasına rağmen, bazıları ise doğruluktan tamamen uzaktır. Ancak maalesef asılsız haberlerin daha çok prim yapması doğru bilinen birtakım yanlışların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Halbuki bilim doğruların artmasından ziyade, bazen yanlışların azalması ile ilerlemektedir. Aşağıda doğru bilinen yanlışlardan birkaç örnek yer almaktadır:
Kabak Çekirdeği Zayıflatır, Bağırsakları Çalıştırır, Ay Çekirdeği Gibi Zararlı Değildir

Ay çekirdeğinin 100 gramı 560 kkal. enerji vermektedir. Somut bir örnek vermek gerekirse; enerjisi yaklaşık bir bütün somun ekmeğe tekabül etmektedir. Hem de hastalık gibidir, elimizi verir kolumuzu kaptırırız. Buna karşılık kabak çekirdeğinin zayıflatıcı etkisi olduğu, bağırsakları çalıştırdığı, ay çekirdeği kadar zararlı olmadığı düşünülür. Sanılanın aksine kabak çekirdeğinin kalorisi daha yüksektir (100 gramı 610 kkal.). Hiçbir zaman için bağırsakları çalıştırıcı, kabızlığı önleyici bir etkisi yoktur. Öte yandan her iki çekirdek türü de doymuş, yani kötü yağ içerdiği için kalp - damar sağlığı açısından zararlıdır. Kilo aldırıcı etkileri de göz ardı edilmemelidir.
Balık ve Yoğurt Beraber Yenirse Zehirlenme Yapar
Tazeliğini yitiren balıkta �histamin� adında bir proteinin miktarı artmakta ve bu madde aynı zamanda yoğurtta da bulunmaktadır. Aynı öğünde her ikisi de tüketilirse vücuttaki histamin miktarı artmaktadır. Bu durum özellikle alerjik durumu olan bireylerde bazı olumsuz tepkimelere yol açabilmektedir. Besin zehirlenmesi açısından olayı incelersek; balık bayat ise yanında yoğurt yenilse de yenilmese de zaten zehirlenmeye yol açar. O nedenle besinleri taze olarak tüketmeye dikkat etmeli, tazeliğinden şüphe edilen besinleri imha etmeliyiz.
Light / Diyet Ürünler Zayıflama Diyetlerinde Serbestçe Tüketilebilir
Bir ürünün üzerindeki �light� veya �diyet� ibaresi o besinin gün içerisinde serbestçe tüketilebileceği, enerjisinin olmadığı anlamına gelmemektedir. Sonuçta lezzet veren birtakım öğeler (yağ, şeker, un, tuz...) mevcuttur. Unutmayınız ki bunlardan herhangi birinde yapılan bir azaltma diğerindeki artış ile kapatılmakta ve lezzet bu şekilde korunmaktadır. O nedenle besinler satın alınırken etiketleri iyi bir şekilde okunmalı ve yorumlanmalıdır. Uygun olan ürün de serbestçe tüketilmemeli, eşdeğeri olan başka bir besinin yerine tercih edilmelidir. Aksi taktirde farkında olunmadan yüksek oranda enerji alımına, dolayısıyla kilo kazanımına yol açabilir.
Aç Kalmak Zayıflatır
Zayıflamak uğruna aç kalmak, öğün atlamak sanılanın aksine genelde kilo alımı ile sonuçlanmaktadır. Çünkü yeterince beslenemeyen metabolizma, durumu �kıtlık� olarak algılamakta ve tüketilen her besini savunma mekanizması olarak (yarın bir gün tekrar aç kalırsam enerji olarak kullanırım mantığı ile) vücutta yağ şekline depo etmektedir. Tıpkı bizlerin sular kesildiğinde depo ettiğimiz suyu kullanıp, suların geri gelmesi ile birlikte depoyu tekrar doldurmamız ve fazladan yedekleme yapmamız gibi. Önerilen; dengeli bir beslenme programına eşlik edecek egzersiz ile fazla kilolardan kurtulmaya çalışmaktır.
Zeytinyağı Mucize Bir Yağdır
Zeytinyağı önerdiğimiz yağlardan biridir. Omega - 9 adı verilen yağ asitlerini içermektedir. Ancak ekmeğinizi zeytinyağına bandırarak, salatalarınıza gönlünüzce zeytinyağı gezdirerek bolca tüketmeyiniz. Sonuçta katı da olsa sıvı da olsa 1 gram yağ 9 kkal. enerji vermektedir. Dolayısıyla fazlası kilo aldırmakta ve oluşan şişmanlığa bağlı olarak birtakım sağlık problemleri de ortaya çıkmaktadır. O nedenle katı yağlar kötü olarak tanımlanıyorken, zeytinyağı da kötünün iyisi olarak görülmeli, aşırı kullanımdan kaçınılmamalıdır.
Karbonhidratlarla Proteinleri Karıştırmamak Gerekir
Pratikte ve teorikte bu durum pek mümkün değildir. Örnek olarak bir süt kutusunun üzerindeki etiket bilgilerine bakacak olursanız içerisinde hem karbonhidrat hem de protein olduğunu göreceksiniz. Aynı şey yoğurt için de geçerlidir. Hatta karbonhidrat diye bildiğimiz pirinç ve makarna paketlerinin üzerindeki etiket bilgisini incelediğimizde protein de içerdiklerine tanık oluruz. Demek ki ayırma diyeti temelinde yanlış. Bu durumda bizim hiç süt ve yoğurt tüketmememiz gerekir. Peki ya kemik sağlığımız? Dolayısıyla bu durum kişiyi yetersiz ve dengesiz beslenmeye sürüklemektedir.
Aç Karına Limon veya Greyfurt Suyu İçmek Yağları Eritir
Maalesef herhangi bir yiyecek veya içeceğin tüketilmesi ile vücuttaki depo edilen yağlardan kurtulmak mümkün değildir. Keşke kilo vermek bu kadar kolay olabilse, ancak beslenme tedavisi ve egzersiz programı birlikte sürdürülmeden fazla kilolardan ve depo edilen yağlardan kurtulmak pek mümkün olmamaktadır. Dilerseniz deneyebilirsiniz, bir paket katı margarin üzerine limon veya greyfurt suyunu dökün ve bekleyin. Yağda hiçbir değişmenin olmadığını göreceksiniz. Özellikle mide rahatsızlığı olan bireylerin aç karına bu içecekleri içmesi zararlı olabilir. Çözümü bilimde aramak gerekmektedir.
Diyette Yağı Kesmek Depo Edilen Yağların Yanmasını Sağlar
Zayıflamaya yönelik diyet uygulasak da vücudumuzun belirli oranlarda yağa ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacın diyetle karşılanmadığı durumlarda vücut savunma mekanizması olarak karbonhidrat ve proteinlerden yağ sentezler ve bu yağ, oldukça yüksek oranlarda kolesterol içerir. Halbuki yağda eriyen vitaminlerin kullanılması vücuda alınan yağlara bağlıdır. Hatta bazı yağ asitleri vücut tarafından üretilemediği için besinler yolu ile alınmak durumundadır. Ayrıca yağlar mideyi yaklaşık 3 saatte terk ettiği için uzun süre tokluk hissi verirler.
Bol Bol Soda İçmek Zayıflatır
Soda, sindirimi bir miktar kolaylaştırdığı için özellikle yemeklerden sonra tercih edilen bir içecektir. Hazmı kolaylaştıran bu içeceğin yağ yakıcı bir fonksiyonu bulunmamaktadır. Zayıflatıcı etkisi bulunmayan soda, aşırı miktarlarda içildiği taktirde iştah açıcı bir etki göstermektedir.
Ekmek, Pilav ve Makarnayı Kesmek Zayıflatır
Zayıflama ile kilo vermek arasında önemli bir fark vardır. Önemli olan nereden kilo verildiğidir. Eğer ki kas ve su kaybı sağlayan bir yöntem uyguluyorsanız onun adı tedavi değildir. Şişmanlık vücuttaki yağ oranının fazlalığı olduğuna göre; şişmanlıktan kurtulmak, zayıflamak için de vücutta depo edilen yağlardan kurutulmak gerekmektedir. Ekmek, pilav ve makarna gibi tahıl ürünleri kimyasal yapılarında bulunan hidroksil (OH) molekülü sayesinde su tutucu bir özelliğe sahiptirler. Eğer ki diyette bu besinlerin tüketimini en aza indirirseniz vücudunuz da su tutamayacağı için kısa sürede birkaç kilo ağırlık yani su kaybedeceksiniz. Tabi vücudunuzdaki %20�lik bir su kaybı sağlığınızı tehlikeye atacağı için savunma mekanizması olarak daha fazla su kaybetmemeye, kilo verememeye başlayacaksınız. Sonrasında ise kaybedilen su vücudunuza geri geldiğinde eski ağırlığınıza geri döneceksiniz. Hatta uyguladığınız bu yanlış diyet sonrası daha bile fazlasına.
Kepekli Ürünlerin Kalorisi Düşüktür
Hemen hemen hiçbir ürünün kepekli alternatifi, normal çeşidinden daha düşük enerji içermemektedir. Hatta bazı kepekli ürünlerin enerjisi normallerine göre daha bile fazladır. Bir ürünün kepekli olması onun lif yani posa içerdiğinin bir kanıtıdır. Şeker, kolesterol ve tansiyon seviyelerini dengelediği, doygunluk ve tokluk hissi verdiği, dışkılama sayısını ve miktarını artırdığı için kepekli ürünler daha sağlıklıdır.
Çay, Kahve, Kola Suyun Yerini Tutar
İçilen çay, kahve, kola gibi içecekler diüretik oldukları için asla suyu yerini tutmamakta, vücuttan su atımını artırmaktadır. En iyi çözücü, saf, katkısız ve doğal olan içecek su olduğu için günlük su tüketimine önem vermek gerekmektedir.
Gıda Katkı Maddeleri Kansere Yol Açar
Yapılan bilimsel çalışmalar tüm kanser nedenlerinin % 1�inden daha azının gıda katkı maddelerinden kaynaklı olabileceğini göstermektedir. Hatta bazı katkı maddeleri sanılanın aksine kanserojen maddelerin oluşumunu ya da etkisini engelleyici niteliktedir. Genelde koruyucu amaçlı kullanılan gıda katkı maddeleri besinin raf ömrünü artırıcı, lezzet verici niteliktedir. Unutulmamalıdır ki, hiçbir gıda katkı maddesi toksik değildir. Toksik olan dozudur.

3 Mart 2008 Pazartesi

BAŞARIYA GÖTÜREN YEDİ BASAMAKLI YOL

BAŞARIYA GÖTÜREN YEDİ BASAMAKLI YOL

İnsan potansiyeli alanında sayısız kitabı olan Deepak Chopra, ''Başarının Kanunu'' adlı kitabında, başarıya götüren 7 anahtar veriyor.

Başarı, hedeflere adım adım ulaşmak olarak tanımlanabilir. Başarı denince akla ilk olarak maddi başarı gelse de, bu başarının bir tek yönüdür. Başarı aynı zamanda, kendini ve yaşamı da başarmaktır: İyi ilişkiler, özgüven, özgürlük, duygusal ve psikolojik denge, mutluluk duygusu, iç huzur...

Başarılı olmayı hemen herkes ister ama gene aynı çoğunluk başarının, çok çalışma ve gerektiğinde birilerine zarar verme pahasına elde edilebileceği düşünülür. Bedeli yüksektir kısacası.

Dr. Deepak Chopra'nın, ''Başarının Kanunu'' adlı kitabı tam da bu noktada karşımıza çıkıyor: Chopra, doğayla uyum içinde yaşadığımızda, ne o kadar çabaya, ne de bu bedellere gerek kalmayacağını söylüyor. İşte Chopra'nın anlattığı, mutluluğa götüren yedi anahtar...

1- Salt mümkünlük kuralı

Deepak Chopra kitabına, ilk tinsel kural olarak salt mümkünlük kuralı ile başlamış. Bu kurala göre, gerçek doğanızı, özünüzü ne kadar çok anlarsanız, salt mümkünlük alanına o kadar çok yaklaşırsınız.

Salt mümkünlük kuralını nasıl uygulayabilirim?

* Chopra'nın özellikle altını çizdiği noktalardan birisi yargılamamak ve yargıda bulunmaktan kaçınma çalışması. Diyor ki, ''Bugün olup biten hiçbir şeyi yargılamayacağım diyerek güne başlayın ve gün boyunca yargıda bulunmaktan kaçının.''

* Her gün, en azından bir çiçeği koklayarak, mümkünse denizin ya da bir akarsuyun sesini dinleyerek, günbatımını izleyerek doğayı, her canlıda bulunan zekâyı gözlemlemek için zaman ayırın.

* Her gün sessiz kalmak ve yalnızca var olmak için zaman ayırın.

2- Verme kuralı

Chopra bu kuralı, ''Evrenin işleyişi, dinamik alışverişle olur: Vermek ve almak evrendeki enerji akışının farklı yönleridir'' diye açıklamış ve devam etmiş: ''Ne kadar çok verirseniz, o kadar çok alırsınız çünkü evrendeki bolluğun yaşamınızdaki dolaşımını korumuş olursunuz. Aslında, yaşamda değerli olan her şey vermekle çoğalır. Vermekle çoğalmayan şey ise ne vermeye, ne de almaya değerdir. Vermenin ve almanın ardındaki en önemli şey niyettir. Niyet, daima veren ve alan için mutluluk yaratmak olmalıdır.''

Verme kuralının uygulanması:

* Nereye gitsem ve kiminle karşılaşsam, ona bir armağan götüreceğim: Bu armağan bir iltifat, bir çiçek ya da bir dua olabilir.

* Bugün yaşamın bana sunduğu bütün armağanları minnet duygusuyla alacağım.

* Birileriyle her karşılaştığımda, sessizce onlara mutluluk, sevinç ve kahkahalarla dolu bir hayat dileyeceğim.

3- Karma ya da neden sonuç kuralı

Her eylem bize aynı türde geri dönen bir enerji üretir: Ne ekersek onu biçeriz. Düşüncelerimiz, sözcüklerimiz ve yaptıklarımız etrafımıza ördüğümüz ağın iplikleridir. Başkalarına mutluluk getiren eylemleri seçtiğimizde, neden sonuç kuralının meyvesi mutluluk ve başarı olur.

Neden-sonuç kuralı nasıl uygulanır?

* Bugün, her an yaptığım seçimleri gözleyeceğim. Bu seçimleri yalnızca gözlemekle, onları bilinçli algılama alanıma getireceğim.

* Ne zaman bir seçim yapsam, kendime iki soru soracağım: ''Yapmakta olduğum bu seçimin sonuçları ne olabilir?'' ve ''Bu seçim bana ve bu seçimden etkilenenlere başarı ve mutluluk getirecek mi?''

* Bana rehberlik etmesi için yüreğime danışacağım ve onun rahatlık ya da rahatsızlık mesajlarına göre yönümü tayin edeceğim. Eğer seçimim rahatsızlık duygusu veriyorsa duracak ve yüreğimin gözüyle eylemlerimin sonuçlarını izleyeceğim.

4- Asgari çaba kuralı

Chopra, asgari çaba kuralını, ''Doğa zekâsının, çaba gerektirmeyen bir kolaylıkla ve sınırsız bir kaygısızlıkla işlediği gerçeği üzerine kurulmuştur: Kuşlar uçmaya çalışmaz, uçar; çiçekler açma çabası göstermez, sadece açarlar. Bu asgari çabanın, direnç göstermemenin ilkesidir. İşte bu nedenle de, uyum ve sevgi ilkesidir'' şeklinde anlatıyor.

Asgari çaba kuralı nasıl uygulanır?

* Bugün kişileri, olayları, durumları oldukları gibi kabul edeceğim.

* Her şeyi olduğu gibi kabullenerek, içinde bulunduğum durumun ve sorun olarak gördüğüm bütün olayların sorumluluğunu üstleneceğim. Sorumluluğun, içinde bulunduğum durum için hiç kimseyi (kendim dahil) suçlamamak olduğunu biliyorum.

5- Niyet ve arzu kuralı

Her niyet ve arzunun yapısında gerçekleşmesini sağlayan mekaniği mevcuttur. Bir niyeti salt mümkünlüğün bereketli zeminine attığımız zaman bu sonsuz düzenleme gücünün lehimize çalışmasını sağlarız.

Niyet ve arzu kuralı nasıl uygulanır?

* Bütün arzularımın bir listesini yapacağım. Nereye gitsem bu listeyi de yanımda götüreceğim. Gece yatmadan önce, sabah uyandığımda bu listeye bakacağım.

* Arzularımın bu listesini salıverip yaradılışa teslim edeceğim. Bunu yaparken işler istediğim gibi gitmediğinde bunun bir nedeni olduğuna ve evrensel planın benim için kendi tasarladıklarımdan çok daha büyük projeleri olduğuna inanacağım.

6- Bağlanmama kuralı

Deepak Chopra diyor ki, ''Hiçir şeye bağlanmamak belirsizliğin bilgeliğini barındırır. Belirsizliğin bilgeliğindeyse geçmişteki şartlanmaların hapishanesi olan bilinenden bağımsız olma vardır. Her şeyin mümkün olduğu bu alana, yani bilinmeyene geçmeyi istediğimiz zaman, kendimizi tüm evrenin dansını düzenleyen yaratıcı zekâya teslim etmiş oluruz.''

Nasıl uygulayabilirim?

* Bugün kendime ve çevremdekilere oldukları gibi olma özgürlüğünü tanıyacağım. Sorunlara zorla çözüm bulmaya çalışarak, yeni sorunlar yaratmayacağım.

* Bugün belirsizliği yaşantımın temel bir öğesi olarak kabul edeceğim. Belirsizliği gönülden kabul etmemle birlikte tüm karmaşanın içinde çözümler belirmeye başlayacaktır.

* Tüm imkânlar alanına adım atacağım ve kendimi sonsuz seçeneklere açık tuttuğum zaman ortaya çıkacak mükemmel heyecanı bekleyeceğim.

7- Dharma kuralı ya da yaşamın amacı

Dharma, ''yaşamın amacı'' anlamına gelen Sanskritçe bir sözcük. Dharma kuralı, bir amaca ulaşmak için maddi şekle büründüğümüzü söylüyor, ''Herkesin yaşamda bir amacı vardır'' diyor Chopra: ''Başkalarına vereceği benzersiz bir armağan ya da özel bir yetenek. Biz bu benzersiz yeteneği başkalarına hizmetle birleştirdiğimiz zaman, bütün amaçların nihai amacı olan kendi ruhumuzun coşkusunu ve mutluluğunu yaşarız. ''

Dharma kuralının uygulanması:

* ''Nasıl hizmet edebilirim?'' ve ''Nasıl yardımcı olabilirim?'' sorularını kendime her gün soracağım.

* Benzersiz yeteneklerimin ve onları ortaya koyarken yapmayı sevdiğim şeylerin tümünün bir listesini yapacağım. Benzersiz yeteneklerimi dışa vurup bunları insanlığın hizmetinde kullandığımda, zamanı unutur ve başkalarının yaşamına olduğu kadar kendi yaşamıma da zenginlik yaratırım.